SERTİFİKADA MUTLU SON

Devlet nihayet sertifika sorununa son verdi. Yetkilendirilmeyen Kişi, Kurum veya Kuruluşlar Tarafından Verilen Sertifikalı Eğitimler e-Devlet Kapısı üzerinden her üniversitenin “Sertifika Sorgulama/Sertifika Doğrulama” hizmetleri ile vatandaşlar, almış oldukları eğitimlerle ilgili sertifikalarını sorgulayabilmekte ve doğrulayabilmektedirler.
İnternet üzerindeki çeşitli platformlarda verilen eğitimlere ait ilan, reklam ve duyuruların yayımlandığı tespit edilmiştir. Bu duyuruların çoğunda “e-Devlet Onaylı”, “e-Devlet’te görüntülenebilir resmî sertifika” ve benzeri ifadeler ile e-Devlet logosunun izin dışında kullanıldığı, kimi ilanlarda da “diploma değerinde” veya “lisans” şeklinde ifadeler kullanılarak vatandaşlar yanıltıldığı görülmüştür.
Eğitim faaliyetleri sonunda usulsüz olarak verilen sertifikalara e-Devlet Kapısı üzerinden ulaşılabildiği belirtilmiştir.
Yetkisiz kişi, kurum veya kuruluşlarca verilen eğitimlere ilişkin sertifikaların, üniversiteler tarafından onaylanması veya e-Devlet üzerinden görüntülenmesi bu sertifikaların kamu kurum veya kuruluşlarınca tanınmasının mecburi olduğu manasına gelmemektedir.
Kişiler, devlet ve özel kurumlar nezdinde hiçbir geçerliliği olmayan bu sertifikaları elde edebilmek için çeşitli kişi ve kurumlara ücret ödemektedirler. Bu durum hukuka aykırılık oluşturduğu gibi,
Türk Ceza Kanunu’na göre “Nitelikli dolandırıcılık” ve “kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi” olayıdır. Vatandaşlarımızın mağdur olmaması için ilgili Başkanlık izni dışında kullanılması “e-Devlet Onaylı”, “e-Devlet’te görüntülenebilir resmî sertifika” ve benzeri yanıltıcı ifadelerin kullanımına son verilmesi için, inceleme, denetim ve gerekli tedbirlerin hızlıca alınmasının gerekli olduğu belirtilmiştir. Sözü edilen tedbirlerin hızlıca alınmaması durumunda üniversiteler bakımından da hukuki sorumluluk doğabileceği ortadadır. Bahse konu eğitim sertifikalarının, üniversitelere tanınan “Sertifika Sorgulama/Sertifika Doğrulama” hizmetleri kapsamında sorgulanmaması, doğrulanmaması veya görüntülenmemesi için gerekli tedbirlerin ivedilikle alınması için gerekli talimatlar ilgili Kurumlara gönderilmiştir.
Yapılan araştırmalar neticesinde üniversitelerin sürekli eğitim uygulama ve araştırma merkezleri tarafından ve özel kurum ve kuruluşlar tarafından düzenlenen eğitimler sonucunda sertifika verildiği tespit edilmiştir. Bu sertifikaların da üniversite tarafından onaylandığı ve e-Devlet Sistemi’ne kaydedildiği anlaşılmaktadır. Sertifikaların üniversiteler tarafından onaylanması ve e-Devlet Sistemi’ne kaydedilmesinin devlet nezdinde tanınması demek değildir.
Sosyal medya hesaplarında yaptıkları reklamlarda verilecek sertifikaların üniversite tarafından onaylandığı ve e-Devlet Sistemi’ne kaydedildiği belirtilerek vatandaşlar yanıltılmaktadır.
Bu durum dolandırıcılık suçunun kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi dolandırıcılık suçunun nitelikli halini oluşturmakta ve zaman zaman bu husus yargıya da intikal etmektedir.
Yetkisi olmadığı halde sertifikalı eğitim düzenleyen kişi, kurum ya da kuruluşlar herhangi bir vergiye tabii olmaksızın kendileri tarafından belirlenen hesap numaralarına eğitim ücretlerinin yatırılmasını talep etmektedir. Vergi açısından da sakıncalı olan bu durumun da önüne geçilmesi için uyarılar yapılmıştır.
Sonuç olarak devlet tarafından sertifikalı eğitim yapma yetkisi verilmeyen herhangi bir kişi, kurum veya kuruluşun sertifikalı eğitim adı altında eğitim gerçekleştirerek yetki vermesi bu sertifikayı alarak iş yapmak isteyen kişilerin mağdur olmasına sebep olmaktadır.
