Ben ekonomistim diyen arkadaşın ekonomik modeli belli oldu, bu yeni modelin adı olsa olsa sabır ekonomisi olur…
Erdoğan geçtiğimiz yılsonunda kur dalgalanmaları ile ilgili konuşmasını “sabırla yola devam etmekte fayda var.” Diyerek bitirmişti.
Mart ayındaki konuşmasında ise “Milletimden sabırlı olmalarını, soğukkanlı davranmalarını, sağduyuyu elden bırakmamalarını, bize güvenmeye devam etmelerini istiyoruz.” Aynı aydaki bir diğer konuşmasında ise “Milletimizden sadece sabırlı olmasını, bize güvenmesini istiyoruz.” Demişti.
Erdoğan nisan ayındaki konuşmalarında da “Milletimden sabırlı olmasını, bize güvenmesini istiyorum. Birbirimize daha çok güveneceğiz ve Allah’ın izniyle 2023’te ülkemizi dünyada bambaşka bir yere taşıyacağız” ve “Şimdi yeni safhaya geçiyoruz. Hedefimiz insanlarımızın fahiş fiyat artışı ve yüksek enflasyon sebebiyle gerileyen alım gücünü eskisinin de üzerine çıkarmak. Allah’ın izniyle hem vatandaşlarımızı enflasyona ezdirmeyecek hem de bizi ekonomideki hedeflerimizden uzaklaştırmayacak bir yöntemle bu işin içinden çıkacağız. Eskiler ‘Sabırla koruk helva olur.’ derler. Biz de milletimizle birlikte sabredecek, azmedecek, mücadele edecek ve mutlaka neticeye ulaşacağız” sözlerini sarf etmişti.
Erdoğan mayıs ayında “Bir şükürsüzlük, tatminsizlik, karamsarlık hali aldı başını gidiyor. Hâlbuki önce elimizdekilere şükür edeceğiz, sonra daha iyisi, daha güzeli için çalışacağız ” demiş ve ekonomiyle ilgili değerlendirmelerinde daha çok “Milletimden biraz daha sabır ve milli mücadeleye destek bekliyoruz” demeye başlamıştı.
Temmuz ayında da Erdoğan sabır söylemine devam etti ve konuşmaları sırasında “Hükümet olarak ülke ekonomisine zarar verme pahasına günlük kazanç peşinde koşanları yakından takip ediyoruz. Milletimizin geleceğine balta vuran bu gözü doymazların hesaplarını ellerini tutuşturmakta kararlıyız. Milletimden biraz daha sabır ve verdiğimiz mücadeleye daha güçlü destek bekliyorum.” Ve “Vatandaşımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz. Bunun için insanlarımızdan sabır bekliyorum.” Cümlelerini kurdu.
Erdoğan’ın sabır tavsiyeleri aklıma Anadolu’nun kadim filozofu Nasrettin Hocanın iki müthiş fıkrasını getirdi bunları sizinle de paylaşayım istedim:
Kış çok zorlu geçmiş…
Nasrettin Hoca’nın erzakı da parası da tükendikçe tükenmiş. Ne yapacağını şaşırmış. Sonunda çareyi tüketimi kısmakta bulmuş ve eşeğinin yemini de kıstıkça kısmış.
Azaltmış…
Azaltmış…
Her gün biraz daha azaltmış…
Hayvancağız, yavaş yavaş gücünü yitirmeye başlamış.
Yemini azaltmasına karşın, eşeğin yaşadığını gördükçe seviniyormuş Nasrettin Hoca. Ve günbegün, yemi azaltmayı sürdürmüş.
Ama bir sabah ahıra gittiğinde ne görsün, hayvan ölmüş.
Hoca derinden bir Ahh çekmiş, “tam açlığa alışıyordu ki öldü zavallıcık” demiş…
O yıl kış çok sert geçmiş her yer buza kesmiş, kar adam boyu yağmış ve aylarca yerden kalkmamış, toprak hiç görünmemiş. Hazıra dağ dayanmaz hesabı, halkın yiyeceği de tükenmeye başlamış. İnsanlar lokmalarını sayar hâle gelmişler. Kıtlık sadece insanları değil hayvanları da vurmuş; açlıktan bir deri bir kemik kalmışlar.
Hoca’nın emektar eşeği de kıtlıktan fazlasıyla nasibini almış; günden güne erimiş, kötülemiş. Elinde avucunda bir şey kalmayan Hoca, eşeğin kulağına her gün “Ölme eşeğim ölme, bahar gelecek yonca bitecek, sen de yersin ben de!” dermiş.
Halk arasında sabreden derviş muradına eremeden gebermiş diye bir deyim vardır.
Demedi demeyin Erdoğan’ın bu sabır ekonomisi de sonuçta birçok firmanın ve kişinin ekonomik olarak sonunu getirecek gibi görünmektedir.