Her hafta müzik yaptığım kafede, sürekli beni dinlemeye gelen ve ikinci baharlarını yaşayan arkadaşlarımdan Ayhan,beni telefonla aradı ve,” eğer iznin olursa senin programında uzun zamandır arkadaşlık yaptığım kız arkadaşıma süpriz yapıp evlilik teklifi yapmak istiyorum”. Dedi
Bende “tabiki memnuniyetle bu güzel olayda benimde bir katkım olacaksa çok sevinirim, sen bana bırak, ben programımın ortalarında seni sahneye davet ederim, öncelikle istediğin bir parça varmı? dedim.
Ayhan’da ”mümkünse” Berkantın klasikleşmiş, bestesi Metin Bükeye sözleri:Teoman Alpay,a ait ”Samanyolu” şarkısını söylemeni istiyorum”.Dedi.
O gün geldi çattı ve kafede akşam programıma başladım, orkestra arkadaşlarıma önceden, sürpriz olayı anlattım.
Programın ortasında Ayhan arkadaşımı sahneye davet ettim. Diğer konuklar ne olduğunu anlamaya çalışırken, Ayhan mikrofonu aldı ve kız arkadaşını sahneye davet etti. Küçük bir şiir ile kız arkadaşına duygularını söyleyip ”Benimle evlenir
misin”dedi. Pırlanta bir yüzük ile bu güzel tabloyu tamamladı.
Hemen ardından orkestram ve ben “Samanyolu” şarkısı ile ikinci baharlarını yaşayan çifti dans etmeye davet ettik.
Yıllarca birçok çiftin, sevgilinin hayatında anısı olan bu şarkının hayat hikayesini sizlerle paylaşmak istedim.
*Bir şarkısın sen, ömür boyu sürecek...
Şehirde değil, kerpiç evli bir köyde 1938'de dünyaya gelen ve 2012 yılında aramızdan ayrılan, unutulmaz "Samanyolu" şarkısını söyleyen Berkant, ortaokuldayken piyano çalmayı nerden öğrendi?..
Yetmiş sene evvel, ilkokuldayken, memleketin yüzde doksanında radyo bile yokken, mızıka ve akordeon çalmayı kimden öğrendi ?
Henüz 14 yaşındayken, Frank Sinatra, Dean Martin, Nat King Cole şarkılarından oluşan repertuara nasıl sahip oldu ? 1938'de köyde dünyaya gelen bu çocuk.On sekiz yaşındayken orkestra kurmayı, Saksafon çalmayı, hangi vizyonla akıl etti?
Babası Hasan Akgürgen'in Köy Enstitülerindeki görevi nedeniyle, Berkant, Ankara'nın Hasanoğlan Köyünde dünyaya gelir, ilkokula Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nde başlar, babasının tayini gereği, Bilecik'e, Denizli'ye giderler ama, ailesi tarafından hep "köy Enstitüsü ruhu"yla büyütülür.
Berkant'ın temel eğitimini aldığı Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nde;tarih derslerini Ordinaryüs Profesör Enver Ziya Karal, zooteknik derslerini Profesör Selahattin Batu, ekonomi derslerini Profesör Muhlis Ete, kültür-edebiyat derslerini Sabahattin
Eyüboğlu, ziraat derslerini Profesör Kazım Köylü, coğrafya derslerini Profesör Ferruh Sanır verir.
Müzik derslerini, Âşık Veysel ve Ruhi Su’dan alır !..
Ankara Konservatuvarı'nın saygın ustaları 1945 yılında,öğrencilere o yıllarda klasik müzik dersleri verir. 1945 yılında,Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nün enstrüman demirbaşı şöyle: 259 mandolin, 55 keman, 37 bağlama, 8 akordeon, 3 piyano, 3 davul, 1 metronom ve 1 pikap..
"Harika çocuk"lar Suna Kan ve İdil Biret, enstitüye misafir getirilip, köy çocuklarını teşvik için yaşıtlarından keman ve piyano dinletilir.. Âşık Veysel ve Ruhi Su ise saz çalmasını öğretir.
Âşık Veysel, enstitüye geldiği yıllarda, okulun bahçesine kiraz fidanı diker, seneler sonra ziyaret edip kollarını açarak kiraz ağacına sarılır, nasıl boy verdiğini bu şekilde hisseder..
Öğrenciler,resim yaparlar, voleybol oynarlar.Yokluk içinde,kalkınma yıllarında, Sinema salonu, tiyatro salonu ile tanışırlar.
Bedri Rahmi Eyüboğlu bir hatırasını, o yılları şöyle anlatır. "Hasanoğlan Köy Enstitüsüne gitmiştik. Okulun hayvanlarını barındıran ahırda bir çocuk gördüm. Gece nöbeti ona düşmüş, elinde kitap vardı, dalmıştı. Shakespeare okuyordu. Okuduğunu nasıl kavradığını, ertesi gün oynadıkları piyeste gördük.." Mozart, Vivaldi, Beethoven dinleyip ; Gorki, Tolstoy, Zola okuyorlar. Molieré'in "Kibarlık Budalası"nı, Sofokles'in "Kral Oidipus"unu, Gogol'un "Müfettiş"ini sahneliyorlar.
Mezuniyet töreni programı sırasıyla şöyle :
İstiklal Marşı, bağlama konseri, türküler, mandolin konseri, şiirler, keman konseri, piyano konseri, koro, Anton Çehov'un "Bir Evlenme Teklifi", diploma takdimi ve topluca oynanan zeybek...
Gelmiş geçmiş tüm zamanların en şöhretli şarkısı "Samanyolu"nu ölümsüzleştiren, dededen toruna nesiller boyu adeta marş gibi ezberleten Berkant, işte bu "ruh"un Türkiye'ye armağanı..
İşin ilginç tarafı, romantizm tarihimizin en önemli şarkısının adı "Samanyolu" ama, şarkının içinde tek kelime "Samanyolu" geçmiyor..
Tıpkı, eğitim-öğretim tarihimizin en önemli parçası KÖY ENSTİTÜLERİnin, günümüzün eğitim sisteminde adının geçmemesi gibi..
Sen kalbimin mehtabısın, güneşisin
Sen ruhumun vazgeçilmez bir eşisin
Bir şarkısın sen, ömür boyu sürecek
Dudaklarımdan yıllarca düşmeyecek
Bir şarkısın sen, ömür boyu sürecek
Yıllar geçse ölmeyecek bende sevgin
Bir şarkısın sen, ömür boyu sürecek
Dudaklarımdan yıllarca düşmeyecek**(Çeşitli kaynaklardan alıntı)