OSMANLI DÖNEMİNDE HERKES KARDEŞÇE YAŞIYORMUYDU?

Millî Eğitim Bakanı ama en basitinden bir lise tarih sınavına girse sınavdan çakacak olan Yusuf Tekin: “İttihatçılar bu ülkede hâkim oluncaya kadar Osmanlı bütün herkesin kardeşçe yaşadığı bir ülkeydi.” Demiş.

Yusuf Bey’in gerçeklerden ne kadar bihaber bir bakan olduğunu, Osmanlı döneminde yaşanmış bazı önemli isyanlar ve iç savaşlardan örnekler vererek göstereyim:

1. Dündar Bey İsyanı: Dündar Bey, Osman Bey’in kardeşi ya da amcası olarak farklı tarihçiler tarafından farklı şekilde tanımlanır. Dündar Bey, Osman Bey’in hükümetine karşı olan bir isyanın başını çekmiştir. İsyan, Osman Bey’in yönetim şekli ve toprak dağılımı ile ilgili olan bir iç çatışma sonucu ortaya çıkmıştır. Dündar Bey, Osman Bey'in yönetim tarzını ve bazı kararlarını beğenmeyerek isyan etmiştir.
2. Şeyh Bedrettin İsyanı: 1416 yılında Osmanlı İmparatorluğu'na karşı gerçekleşen, özellikle dini, toplumsal ve ekonomik sebeplerle ortaya çıkan büyük bir isyandır. İsyanın başında, Şeyh Bedrettin adlı bir din adamı ve reformist bir lider bulunuyordu. Bu isyan, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki yerel halk arasında geniş bir destek bulmuş ve özellikle Balkanlar ve Anadolu'da büyük bir yankı uyandırmıştır.
3.Fetret Devri, Yıldırım Bayezid'in Oğulları Arasındaki Taht Kavgaları: Yıldırım Bayezid'in ölümünden sonra, Süleyman Çelebi, İsa Çelebi, Mehmed Çelebi (Çelebi Mehmed), Mustafa Çelebi ve Musa Çelebi arasındaki taht mücadelesi imparatorluğun büyük bir kısmını fetret devri olarak bilinen kaosa sürüklemiştir.
Bu taht kavgaları, özellikle Anadolu'da büyük karışıklıklara yol açmış, farklı bölgelerdeki beyler ve halk da bu çatışmaların içine çekilmiştir.

Süleyman Çelebi’nin Edirne'deki Hükümetin Başında Olması, Fetret Devri sırasında Osmanlı'nın batı bölgelerini yöneten Süleyman Çelebi, imparatorluğun başkentini Edirne olarak kabul etmiştir. Bu da imparatorluğun merkezinin Batı’ya kaymasına neden olmuştur. Ancak Süleyman Çelebi’nin yönetimi, iç savaş ve taht kavgalarına dayalı olarak kısa ömürlü olmuştur.

Fetret Devri, Çelebi Mehmed'in 1413 yılında tahta çıkması ile sona erdi.

