Son zamanlarda ekonominin taban yönünde ilerlemesi üzerine fiyatların tepe yöndeki istikrarı arttıkça ve aynı zamanda taleplere karşılık veremeyen konutların da bir sonucu olarak konut fiyatları vatandaşın cebini yaktı desek sanırım yanlış bir tabir olmaz.
Aynı zamanda bunların dışında e sahiplerinin de bölgelerini ve evlerinin durumlarını dikkate almadan yaptığı fırsatçı tavırlar her yeri altın gibi değerlendirdi demek bile az kaldı.
Aslında bölge olarak çoğu kişinin tercih dahi etmeyeceği yerler şu aralar ateş pahası olmuş durumda. İnsanların oturduğu evler son 6 ay içerisinde 3-4 kat değer kazandı.
Özellikle özel satış sitelerinin de piyasayı belirliyor olması herkesi zor duruma soktu. Taşınmak durumunda olan insanlar isyan ediyor fakat bunun çok da net bir düzenlemesi yapılabilir mi ondan da pek bir umudum yok.
Serbest piyasa denen şeyin aslında lanetini gördük. Kendi kirpisinin yumuşaklığından dem vuran her mal sahibi biraz daha tepeye tırmandırıyor fiyatları. Henüz geçen sene 300.000 TL civarlarına satılan konutlar çoktan milyon liraları bulmuş durumda. İnsanların ev sahibi olma hayaliyle bir kenara attığı paralar çoktan araba dahi edemez hale geldi.
Aynı zamanda kurların çok farklı hareketleri yüzünden yatırım yapmakta tereddüt eden ve elinde nakdi bulunduran kesim ise bu evleri yüksek dahi olsa satın almaya devam etti ve ediyor. Bu ise talep karşılanamazken fiyatların yükselmesine daha da yardımcı oluyor.
Bunlar devam ederken ham madde fiyatlarının da tepeye doğru seyriyle inşaat sektörü de eski hızını kaybetmiş durumda. Devlet eliyle yapılan bazı projelerin dahi daha yavaş seyir aldığını görüyoruz.
Bu meseleye acil bir çözüm bulunmazsa bir kaç milyona dahi ev bulamaz hale gelebiliriz. O yüzden kesinlikle serbest piyasanın katliamına izin vermeden kendimize gelmeliyiz…