“ŞİDDETLE MÜCADELEDE TOPLUMSAL İŞBİRLİĞİ FORUMU”

Türkiye Barolar Birliği, 23 Aralık 2022 Cuma günü, Av. Özdemir Özok Kongre ve Kültür Merkezinde, şiddetin...

Türkiye Barolar Birliği, 23 Aralık 2022 Cuma günü, Av. Özdemir Özok Kongre ve Kültür Merkezinde, şiddetin önlenmesi için gerekli olan çok önemli bir konuda “Şiddetle Mücadelede Toplumsal İşbirliği Forumu” düzenledi.

Forumu, Şiddetsiz Toplum Derneği Başkanı Rıza Sümer, Genel Sekreter Aziyme Arıkan, üyeler; Gürbüz Mutlu ve Gürsel Aşan ile gönüllü Erdal Gülöz de izledi.

Çalıştayda konuşmacılara, “Anneler ve Gözyaşları” isimli kitaplarımı imzalayarak armağan ettim.

Konuşmacılar

Forumun açılış konuşmalarını, Türkiye Barolar Birliği Şiddetle Mücadele Kurulu dönem sözcüsü Av. Asude Şenol, Başkan Yardımcısı Av. Gürkan Altun yaptılar.

Yöneticiliğini, TBB Şiddetle Mücadele Kurulu Sekreter üyesi Av. Şükran Eroğlu’nun yürüttüğü ilk oturumun konuşmacıları, şiddet olaylarında yitirdikleri yakınlarının anılarını ve ailelerin çektiği acıları dile getirdiler.

Konuşmacılar şunlardı.

Metin Lokumcu’nun kardeşi Ayşe Lokumcu, Ali İsmail Korkmaz’ın abisi Av. Gürkan Korkmaz, Av.Uygar Coşkun’un eşi ve 10 Ekim Barış Derneği Başkanı Av. Mehtap Sakinci Coşkun, Ceren Damar Şenel’in babası Mustafa Damar, Av. Müzeyyen Boylu Issı’nın annesi Türkan Boylu, Diyarbakır Barosu Başkanı Av. Tahir Elçi’nin eşi, yazar, Av. Türkan Elçi.

6 konuk da, kardeş, eş ve evlat acısını, kin, nefret ve intikam duygusu taşımayan ve içimiz buruk olsa da hepimizi hayran bırakan örnek konuşmalar yaptılar.

Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı’nın eşi Nilüfer Kışlalı rahatsızlığı, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. R. Erinç Sağkan ise Ankara dışına gitmek zorunluluğu nedeniyle Foruma katılamadılar.

TBB Şiddetle Mücadele Kurulu dönem sözcüsü Av. Asude Şenol’un yöneticiliğini yaptığı öğleden sonraki ikinci oturumun konuşmacıları şunlardı.

Av. Ahmet Kemal Şenpolat (Hayvan Hakları Federasyonu Başkanı-Haytap), Canan Güllü (Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı), Psikiyatr, yazar Gülseren Buğdayıcıoğlu, Av. Müjde Tozbey Erden (Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı), Cumhuriyet Halk Partisi 25. ve 26. dönem İzmir Milletvekili ve Sivas olaylarında kaybettiğimiz şair Metin Altıok’un kızı Zeynep Altıok Akatlı.

Sanatçı Ezgi Mola ile gazeteci Zafer Arapkirli foruma zoom’la katıldılar.

Forumla ilgili şu kısa değerlendirmeyi yapmak istiyorum.

Türkiye Barolar Birliği, şiddetin önlenmesi için ilk sıradaki, belki en önemli yöntemle ilgili çok başarılı bir forum düzenledi.

Çalıştaya, medyanın, yazılı, görsel ve sözle medyanın ilgi göstermemesi, Ankara’da, Rüzgarlı Sokakta yetişmiş bir gazeteci, yazar ve toplum gönüllüsü olarak çok üzüldüm. Türkiye Barolar Birliği, konuşmacılar ve katılımcılar, büyük özverilerle salonda toplanmışlardı. Ömürlerinden birer günü umutla vermişlerdi. Yakınlarını, silahlı ve utanılacak şiddetle, erkek şiddeti ile yitirmişlerdi. Çok ağır acılara ve özlemlere nasıl dayandıklarını, sadece salonda bulunanlarla değil, mutlaka Türkiye ve Dünya halkları ile paylaşmak isterlerdi. Salon haberciler ve kameramanlarla dolu olmalıydı. Kameraların ve Fotoğraf makinelerinin ışıkları acılı yürekleri de aydınlatmalıydı. Hatta, birçok televizyon canlı yayınlamalıydı.

Buna değerdi Türkiye Barolar Birliği’nin yaptıkları ve çalıştayın içeriği, başlığı, hedefi.

İnsana, hayvana ve çevreye-doğaya yönelik şiddetin önlenmesi, engellenmesi konusunda, kadın-erkek birlikteliği ve dayanışması ile ulusal ve uluslararası toplumsal uzlaşı-ittifak-mutabakat girişimini başlatmış olan Şiddetsiz Toplum Derneği, bu forumu çok olumlu karşılamıştır. Ancak, ikinci bölümdeki konuşmacılar arasında Derneğin de bulunması gerektiği görüşündeyim.