Bu nedenle Üniversitelerde bulunan sürekli eğitim uygulama ve araştırma merkezlerinin Bakanlık mevzuatı dışına çıkarak sertifikalı eğitim vermelerinin önlenmesi, yetkisi olmadığı halde sertifikalı eğitim düzenleyenlere dair uygulanacak yaptırımlar ile ilgili Kurumlar arasında iş birliği yapılması kişilerin maddi kayba uğramaması ve mağduriyetlerine son verilmesi için söz konusu eğitimlerin durdurulması, durdurulmaması durumunda ise eğitimleri düzenleyen üniversiteler hakkında yasal sürecin başlatılacağı belirtilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti anayasasının 42 maddesine göre eğitim ve öğretim Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda Çağdaş Bilim ve eğitim esaslarına göre devletin gözetim ve denetim altında yapılır bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz. Hükmü bulunmaktadır. Milli Eğitim Temel Kanununda Resmi, özel ve gönüllü her kuruluşun eğitimle ilgili faaliyetleri Milli Eğitim amaçlarına uygunluğu bakımından Milli Eğitim Bakanlığı’nın denetimine tabidir hükmü ve eğitim ve öğretim hizmetinin bu kanun hükümlerine göre devlet adına yürütülmesinden gözetim ve denetiminden Milli Eğitim Bakanlığı sorumludur. Hükümleri bulunmaktadır. Ayrı bir genelgede kamu veya özel kuruluşlar tarafından gerçekleştirilecek olan Hizmet içi Eğitim faaliyetleri dışındaki her türlü eğitim ve öğretim hizmetlerinde devlet adına gözetim ve denetim yapma görevi anayasamız ve ilgili diğer kanunlarla Milli Eğitim Bakanlığına verilmiştir. Tüm eğitim etkinliklerinde Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği halinde hareket edilmesi ve adaylardan talep edilecek sertifikaların mutlaka Milli Eğitim Bakanlığınca onaylı olması istenmektedir.
Faaliyet göstermek için yüz yüze veya uzaktan öğretim yöntemi ile özel öğretim kurumları veya yerler açılamaz işletilemez öğretim programları oluşturulamaz sivil toplum kuruluşları ile yükseköğretim kurumlarının sürekli eğitim merkezleri gibi birimlerinde de bu faaliyetler yürütülemez hükmü de başka bir maddede yer almaktadır.
Bu kanun kapsamındaki eğitim öğretim faaliyetlerini yapan ancak bu kanuna uygun olarak kurum açma izniyle iş yeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlemeyen yerleri kuran veya işletenlere brüt asgari ücretin 20 katı idari para cezası uygulanır ve bu yerler valiliklerce kapatılır denilmektedir.
Üniversitelerin Sürekli Eğitim Merkezleriyle işbirliği yaparak sertifika veren kişilerin içerisinde bir gün bile kapısından dahi girmemiş öğrencilere daha önce başka bir vesile ile çektikleri video görüntülerini koyarak hangi üniversitenin sertifikasını istersiniz diyerek, üniversite isimleri sayan seçin içinden size o üniversitenin sertifikasını göndereyim diyerek ahlaksız teklif sunan ve seçtikleri üniversitelerin sertifikasını gönderen kendisini akademisyen sanan kişiler bulunmaktadır. Sertifikayı alan kişiler bir gün bile gitmedikleri ders görmedikleri yerden sertifika almalarını etik bulmadıkları için bu durumdan muzdarip olduklarını belirterek yakınmaktadırlar. Bu tarz ders veren kişilere görev verilmeden önce geçmişleri iyice araştırmalıdır. Bir üniversitede görev yapmışlar mıdır? Ayrıldılarsa neden ayrılmışlardır? Soruşturma geçirmişler midir? Bu soruşturma neticesinde Üniversiteden ayrılmak zorunda kalmışlar mıdır? Bir kızı ölümle tehdit ettiği için ceza alan var mıdır? Yıllardır bu işleri yapanların Vergi Mükellefiyetleri var mıdır? Daha önce çakma sertifika verdikleri olmuş mudur? Olduysa, çakma sertifika anlaşılınca işlerine üniversiteleri o nedenle mi alet etmişlerdir?
Bu haftalık uyarılar bu kadar kalın sağlıcakla, dolandırıcısız günler dilerim.