Öncelikle şunu söylemek isterim ki ben Filistin halkının hak ve özgürlüklerinden yana olan demokrat birisiyim, fakat Filistin halkının hak ve özgürlüklerinden yana olmam Hamas terör örgütünün yaptıklarını meşru ve mazur görmeme asla neden olamaz.
Bu bağlamda bir müzik festivaline saldırarak sivil insanları katledip esir eden Hamas terör örgütünün yaptıklarını en sert şekilde kınıyorum.
Şimdi son saldırıya ve bu çerçevede yaşananlara biraz daha yakından bakalım:
Gazze neresidir?
Gazze Filistin’i oluşturan iki bölümden (Batı Şeria diğeri) Akdeniz’e kıyısı olan bölümdür. İçinde Gazze şehrinin de yer aldığı bu bölüm yaklaşık 10 km genişliğinde ve 30 km uzunluğundadır. Kısa kenarlardan birisi Mısır ile sınırdır. Bir yanı Akdeniz, diğer tarafı tamamen İsrail’dir. Karadan ve denizden ağır abluka altında olan Gazze şehrinin nüfusu 650 bin kadar olmasına rağmen bölgenin nüfusu üç milyon kadardır, kesin bilen yok. Mısır sınırında yer altında açılmış olan tünellerden bir zaman lojistik faaliyetler yürütülmüş olmasına rağmen siyasi ilişkiler Mısır’ın bu tünelleri kapatması ile sonuçlanmıştır. Belki hala işleyen birkaç küçük medikal ve sıhhi öncelikli lojistik sağlayan tünel mevcuttur. Ancak daha büyük tünel kabiliyeti şimdilik olası görülmemektedir. Gazze o kadar katı bir abluka altındadır ki hemen yanı başlarındaki denizden balıkçılık maksadıyla bile faydalanmaları tamamen İsrail sahil güvenlik sisteminin inisiyatifindedir. Gazze, tel örgü ve duvarlarla çevrilidir. Giriş ve çıkışlar kapılardan kontrollü yapılır. Hemen hemen çevreleyen sistemin tamamı kameralarla izlenir. Görüntüler birkaç kademeli güvenlik merkezlerine iletilir ve kayıt altında tutulur.
İsrail ne? İsrail, güvenlik karakolunun büyütülmüşü olarak düşünülebilecek bir devlettir. Hemen herkes zorunlu askerliğe tabi olup görev bir defada bitmez, tekrarlayan görev emirleri ile defaten askerlik yaparlar, kadın erkek ayrımı yoktur. İsrail güvenlikçi politikalardan vazgeçmesi mümkün olmayan çok katı politikalarla yaşamak zorunda olan bir devlettir çünkü bölgesinde tüm diğer unsurları askeri gücüyle buna razı etmiştir. Bu politikalardan vazgeçip zayıfladığı an bölgede tutunma ihtimali yoktur. Bu durumu daha da güçlendirmek için illegal yollardan nükleer güç sahibi olmuş ve bölgede yerini daha da sağlamlaştırmaya çalışmıştır.
İsrail’e hava saldırısı yapmak ve nükleer füze atmak neredeyse imkânsızdır. Demir kubbe adını verdikleri sistem tüm bu türden tehditleri bertaraf edecek kabiliyettedir, tehdit sayısı arttığında şüphesiz başarı ihtimali azalır. Ama İsrail asıl gücünü silahlarından değil kurduğu haber alma sisteminden alır. Tüm teknolojiyi kullandığı gibi, ihtiyacı olan fakat henüz üretilmemiş teknolojileri de üretir ve üretmeye çalışır. Dünyanın en yüksek teknolojili haber alma teşkilatını kurmuş olmasına rağmen asıl gücünü haber alma sistemi içindeki “insan istihbaratı” unsurlarından alır. Kendisiyle ilgisi olsun veya olmasın kritik her noktada farklı kademe ve önceliklerde haber elemanları bulundurur. Bu elemanları ekonomik bazı operasyonlarda da kullanmak gibi amacı hep vardır. Dünyanın en seçkin bilim adamları, araştırmacıları, koleksiyoncuları, modacıları, sinemacıları, iş insanları, girişimcileri, yayıncıları, yazılımcıları, yatırımcıları, zenginleri, sanayicileri, bankerleri, sporcuları bilerek veya bilmeyerek bu sistemin bir yerlerinde mutlaka yer alırlar.
Hamas ne yaptı? Bir cumartesi sabah Gazze’yi çevreleyen duvar ve tel örgüleri dozerlerle yıktı, kamyonetlere doldurduğu askerlerini/militanlarını Gazze’ye nispeten yakın İsrail yerleşimlerine hızla soktu. Sosyal medyaya yansıyan görüntülere göre, bazı unsurlar da motorlu paraşüt diyebileceğimiz paramotor denilen araçlarla İsrail içlerine sızmışlardı. Doğruluğu teyitli olmamasına rağmen gelen görüntülere bakılırsa içeri sızan unsurlar kadın, çocuk, yaşlı ayrımı yapmadan katliam yapmış gibi görünüyor. Bazı askeri birlikler ele geçirildi. İsrail’in bölgeden sorumlu generali bile don gömlek esir alındı. Meşhur Merkava tankları bulundukları birliklerin garajlarında imha edildi.
Bu sıralarda başlayan ve sonucunda Gazze’den İsrail’e 5000 adet atıldığını öğrendiğimiz bir roket sağanağı söz konusu. Bu roket sağanağı ile dikkat dağıtılırken ve ne hikmetse İsrail savunma birimleri kendinde değilken sağ ele geçirilebilen ve Hamas tarafından değerli olabileceği düşünülen asker ve sivil esirler kamyonetlerle Gazze’ye götürüldü. Roket sağanağına da devam edildi.
