“Sabahleyin 7’de Kalkarım, Vehbi Koç Olurum”

Bilim ve Sağlık Üzerine Bir Seminer


İki hafta  önce, Genç TÜSİAV Komisyonu’nun düzenlediği ve Dr. Mustafa Köroğlu’nun katılımıyla gerçekleşen “HealthSpan Biohacking: Bilim ve Teknoloji ile Yaşlanmayı Yönetmek” konulu seminere katıldım. Dr. Köroğlu, bilimin sağlığa bakış açısını sentezleyerek çok değerli bilgiler paylaştı.
“Vücudunuzu dinleyin” diyor Dr. Mustafa Köroğlu.


Evet, bizler vücudumuzu dinliyoruz ancak dinleyeceğimiz serenat korku verdiği için hastaneye gitmekten hep çekiniyoruz. Oysa sağlık, kriz anlarında değil, düzenli takip edilmesi gereken bir süreçtir.
Sunum sırasında “Yıllar sonra hastaneler hastalık bulmak için değil, sağlıklı yaşam için merkezler olacak” dedi. Bu fikre katılıyorum. Çoğumuz rutin check-up yaptırmıyoruz, hasta olmadan hastane kapısına gitmiyoruz. Ancak sağlığımız tehlikeye girdiğinde “Aman hocam!” diyerek çözüm arıyoruz.


Bilim ve Teknoloji ile Sağlığı Uzatmak: Bryan Johnson Örneği


Geçtiğimiz aylarda, Netflix’te “Hep Yaşa: Bir Adamın Ölümsüzlük Arayışı” adlı Bryan Johnson’ın belgeselini izlemiştim.
Johnson, bilimsel analizlerle yaşam süresini 6 yıl uzatmayı başardığını iddia ediyor. Her sabah 04:00’te uyanıyor, sıkı bir vegan diyet uyguluyor, gelişmiş tıbbi testler yaptırıyor, biyosensörler ve yüksek teknoloji yöntemleriyle vücudunu takip ediyor.
Tabii işin ticari boyutunu unutmamak gerek. Kendi adını kullanarak takviye gıda pazarlaması yapıyor. Ama biz iş dünyasında sağlığın önemine odaklanalım.


Çünkü yüksek tempoda koşturan bizler için, hem mental hem de fiziksel olarak iyi durumda olmak hayati önem taşıyor.
“Vehbi Koç Disiplini mi, Bryan Johnson Teknolojisi mi?”
Ama sağlıklı ve uzun bir yaşam için tek seçenek bu mu?
32. Gün arşivlerinde, Vehbi Koç ile ilgili çok beğendiğim bir belgesel var. Yıllar önce, sağlıklı yaşam için püf noktalar verirken, kendi rutininden de bahsediyor. Kaç yaşında olursa olsun, sabah 07.00’de kalkıyor ve disiplinle günlük düzenine sadık kalıyor.
Benim de şu an birlikte iş yaptığım bir iş insanı var. 85 yaşında ve her sabah 08.30’da şantiyesine ilk o geliyor.
Demek ki, iş dünyasında sürdürülebilir başarı için sağlıklı ve disiplinli yaşam bir zorunluluk. 
Stres: Zihnimizde İp Atlayan Bir Düşman
Günümüzde stresin hayatımızın her anında ip atladığını biliyoruz, ancak uzun vadeli sağlık için stres yönetimi kadar düzenli yaşam ve disiplin de belirleyici oluyor.


Beyin, Bilim ve Sağlık: Dr. Daniel G. Amen’ın Perspektifi


Dr. Daniel G. Amen’ın “Beyninizi Değiştirin, Hayatınız Değişsin” adlı kitabını okudum. 
Dr. Amen, beyin sağlığı ve uzun yaşam üzerine mucizevi reçeteler sunuyor. Yeni görüntüleme teknolojileriyle hastalarını tedavi ediyor ya da daha sağlıklı bir yaşam için farkındalık yaratmaya çalışıyor.
Peki, bu bilgileri günlük hayatımıza nasıl entegre edebiliriz?


Bilinçli Sağlık İçin Öneriler


Tüm bu bilgilerin harmanlanmış hâlini sizinle paylaşmak istiyorum.
Maalesef, ben de çoğu zaman “terziyim, kumaşı biliyorum ama sökülen yere bakmak bile istemiyorum.”
İşte, bilinçli bir sağlık yönetimi için birkaç öneri:
- 20/20/20 Kuralı: Sabah 05:00’te uyanıp, 20 dakika hafif tempolu spor, 20 dakika meditasyon ve 20 dakika kitap okumak.
- İlk olarak, geçen sene kaybettiğimiz Prof. Dr. Yavuz Yörükoğlu’ndan duyduğum Aralıklı Oruç Metodu: Akşam 18.00’de son öğün, kahvaltıyı atlayarak öğle saatine kadar aç kalma yöntemi. Kendisinin YouTube’da birçok değerli içeriği de mevcut.
- Hastaneleri “hastalık merkezleri” değil, “sağlık merkezleri” olarak görmek: Rutin kontrolleri aksatmamak.
- Kötü bağımlılıklardan kurtulmak: Bağımlılık, hem bedeni hem zihni köreltir. Aristoteles’in dediği gibi, ‘Sürekli yaptığımız şey neyse biz oyuz. O hâlde mükemmellik bir eylem değil, bir alışkanlıktır.”
Peki, Sonuç?
İş dünyasında her şeyi planlıyoruz.
Bütçemizi.
Projelerimizi.
İş süreçlerimizi.
Ama en büyük yatırımı ihmal ediyoruz: Kendi sağlığımızı.
Bryan Johnson gibi 6 yıl ömrümüzü uzatabilir miyiz, bilmiyorum. Ama kesin olan bir şey var:
Sağlığını yönetemeyen, uzun vadede işini de sürdüremez.
Bedenimizi yönetmeyi başaramazsak, işimizi nasıl yöneteceğiz?