ORGANİZE TECAVÜZ İŞLERİ

İki çok ama çok vahim olay son bir haftadır memleketimizin gündemine bomba gibi düşmüş bulunmaktadır. Bu...

İki çok ama çok vahim olay son bir haftadır memleketimizin gündemine bomba gibi düşmüş bulunmaktadır. Bu iki insanlık dışı olay gündeme böylesine damga vurmuşken ekonomi ya da siyasetten dem vurmak açıkçası içime sinmedi, bu olayları kamuoyu nezdinde tartışmaya açmanın çok daha önemli olduğunu düşündüm.

Bu iki olaydan ilki altı yaşında bir kız çocuğunun ailesi tarafından tarikat ilişkisi içinde imam nikâhı ile evlendirilmesi ve evlilik maskesi altında küçük yaşta cinsel tacize ve tecavüze uğramasıdır.

Diğeri ise Konya’da 17 yaşında henüz reşit olmamış, lise sonda okuyan başarılı bir kız öğrencinin iki okul müdürünün de karıştığı iddia edilen bir kurgu sayesinde imam nikâhı ile evlendirilmesi ve organize bir kumpas sonucunda tecavüze uğramasıdır.

Tecavüz elbette ki bütün toplumlarda ve bütün kültürlerde görülebilir, lakin bu iki olayda insanı dehşete düşüren şey faillerin tecavüzü o ya da bu şekilde suç olarak kabul etmeyecek bir kafa yapısında olması ve suçun aile fertleri ile kamu görevlilerinin de karıştığı bir organizasyon çatısı altında, örgütlü olarak işlenmesidir.

İddiaya göre ilk olayda bir baba 6 yaşındaki kızına imam nikâhı kıyıyor ve reşit yasta olan bir müridinin koynuna “karı” olarak veriyor.

İddialar doğru ise burada baba hem ebeveyn olarak suçlu çünkü koruması altındaki çocuğu koruması gerekirken ona zarar veriyor ve hem de imam olarak suçlu yasak olduğu halde bu fiili işliyor.

Koca rolüne soyunan suçlu çünkü reşit olduğu halde sadece ahlaka ve insanlığa değil aynı zamanda kanunlara da aykırı bir şekilde bu nikâhın tarafı olduğu gibi fiili olarak da defalarca küçük bir çocuğa cinsel taciz ve tecavüzde bulunuyor.

Olaydan haberdar olup karşı çıkmayan ya da devlete suç ihbarında bulunmayan anne ve diğer yakınlar da suçlu.

Bakın bundan daha vahimi eğer bu ifadeler doğru ise olaya savcı ve polis gibi bazı kamu görevlileri de karışmış, bunlar hepsinden daha da suçlu değil mi?

Kız çocuğu bir hastanede doğmuş, elde doğum raporu varmış, peki ortada doktor imzalı, hastane mühürlü resmi bir doğum raporu varken kim ne demeye kemik yaşı araştırması ister?

Kemik yaşı araştırmasına bu çocuk polis kontrolünde gönderilmedi mi? Bu çocuğun yerine nasıl başka birine kemik yaşı taraması yapıldı? Bu organizasyonda kimler fail olarak yer aldı? Raporu veren doktorun, isteyen savcının, polisin bir çıkar gözetmeden, bir gücün baskısı altında olmadan ya da azmettirilmeden böyle bir işe kalkışması mümkün mü? Bu noktada tarikat ya da cemaat kaynaklı bir güç merkezi işe müdahale etti mi?

İşin organize bir iş olduğu, suçun birçok kişinin ortak kararı ve iradesi ile işlendiğine dair en ufak bir tereddüt yoktur. O halde gelelim bu işin arkasında çocuklar ile evlilik ve cinsel ilişkiye girmeyi suç ve tecavüz olarak kabul etmeyen kafa yapısına:

Bakın İsmailağa cemaati ile bağı bilinen cüppeli Ahmet diye tanınan kişi “İslam’da evlilik için yaş sınırı yoktur. Ama kız buluğ çağına ermedikten sonra birleşmek caiz değildir” demiyor mu?

Sosyal Doku Vakfı Başkanı Nurettin Yıldız da “10 yaşında, 7 yaşında, 6 yaşında 78 yaşında, yaşıyorsa 135 yaşında bir insan evlenmeye adaydır, ne küçük yaşta olduğu için ne büyük yaşta olduğu için nikâha engel bir durum yoktur… Kuran’a iman edenler açısından hiç bir sorun yoktur, çünkü küçük çocukların da evlenebilecekleri hükmü Kuran’dan alınmadır.” Demiyor mu?

Peki, bu yorumlar Kuran’a, İslam hukukuna, İslam geleneğine, hadislere ve sünnete aykırı mı? Elbette değil işte tam da bu yüzden bu suça bulaşanlar kendini suç işlemiş gibi görmüyor ve yaptıklarının suç olduğunu kabul etmiyor. Yani bu organize iş aslında toplumsal bir kabul de içeriyor ve asıl mücadele edilmesi gereken de bu kabul zaten.

Gelelim ikinci olaya: Açıkçası ikinci olay birinciden de daha garip iki okul müdürü nasıl olurda bir kız öğrenciyi herifin birine böyle peşkeş çeker ve böyle bir organize tecavüze yol açar gerçekten de akıl alır gibi değil.

İki okul müdürünün böyle bir suça bulaşması eğer gerçekse hangi karanlık ilişkiler ağı ve menfaat ilişkisi bunu doğurdu muhakkak aydınlatılmalıdır.

Ayrıca böyle bir şeyin münferit ve rastgele olması da pek mümkün değildir! İmam nikâhının da meşruiyet aracı olarak kullanıldığı bu organizasyonun daha geniş olup olmadığı, işin küçük kızları aldatıp bir fuhuş çetesinin ağına düşürme işi olup olmadığı, başka kurbanların da bulunup bulunmadığı da muhakkak aydınlatılmalıdır.

Bunları aydınlatamazsak, bu çocuklara sahip çıkamasak toplumdaki çürümeye de engel olamayız…