YÜZYILDA BİR YAKALANACAK BAŞARIYA İMZA ATAN OSMANLININ TORUNU ATAMIZIN KIZLARI ULUSAL GURURUMUZ
Çağını aşan ileri görüşe bakar mısınız? Atatürk soyadını almadan 10 yıl evvel Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, mimarı Mustafa Kemal, kuruluş günlerinin onca sıkıntısı ve meşakkati arasında, 1924 Paris Olimpiyat Oyunlarına 21 sporcusunu gönderiyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığı bütün dünyanın gözlerinin orada olacağını kestirdiği platforma taşıyor. Henüz içlerinde kadın sporcu yok. Bugün öyle mi ya? Milletler Ligi Şampiyonu, Avrupa Şampiyonu, Eleme Grubu namağlup lideri, Dünyanın Bir Numarası kızlarımız, Olimpiyat meşalemizi 100.yılda Paris'e taşıyacak. Voleybol Kadın Milli Takımımız Türkiye'nin spordaki başarısının, yükseldiği üst noktanın temsilcisi olacak. Artık ünlü tribün sloganı şöyle atılacak; Gerçekleri tarih yazar tarihi de 600 yıllık Osmanlı İmparatorluğu’nun gücünü Cumhuriyetle pekiştiren Filenin Sultanları...
Yahya Kemal Beyatlı 'Kökü mazide olan atiyiz” der.
Osmanlı İmparatorluğu Tuna boylarından Arabistan çöllerine uzanan yirmidörtbin km2 coğrafyaya hükmetmiş büyük Türk Devleti. Vatanı yedi düvelin istibdadından kurtararak Cumhuriyetimizi 100 yıl önce kuranda Osmanlı ordusu mirlivası (tuğgeneral) Mustafa Kemal. Atalarımızın mirası olan yedi asırlık görkemli geçmişimizle övünmekte yerden göğe haklıyız. Doğu Roma İmparatorluğunu yıkarak İstanbul merkezli genişlemiş ve fakat akıncı yapısına yenik düşerek yok olma noktasına gelmiş olması büyüklüğünü gölgelemez. Köklü geçmişimizden beslenen ulusal gururumuz Cumhuriyetimizin 100 yılında kızlarımızın ellerinde tavan yaptı. Bu bir efsane ve yazarları; Gizem Örge, Cansu Özbay, Melissa Vargas, Hande Baladın, Aslı Kalaç, Eda Erdem Dündar, Zehra Güneş, İlkin Aydın, Elif Şahin, Ebrar Karakurt, Simge Aköz, Kübra Akman, Derya Cebecioğlu, Ayça Aykaç…ve yaratıcıları koç Daniele Santarelli …Hangi birini anlatsam? Yaz ayları boyunca konsantrasyonlarını kaybetmemelerini mi? Peş peşe 23 maç kazanıp müthiş top oynamalarını mı? Türkiye’nin tanıtım elçisi gibi mükemmel yabancı dilleriyle Dünyaya seslenmelerini mi?
Koçta onların dilinden çok iyi anlayarak mükemmel bir takım yarattı. Köprülerimize astığımız Başarı bayrağımız oldular.
İşin sırrı ego sıfırlamada...Her biri kendi kulüp takımlarında pozisyonlarının yıldızı, yerinin kadını, değişilmezi. Oysa Milli takıma geldiklerinde orada, her bir pozisyon için müthiş çekişme var. Hasetsiz, kıskançlık olmadan sorumluluğu paylaşabilmek, bir olmak, beraber olmak hiç kolay değil. Kızlarımız kişisel egolarını evde bırakarak aşmayı bildiler.. İyi pasta kötü pasta, verilen topta verilmeyen topta, hiç yüksünmediler vücut dilleriyle birbirlerine destek vererek pozitif enerji yaydılar. CUMHURİYETİMİZİN YÜZÜ, ULUSAL GURURUMUZ ONLAR. Onlara olan sevgimizi, emeklerine saygımızı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramında zirveye taşıyalım. Tanıtımlarında kullandıkları deyimle; BİZİ VOLEYBOL ÜLKESİ YAPTILAR: