“Simitçi çocuklar ‘Simidiye’ diye bağırarak simit satardı” diye anlattı İbrahim Ulusan Hocam. Tarihçidir, tarihi iyi bilir, simidiyenin de geçmişini bir çırpıda tanımlayıverdi…
Simidiye isimli bir kafe var Dikmen Caddesi üzerinde. Köpek heykelleri var kapısında. Siyah. Oturan, ayakta.
Kafe’nin ayakta duran veya oturan ama hep uslu uslu bakan sevimli siyah köpek heykelleri ile balkonlardaki heykelleriyle apartman
“Sanatı sevdirmeyi amaçladım” diyor, Sanat Kafe’nin içinde ve dışında bulunan tüm heykelleri yapan, kafenin de sahibi, Heykeltıraş Uğur Toçsoy Hanım.
Toçsoy’un hedefine ulaştığını düşünüyorum. Sanat, kafeye girmeden başlıyor zaten.
Aşağıda… Kafenin önünde köpek heykelleri, masalarda oturanlarla kaldırımda yürüyenler arasında, adeta sanat ve hayvan sevgisi bağlantısı kuruyor.
Yukarıda… Kafenin olduğu apartmanın balkonlarında heykeller, mekânın kaldırımdan çatıya sanatla kaplandığının işareti gibiler…
Çok seveceksin!
Kafe’ye ilk kez, sanata, sanatçıya ilgimi yakından bilen Sevgili Mecit Vural Hocam, ‘Çok seveceksin’ diyerek getirmişti. Doğru, çok sevdim. Daha girmeden farklı bir mekân olduğu belli oluyordu zaten. Bu kafenin sahibinin sanatla ilgisinin olduğu kesindi,
“Eserler mekân sahibinin mi?” diye soruverdim kasada. Evet! Mekân sahibi heykeltıraştı. Yine bir gün simit-peynir-çay üçlüsünün yanında havuçlu kekimizi de almıştık ki mekânın ve içindeki-dışındaki heykellerin sanatçısı Uğur Toçsoy Hanım’la tanışma şansımız oldu.
Gazili
Gazi Resim-İş mezunu…
Önceleri seramik çalışmış. Ardından heykelle geçmiş ve heykel, tutkusu olmuş. Sonra başlamış sanatçı duyarlılığıyla üretime…
Müzelerde yer alan eserlerinin yanında pek çok eseri de kafede yer alıyor. Heykelle, sanatla dolu kafeden iki heykeli konuşalım. Ekmekli Amca ve Yürüyen Adam heykelleri, iki yürek buran hikâyesiyle…
Ekmekli Amca
Ülkeyi sarsan depremin ardından, acıyı yansıtan fotoğraflardan birini ele almış, acıyı yansıtan heykele dönüştürmüş. Ekmekli Amca heykeli, kafede.
12 Kasım 1999, Düzce Depremi…
Fotoğraftaki kişi Eşref Cengiz, çeken foto muhabiri Abdurrahman Antakyalı. Antakyalı,
"Amca ağlayarak, 'hep gençler öldü, gençler' diyordu" diye anlatıyor…
Antakyalı olayı öğrenmek için arkadaki yıkıntıya gitmiş. Sormuş. Türkiye-Polonya ümit milli maçı varmış o gün. Kaynaştı’nın gençleri de kendi aralarında sözleşmiş, o tesisin altında maçı seyredeceklermiş...
Abdurrahman Antakyalı’nın depremin sembolü olan fotoğrafında Eşref Cengiz ve Uğur Toçsoy’un heykeli
Yürüyen Adam
Bora Kınay, kızını trafik kazasında kaybetmiş. Kırmızı ışıkta durmayan, yarışan arabalardan birinin çarpması sonucu…
İstanbul’dan Ankara’ya dek yürümüş. Trafik kazalarına ilgi çekmek, gerekli kanuni düzenlemeler yapılmasını sağlamak ve bir daha benzer kazalar olmasın diyerek. Bu yürüyüşün ardından TBMM’de tüm partilerin katılımıyla toplantı yapılmış. Trafik Kazalarını İnceleme Komisyonu kurulmuş. En başta ‘bilinçli taksir yasası’ olmak üzere ilgili kanunlar çıkartılmış.
Olası kast, fiilin neticesinin öngörülmesine rağmen olursa olsun motivasyonu ile suçun işlenmesini, neticenin kabullenilmesini; bilinçli taksir ise, suçun öngörülen neticesinin gerçekleşmeyeceğine duyulan güvenle işlenmesini, neticenin gerçekleşmesini istememesini ifade eder.
İşte, Türk Ceza Kanunu'nda 'Bilinçli taksir' düzenlemesi yapılmasında etkili olan kişi, kızını trafik kazasında kaybettikten sonra, İstanbul’dan Ankara’ya 21 günde yürüyen kişi Boray Uras’tır. Kafe’de o da var, heykeliyle. Başında şapkası, elinde değneğiyle…
Heykelinin yanında bir de Uras’ın el yazısıyla mektubu asılı. Heykel için Toçsoy’a teşekkür mektubu…
Boray Uras’ın yürüyüşü sırasında çekilen fotoğrafı, heykel için teşekkür mektubu ve Uğur Toçsoy’un heykeli
Kaynaklar
* Sanatçı Uğur Toçsoy ile söyleşi
* “Trafik kazalarında 'bilinçli taksir' düzenlemesinin öncüsü Boray Uras hayatını kaybetti”, dha.com.tr/gundem/trafik-kazalarinda-bilincli-taksir-duzenlemesinin-oncusu-boray-uras-hayatini-kaybetti-2099220
* ‘O fotoğrafın yürek burkan hikâyesi’, odatv.com/guncel/o-fotografin-yurek-burkan-hikayesi-177261
Adres
Simidiye Sanat Kafe Bistro, Dikmen Caddesi, 221, Çankaya, Ankara