Riga Aksiyomları

Riga’da hava kapalı. Soğuk var, ama kar yok. Gökyüzü gri. Öğleye doğru sis perdesi bir açılıyor bir kapanıyor, bir iniyor bir kalkıyor. Rüzgâr yok, arada sırada çok hafif ahmak ıslatan var. 1977’de yayınlanan ‘Shattered Peace’ adlı kitabında Daniel Yergin Amerika’nın Sovyetlere karşı stratejisini etkileyen iki zıt aksiyomu belirler. Yalta aksiyomları Sovyet’leri geleneksel büyük bir güç, Stalin’i gerçekçi ve ulusal çıkarları rasyonel biçimde korumaya çalışan lider olarak görürken, Doğu Avrupa’nın efektif olarak Sovyet hegemonyasına dahil olduğunu, bunun ve benzer sorunların müzakere yolu ile sınırlanmasını amaçlayan geleceğe oldukça olumlu bakan bir bakış acısı idi.

Riga aksiyomları adını 1920’lerde bu şehirde görev almış Amerikalı diplomatlardan almaktaydı. Bolşevik rejimini tanımayan Vaşington, Moskova’yı Riga’dan izlemekteydi. Sovyet dış politikasının Marksist-Leninist ideolojinin direkt etkisi altında olduğunu, Stalin’in ülke içinde estirdiği vahşet tufanının yurt dışında tamamen totaliter boyutta olacağını ve dünyaya hükmedene kadar da ideolojik savaştan asla vazgeçilmeyeceğini vurgulamaktaydı. Kennan’ın ünlü çocuk otomobil metaforu burada anlamlıydı: oyuncak otomobilin kurulup yere bırakılınca enerjisini tüketene kadar yol alacağı. Sovyet dış politikası da aynı minvalde dünya’ya egemen güç olana kadar amansız bir mücadeleye hazırdı. Böyle bir ülke ile bir arada var olmak mümkün olamazdı. Ama 1941’in Haziran'ında her şey birdenbire değişti. Nazi Almanya’sı Sovyetler Birliği’ne saldırınca Moskova ister istemez Vaşington’ un düşmanımın düşmanı dostumdur bağlamında müttefiki oldu. Başkan Roosevelt tavsiyelerin aksine Stalin’e yardım eli uzattı. Büyük Üçlü zirveler birbirini takip ederken 1944’te artık Stalin Avrupa’nın doğusuna hâkim olup bunun kabullenilmesini diretiyordu. Harp sona erdiğinde Sovyetlerin baskı ve güç kullanarak yepyeni bir düzen yarattığı aşikardı. Churchill adını hemen koydu: Demir Perde.

Amerika’nın dış politikasına Riga aksiyomları damga vurdu ve kaçınılmaz ve tırmanan soğuk savaş başladı. İlk önce Avrupa’da, sonra Asya’da, daha sonra da tüm dünyayı sardı. Maalesef Riga aksiyomları tutumları, politikalardan çok daha kolay belirleyebiliyordu. Diplomasisinin niteliği ne olursa olsun Vaşington, Doğu Avrupa'daki Sovyet hegemonyasını siyasi ve stratejik bir gereklilik olarak kabul edecekti; çünkü tek alternatif savaştı. Sovyet yayılmacılık korkusu tüm Avrupa’yı ve özellikle Doğu Akdeniz’i sardı. Genç Cumhuriyet'ten toprak ve deniz üssü talebi, Yunan iç harbinde belirleyici unsur olma hevesi ve hedefi, tehdidi en yüksek mertebeye çekmekteydi. Nihayetinde Başkan Truman Mart 1947’de ünlü Doktrinini açıklayarak artık asıl düşmanın küresel komünizm olduğunun altını çizdi.

Günümüzde Riga da demokrasi ve toprak bütünlüğünü savunmakta, zira İkinci Dünya Savaşında nasıl ilhak edildiği hala hafızasında. Günbatımında tarihi şehir merkezi tenha, Arnavut kaldırımında yürürken sadece kendi ayak sesleriniz size yankılanarak sesleniyor. Letonya’nın başkenti ise dış politikada varlığını vurgularken adeta tarihten dem vuruyor.