4.Celali İsyanları (16. yüzyıl 17. yüzyıl): Osmanlı İmparatorluğu'nda, özellikle 16. ve 17. yüzyıllarda yaşanan Celali İsyanları, Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde köylülerin ve yerel halkın isyanlarını kapsar. İsyanların temel sebepleri, ağır vergiler, kıtlıklar, toprak reformlarının yetersizliği ve merkezi otoritenin zayıflamasıydı. Celali İsyanları, özellikle köylülerin isyanlarını ifade etse de, bu isyanlarda yerel beyler ve devletin askerleri de yer almıştır.
5,Kanuni Sultan Süleyman Dönemindeki Alevi İsyanları (16. yüzyıl): Kanuni Sultan Süleyman döneminde, özellikle Alevi nüfusunun yoğun olduğu bölgelerde (özellikle Anadolu'da) yaşanan isyanlardır. Bu isyanların arkasında, Alevi inançlarının Osmanlı yönetimi tarafından baskı altına alınması ve Alevilere yönelik hoşgörüsüzlük yatmaktadır.
6.Patrona Halil İsyanı (1730): Osmanlı İmparatorluğu'nda, 18. yüzyılın başlarında, özellikle Yeniçeri Ocağı'nın ve Patrona Halil adlı bir liderin öncülüğünde çıkan bir isyandır. Bu isyan, III. Ahmet'in reformlarına karşı bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Patrona Halil İsyanı, başkent İstanbul'da patlak vermiş ve III. Ahmet'i tahttan indirmiştir.
7.Kabakulak İsyanı (1774): Bu isyan, özellikle İstanbul ve çevresindeki yerel halkın, imparatorluğun ekonomik zorluklarına ve hastalık salgınlarına karşı tepki olarak ortaya çıkmıştır. İsyan, Osmanlı yönetiminin sosyal ve ekonomik krizler karşısındaki başarısız yönetimi ile de bağlantılıdır.
8.Kabakçı Mustafa İsyanı (1807): Bu isyan II. Selim'e karşı yapılan bir isyan olup, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde yaşanan en önemli isyanlardan biridir. Bu isyan, Yeniçeri Ocağı ile Osmanlı sarayı arasındaki çatışmanın bir sonucu olarak meydana gelmiştir ve tartışmalı reformlar ile bağlantılıdır.
9.Nizip Savaşı ve Mahmud II'nin Reformları (1820'ler  1830'lar): Bu dönemde, Sultan Mahmud II'nin Yeniçeri Ocağı'nı kaldırma çabaları ve modernleşme reformları, başta Yeniçeri Ocağı olmak üzere çeşitli güç gruplarının tepkisini çekmiştir. 1826'da gerçekleşen Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması ve ardından gelen iç savaşlar, Osmanlı İmparatorluğu'nda merkezi yönetimin gücünü pekiştirmeye yönelik önemli bir adımdı.
10.Bektaşi katliamı: Yeniçeri Ocağı'nın ortadan kaldırılması sürecinde, Bektaşi tarikatına üye olan pek çok kişi de hedef alındı. II. Mahmud, Bektaşilerin Yeniçeri Ocağı ile olan bağlarını gerekçe göstererek, Bektaşi dergâhlarını kapattı ve tarikatın üyelerine zulmetti. 1826'da Yeniçerilerle birlikte Bektaşi tarikatı da ağır şekilde bastırıldı. Pek çok Bektaşi şeyhi, derviş ve tarikat üyesi öldürüldü veya sürgün edildi. Bu süreç, birçok Bektaşi’nin öldürülmesine ve dergâhların kapatılmasına yol açtı. Bu dönemdeki katliamlar, Bektaşilerin ve Yeniçerilerin simgesi haline gelen bir trajedi olarak Osmanlı tarihine geçti.
11.Tepedelenli Ali Paşa İsyanı: 19. yüzyılın başlarında Osmanlı İmparatorluğu'na karşı gerçekleştirilmiş, özellikle Ali Paşa'nın Epir (Yunanistan) bölgesindeki bağımsızlık mücadelesini ifade eden önemli bir isyandır. Tepedelenli Ali Paşa, Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı olarak görev yapan, ancak Osmanlı'nın otoritesine karşı çıkmayı ve bölgede bağımsız bir hükümet kurmayı amaçlayan güçlü bir yerel liderdi.
12.1831'de Mısır Hidivi Kavalalı Mehmet Ali Paşa isyanı: Osmanlı İmparatorluğu'na karşı isyanını açıkça başlattı. O tarihlerde Osmanlı İmparatorluğu'nun padişahı II. Mahmut’tu. Mehmet Ali Paşa, Osmanlı'nın zayıflayan yönetimine karşı kendi ordusuyla Suriye’yi fethetmeye ve Mısır’da daha fazla güç kazanmaya çalıştı. Suriye Seferi (1831-1833), Mehmet Ali Paşa'nın zaferiyle sonuçlandı. Osmanlı, Adana ve Halep gibi önemli şehirleri kaybetti ve Mehmet Ali Paşa, bu bölgeleri Osmanlı’ya karşı kendi yönetimi altına aldı.
13.19. yüzyıl Arap isyanları: Tanzimat reformlarının getirdiği modernleşme hareketlerine karşı çeşitli isyanlar meydana gelmiştir. Bu dönemdeki isyanlar, özellikle Arap topraklarında ve Osmanlı'nın Balkanlar'daki bölgelerinde görülmüştür. Araplar ve diğer etnik gruplar, merkezi yönetimin baskılarına ve yeniliklere karşı ayaklanmalar başlatmıştır.
14.İstanbul’daki 1909 Ayaklanması (31 Mart Vakası): 31 Mart Vakası, 1909'da Osmanlı İmparatorluğu’nda modernleşmeye karşı çıkan bir ayaklanmadır. Özellikle, II. Abdülhamid'in mutlak yetkilerini kısıtlayan Jön Türkler'e karşı bir direniş gösterilmiştir. Ayaklanma, İstanbul'da başlasa da Osmanlı İmparatorluğu’nun genelinde etkili olmuştur ve sonunda yönetimin el değiştirmesine yol açmıştır.
15.Balkan İsyanları ve Balkan Savaşları (1912 1913): 19. yüzyıl sonlarından itibaren, Osmanlı İmparatorluğu'nun Balkanlar’daki egemenliği azalmaya başlamıştır. Bu dönemde, Balkan halkları Osmanlı yönetimine karşı bağımsızlık isyanları başlatmıştır. 1912'de başlayan Balkan Savaşları (ilk ve ikinci) ve sonuçları, Osmanlı'nın Balkanlar'daki toprak kayıplarına yol açmış, aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu'nun sonlarına gelinmişti.


Sonuç: Demedi demeyin Bakan Bey çok feci bir şekilde yanılıyor! Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihi boyunca birçok kanlı isyan ve iç savaş yaşanmıştır!

Yani öyle Yusuf Bey’in iddia ettiği gibi kimse kimse ile kardeş kardeş falan yaşamıyordu, hatta tam tersine Osmanlı dönemi kardeşin kardeşi boğazladığı isyanlar ile dolu bir dönemdir, ekonomik krizler, adaletsizlik, dini ve etnik gerilimler ile iktidar mücadeleleri bu isyanları tetiklemiştir.