Eğer, Dernek temsilcisi konuşmacılar arasında bulunsaydı veya sonradan söz verilseydi, böyle etkinliklerde beklenen iletişim, örgütlenme, demokrasi, adalet, güvenlik ve eğitimle ilgili somut hedef önerileri mutlaka gelecekti.

Konuşmacılardan Zeynep Altıok Akatlı 30 yıldır aynı şeyleri konuştuğumuzu söyledi.

30 yıldır aynı şeyleri konuşmamızda sorun yok. Bunun nedeni, Türkiye’nin demokrasisi ve muktedirlerin, iktidarların politikaları. Ancak 30 yıldır bizlerin ne yaptığını, hangi süreçlerde, hangi zorlukları yaşadığımızı, önceki etkinliklerde dile getirilen sorunlarda ve önerilerde hangi gelişmeleri başardığımızı, toplumsal işbirliğinin sağlanıp sağlanmadığını, nedenleri ile birlikte konuşmalıydık.

Umarım, toplumsal işbirliğinde ve uzlaşıda önderlik yapması gereken Türkiye Barolar Birliği, ilgili kamu kuruluşları, üniversiteler, yerel yönetimler, oda, baro, sendika, dernek, federasyon, konfederasyon ve benzeri demokratik kitle örgütlerinin desteğini alarak ve katılımlarını sağlayarak başlıktaki büyük hedefe büyük katkılar yapar.

Zoom’la katılan usta gazeteci Zafer Arapkirli, örgütlenmeye kısaca değindi ve sadece meslek kuruluşlarından, sendikalardan söz etti. Oysa, meslek örgütleri zorunlu birliklerdir. Asıl örgütlenme, köyden, mahalleye, buradan kent ve ulusal düzeye ulaşan dernek, federasyon ve konfederasyon şeklindeki gönüllü birlikteliklerdir. Bugüne değin, benzer çok etkinliklere katıldım, hukukçuların, psikologların, iletişimcilerin, gazetecilerin, diğer bilim insanlarının gerçek örgütlenmeye ve örgüt şekillerine değindiklerine tanık olamadım.

Bu forumda da birkaç hedefin gösterilmesini bekledim. Beklentim gerçekleşemedi. Harika bir konu başlığı vardı forumda. Toplumsal İşbirliği. Nasıl ve kimlerle kurulmalı bu toplumsal işbirliği, yetmez, uluslararası alana nasıl taşınmalı? Hükümetler, siyasal partiler, kamu kurum ve kuruluşları, meslek örgütleri, STK diye tanımlanan, gönüllülüğe dayalı dernek ve üst birlikleri ile medya arasında, şiddete karşı nasıl işbirliği yapılmalı, bu işbirliği sonsuza dek nasıl sürdürülmeli?

Forumda, ulusal ve uluslararası işbirliği sürecine katılması gereken örgütlerin temsilcileri olan konuşmacılar bu konulara değinmediler.

Konuşmacıların tümü elbette deneyimlerini, bilgilerini ustalıkla paylaştılar. Katılım da fazla idi. Haytap Başkanı Av. Ahmet Kemal Şenpolat’ın, hayvanlara yönelik şiddetle ilgili olarak söyledikleri ile Şiddetsiz Toplum Derneği’nin konu ile ilgili görüşleri tamamen örtüşür nitelikteydi.

Psikiyatr ve yazar Gülseren Buğdayıcıoğlu, konuşmasında şiddetin örgütlü kötülükten geldiğini belirtti. Evet, örgütlü kötülük. Kanımca örgütlü, silahlı, paralı ve vicdandan yoksun kötülük.

Herkese sormak istiyorum. O zaman, bizim gibi iyiler, acaba, yasal, silahsız, parasız ve örgütlü iyilik olmakta neden zorlanıyoruz?

Kadın haklarının yılmaz savunucularından Canan Güllü, Türkiye’nin, kadın cinayetlerinde Dünyada birinci sırada olduğunu ve utanç duyduğunu belirtti.

Demek ki Türkiye, kadın cinayetleri veya başka bir şiddet çeşidinde, utanmakta da birinci sırada olmalıdır. Evet, Dünyaya bir erkek olarak gelmiş bir insan olarak, erkeklerin, hayvanlara, çevreye, kadınlara ve çocuklara yaptığı şiddetten dolayı ben de utanıyorum.

Şiddete karşı olanlar, hatta utananlar, örgütlü iyiler olarak birlikte, dayanışma içinde hareket etmelidir. Şiddete karşı, insan, hayvan ve çevre haklarına uygun olarak şiddetsiz mücadele edilmelidir.

Şiddete karşı toplumsal işbirliği yapılmadan, örgütlü, birlikte ve şiddetsiz emek veren “iyiler” haline gelmeden, hayal ettiğimiz, temel hakkımız olan “Şiddetsiz Türkiye ve Dünya” başarılamaz.

Son sözlerim Türkiye Barolar Birliğine, konuşmacılara ve katılımcılara. İyi ki varsınız, alkışlıyorum hepinizi.