OY TİCARETİ İÇİN

Ticareti konusunda kurulmuş şirketler, büyük küçük esnaflar ve üreticiler yapardı. Şimdi siyasi partiler de oy için belli konularda belli yerlerde “oy ticaretin” başladılar. “Oy ticaretinin başında hangi parti geliyor?” sorusunu bana sorarsanız; ben size AKP’nin Genel Başkanı RTE’nin geldiğini çekinmeden söyleyebilirim.

RTE ve ekibi kürt seçmenlerin desteklediği DEM ile CHP’nin PKK ile kol kola ve işbirliği içinde olduğunu seçim meydanlarında söylüyorlar.

Teröre destek vermek, terör propagandası yapmak suçtur. Bugün RTE’den talimat alan binlerce savcı var. Bu DEM ile CHP’nin terör merkezleriyle işbirliği ve beraberliği varsa, neden RTE harekete geçmiyor?

Bir gazeteci-yazar olarak ben DEM ve CHP’nin avukatı değilim. CHP’yi suçlarken RTE; geçen seçimlerde Apo’nun mektubunu okutmadı mı? TRT ekranlarına bebek katili Abdullah Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan’ı çıkarmadı mı? Bu RTE’nin aklına hiç gelmiyor mu? Aklına gelmiyor. Çünkü oy ticareti var.

PKK terörü AKP’nin can simidi olarak kullanılıyor. AKP’nin bu terör ticaretinin bitireceğini hiç sanmıyorum. Seçim dönemleri dahil sınır ötesinde askerlerimiz şehit oluyor, buna paralel olarak içeride ana muhalefeti terörle, PKK’cı olmakla, teröre destekle, işbirliği ile suçlaması yapılıyor.

Bu noktada şu soruları sormak gerekir; DEM Parti İstanbul’la zerre ilgisi olmayan, üstten bakışçı, yoksul dışlayıcı ve aşağılayıcı AKP adayı Murat Kurum isimli adaya desteğini açıklasaydı, AKP içinde bir tartışma konusu olur muydu? Yoksa RTE ve ekibi tarafından helal olsun DEM doğru yolu buldu, Türkiye partisi oldu biçiminde ahkâm mı keserlerdi? Oy ticareti neden olmasın… 

RTE ve ekibi bu terör ticaretini bir kenara bırakmalıdır. RTE’nin damadının Hazine ve Maliye Bakanlığı döneminde 128 milyar Dolar’ın nasıl yok edildiğinin hesabı halen verilmedi. Dolar’ı yok etme ticareti devam ediyor. Dolar 2024 yılının Mart ayı sonunda 34 TL gongunu vurdu.

Ülke tam bir fetret devri yaşıyor. Ahlaksızlık, vurdumduymazlık, hukuksuzluk, yalancılık, vurgunculuk... Tam bir Yağma Hasan’ın Böreği oldu.

AKP; 2002’de iktidara geldiğinde ekonominin IMF parasıyla yola girmeye dengelerin kurulmaya başladığı, üstüne üstlük 2005 Avrupa üyeliği perspektifi ile hem 200 milyar doları aşan doğrudan yatırım hem trilyonları aşan doların girdiği-çıktığı ve 2012’de kişi başına milli gelirin 12 bin doları aştığı bu ülkenin çökmesi mümkün değildi. 

Kimse Türkiye’yi böyle bir duruma düşüremezdi. Bunu sadece AKP ve yöneticileri başardı. Yoksulun, emeklinin bugünkü halini hiçbir ülke yaşamadı.

Ama AKP ne yapıyor? Yaptığı gayet basit… Yoksulların bir bölümünü iktidar; bakanlığı, belediyeleri, zengin ettiği şirket adını taşıyan vurgun şebekelerin seçim desteği olarak AKP’ye siyasi rant olarak geri ödediği nakdi ve ayni yardımlarıyla besleyerek oy deposu olarak elinin altında tutuyor.

AKP, fakir ve fukaranın oy desteği ile iktidarını sürdürüyor. Yapılan araştırmalara göre seçmenlerin yüzde 34-35’i bu kesimden oluşuyor. Buna dense dense yoksulluğun yönetimi denir.

Böyle bir oy ticaretinde AKP terörü bitirmez, çünkü oradan besleniyor. 

Eğer AKP terörü bitirmek isteseydi, PKK ve DEAŞ terörünün kaynağı olarak gösterilen iki ülke vardı. Bu ülkelerin birisi Irak, ötekisi ise Suriye idi.

Yüz binlerce asker besleyen bir ülke olan Türkiye, bu güne kadar yüzlerce şehit verdiğimiz Irak ve Suriye topraklarına RTE ve ekibi neden kara harekatı başlatıp terörün kökünü kazımıyor?

Bu soruya verilecek yanıt çok açıktır. PKK ve öteki terör örgütlerinin kökü kazınırsa, AKP terör ticaretini yapamayacak ve oy kaybına uğrayacağını biliyor.

Şehit düşen askerlerimize bir bakın hepsi yoksul halk çocuklardır.

RTE ve ekibinin çocukları başta olmak üzere TBMM’nde milletvekili olmuş hiçbir AKP’nin çocuğu bastırmış parayı hiç birisi askere gitmemiştir. 

Nasıl olsa oy ticareti tıkır tıkır işliyor.

Bizim gibi gazetecilerin asli görevi olanı tartışmak, olması gerekeni topluma göstererek öneriler sunmaktır.

İşte böyle bir gazetecilik, yağdanlıkçı gazeteciliğe benzemez. Bizden söylemes…