SERVER TANİLLİ : BİR BİLİM İNSANI ve ŞAİR

Server Tanilli, örnek ve üretken bir bilim insanıydı. Aynı zamanda güzel şiirler de yazan bir şairdi. Ben ilk defa 1976 yılında kendinden dinledim bir şiirini ve çok beğendim. Ancak şiiri almak istediğim zaman ilke olarak kimseye şiir vermediğini belirtti. (Bu konuyu 21 Mart 2022 günü bu köşede yayınlanan “Bilim Dünyasından Bir Şair” adlı yazımda yazmıştım.) Yıllar sonra Alkım kitabevindeki imza gününde –ki son yüz yüze görüşmemizdi- ne zaman şiir kitabı çıkaracağını sorduğumda, şiir kitabı çıkarmaya hazır olmadığını söylemişti.
Kısaca sizlere Server Tanilli’yi tanıttıktan sonra, bende bulunan üç şiirinin bazı bölümlerini sizlerle paylaşacağım. Server Tanilli, 1931 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. İstanbul Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra adı geçen üniversitede öğretim üyesi oldu. 1960 yılında doçent oldu. Daha sonra aynı üniversitede Anayasa Hukuku profesörü olarak görevine devam etti. 7 Nisan 1978 tarihinde uğradığı terör saldırısında felç oldu. 1980 darbesi sonrası, 1980-2000 yılları arasında Fransa’nın Strazburg Üniversitesi’nde çalıştı. Dersleri anayasa hukuku ve uygarlık tarihiyle ilgiliydi.2000 yılında Türkiye’ye dönerek Cumhuriyet gazetesinde yazılar yazmaya başladı.
Tanilli, birçok kitap yayınladı ve bunların çoğu Aydınlanma Çağı ve Fransız Devrimi ile ilgiliydi Ayrıca Denis Diderot , Voltaire , Victor Hugo ve Maximilien Robespierre gibi önde gelen Fransız devrimi ve edebiyatının önde gelen kişilerinin biyografilerinin de yazarıydı.1988 yılında Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin kararıyla “ Nasıl Bir Demokrasi İstiyoruz?” adlı kitabı toplatıldı.
Tanilli, 1996’da Batı demokrasilerinin 20. yüzyılda karşılaştığı en önemli sorunlardan birinin totaliter siyasi partiler olduğunu belirtir. Tanilli’ye göre bu partiler liberal siyasi ortamın sunduğu ayrıcalıklardan yararlanıyordu ancak seçim zaferlerinin ardından demokratik ilkeleri yerine getirmiyorlardı.
Ben de bulunan şiirlerinin üç tane olduğunu belirtmiştim. Edebiyat tarihçilerinin araştırarak tüm şiirlerini bulup yayınlamalarını diliyorum. Bu üç şiirinin başlıkları; “Dosvidanya”, “İnan Natalya” ve “Mutlaka Bir Gün”. (Dosvidanya şiirinin bir bölümünü, diğer iki şiirin tamamını buraya alıyorum.)

DOSVİDANYA

Bir sevgiliye koşar gibi geldim sana,/sen ki insana/ bir sevgiliden daha yakın,/bir ana bağrı gibi sıcak/ve mübarek!
Sen ki inanan ve inandıran,/Sen ki uyanan ve uyandıran,/Sen ki başkaldıran/ve kurtaran insanı/İnsana kul olmaktan!
……..
İNAN NATALYA

Demek ki senin o narin parmakların/Chopen’i çalardı öyle mi?/Beyaz gecelerinde Leningrad’ın,/Kimbilir,/Ne kadar da gezinirdin tuşlarda/ “Noktürn”ü dile getirirken!/Ama gel gör ki,/Bugün,/Böyle bu kadar erken,/Böyle hayatın baharında,/Böyle baştan aşağı mefluç,/ Böyle “esiri firaş”/Ah! Acımamak mümkün mü sana Natalya,/
Mümkün mü kahretmemek?/Ve gel de inan Tanrı’ya,/Nasıl inanırsın ki?/Hayatın böyle cilveleri var Natalya/ Böyle cilveleri var./Hiç ummadığın bir anda/Bakıyorsun,/Bir rüzgar, bir rüzgar, bir rüzgar;/Ve arkasından,/Ne ki bakıp büyütmüşsün bahçende,/Her şey yerle bir tarümar./Hayatın böyle cilveleri var Natalya,/Böyle cilveleri var./Ama inanıyorum ki, bir gün/
Öylesine inanıyorum ki hem de…/Senin o duygulu parmakların,/Beyaz gecelerinde /Leningrad’ın/ Gene tuşlarda gezinecek./İnanıyorum Natalya, inan sen de;/Gelecek,/Sana ve bana,/Bak, ne güzel günler getirecek,/Getirecek Natalya, getirecek…

MUTLAKA BİR GÜN

Günler büyük acılarla geçiyor/Ama büyük umutlarla da,/Ve diyebilirim ki hayatta,/Hiçbir zaman böylesine umutlu olmadım gelecekten/Bir kötürüm olmama rağmen/Ve işte şurada
Dost ve düşman/Herkese ila ederim ki ayaklarımı bir savaşta kaybettim/Yine bir savaşta kazanacağım,/Ve mutlaka, ama mutlaka bir gün/Karanlığın ve zulmün/Sığındığı son kaleyi fethe giden/Kitlelerin içinde olacağım./Günler büyük acılarla geçiyor/Ama büyük umutlarla da …
Tanilli, 29 Kasım 2011 günü aramızdan ayrıldı. Kendisini sevgi ve özlemle anarken, şiir tadında ve bol şiirli günler diliyorum.