İsrail ne yaptı? İsrail olayın başında, biz evlerimizde bu görüntüleri seyrederken bile tepki veremedi. 60 yılda yarattığı korkulması gereken, yenilmez askeri güç imajı iki saat içinde karizmayı çizdirdi. İçerde birkaç önemli siyasi toplantı yapıp yetkili makamlar “savaştayız” açıklaması yaptı. Görüntülerden bazıları o kadar vahşiydi ki İsrail’i “tweety” kıvamında kırılgan ve mağdur gösteriyordu. Görüntülerin önemli bölümü yeni adı “X” olan platformdan yayınlandı. Güçlü imajının zedeleneceğini bilmesine rağmen İsrail askerlerinin kafalarına sıkıldığı, yerlerde sürüklendiği, ölmemek için yalvardığı, generalin evinden don gömlek alındığı görüntülerin yayınlanmaması için hiçbir şey yapmadı ve hepimiz seyrettik. Belli bir süre sonra önemli devletlerin etkili adamları İsrail’e meşru mücadelesinde desteklerini açıkladılar. Bu destek öyle bir destek ki muhtemelen önümüzdeki günlerde savaş suçu ve insanlık suçu kavramları bölgeden uzak duracak gibi görünüyor.
G günü S saatinin lojistiği: Bu tür operasyonların para akışı ve lojistiği olayın anlaşılmasında çok yardımcı olur. Gazze gibi çok küçük bir alanda G günü ve S saatinde dikkat çekici ölçüde buldozer ve kamyonet deposunun dolu tutulmuş olması gerekiyor. Bu alışılmışın dışında sarfiyattır ve bilin bakalım Gazze’ye akaryakıt nereden gidiyor. G günü S saati bu araçların operasyona katılabilmesi için bir şekilde koordine olması gerekiyor, eğer bu iş için meditasyon yöntemleri kullanılmadıysa telefon üzerindeki bir takım uygulamalarla olmuştur. Bilin bakalım telefon operatörlerini kim işletiyor. Koordine olan araçların bir şekilde geçiş yerlerine yanaşması gerekiyor ki bu toplu hareket gerektirir, Gazze içindeki haber elemanlarının tamamının gözünden kaçmayacağına ve raporlanacağına göre bu raporları sümenaltı edecek birileri gerekiyor. Hadi bunları geçelim, komplo teorisi olsun. Gelelim atılan roketlere. Müthiş üretim imkânları olmadığı için kısa menzilli, isabetsiz ve genelde etkisiz olmalarına rağmen kullanan tarafa moral üstünlük sağladı. Biliyoruz ki Hamas bu roketleri kendi ortamında bir şekilde üretiyor ve zaten üretmek zorunda. Ama roketleri üretebilecek malzemeler Gazze’de yok. Ne sevk barutu, ne imla hakkı ve ne de metal ihtiyacını karşılayabilecek kaynaklara sahip değil. Bu da 5000 roket için en az 300 kamyon hammadde demek. Gazze’ye nasıl girdi, nasıl dağıtıldı, üretime nasıl geçildi soruları MOSSAD’ın başını epey zaman ağrıtacaktır. Kabul ellerinde bir miktar eski zamanlardan kalma roket olabilir ama başka ülkelerden tedarik etmeleri imkânsız olduğuna göre (hem Gazze abluka altında ve hem de savunma sanayinde bu tür silahları alıp satabilmenin önünde büyük engeller var) bunun makul bir açıklaması yapılmak zorunda.
Bir diğer önemli konu da İsrail’e yakın bazı sosyal medya hesaplarında dillendirilen 6 saat süren iletişim kesintisi. Devlet olarak savunma sanayine bu kadar büyük önem atfeden İsrail’in böyle bir durumda önemli birimler arasında iletişimi yitirmiş olabileceğine inanılması için önce böyle bir durumun gerçekten mümkün olup olmadığını öğrenmek gerekir. Şahsi kanım, dünya taş devrine dönmedikçe bu iletişim kaybedilmez. Çünkü iletişim sadece elektronik ortamdan değil, kablolu ve manuel sistemler sayesinde de kurulabilir. Bu sistemlerin hala canlı tutulduğu da bilinenler arasındadır.
Hamas’ın yaptıkları terör kategorisinde olup savaş ve insanlık suçudur. Yıllardır İsrail’in yaptığı bazı vakalarda da bunu görmek mümkündür. Tüm medyanın önemli kısmında önemli bağlantıları olan İsrail’in bu durumu yeterince etkili bir şekilde kullanarak mağduriyet yaratabileceği de aşikârdır. Hamas bu andan itibaren İsrail’in işini kolaylaştıran bir unsurdur.
İsrail’e yapabileceği her türlü dengesizlik için meşruiyet vermiştir. İsrail bu gollük pası
röveşata ile doksana takmak isteyecektir. Bölgede birçok siyasal yeniden yapılanmanın yolu açılmıştır. Süreç, kurguyu kim yaptıysa ondan yana işleyecektir, en azından kısa vadede.
Meydanlarda toplanıp ordumuzu Gazze’ye gönderme niyetinde olanlar ve intikam çığlıkları atanların ise dünyaya bakarken at gözlüklerini çıkarmaları gerekir. Filistin’i desteklediğini zannederken Büyük İsrail’i kurdurmaya yardım eden binlerce gafil çıkacaktır.