Türkiye halkı 2. yüzyılına oksijensiz girdi.
Bunu nereden çıkardınız diyeceksiniz?
81 ilin anakentlerinde kurulan pazarların fiyatlarına bir bakınız! Fiyatlar uçmuş… Satıcıların bozuk diye atmış olduğu sebzelerin toplayıcıları çoğalmış…
RTE ve ekibinden aldığı talimatla fiyat artışlarını TÜİK ne kadar aşağıya çekerse çeksin, fiyatların yüzde 200’e doğru tırmandığı bellidir.
Peki… AKP iktidarının 22 yılda ülkeyi bu hale getirmesinin ana nedeni nedir?
Bu sorunun cevabını irdeleyelim…
Özelleştirme…
Özelleştirme nedir? Niçin yapılıyor? Halkın yararına mı, zararına mı? Öncelikle bu soruların yanıtlarını bilmek gerekiyor.
AKP’ye oy veren seçmenler bu soruların cevabını araştırdı mı?
Hayır… AKP seçmeni yapılmamış işlerin kurdele kesme törenini izliyor.
Özelleştirme kısa deyimi ile devleti malsızlaştırmaktır. Bilimsel deyimi ile özelleştirme özel sektör tarafından yürütülecek tüm faaliyet alanlarından kamu sektörünün çekilmesi, devletin halk için yapması gereken klasik fonksiyonları ile ilgisi bulunmayan ekonomik işlemleri özel sektöre öldüm pahasına yandaşlara satmasıdır.
AKP’nin ve diğer iktidar sahibi özelleştirmecilerin yaptığı aynı zamanda halkı oksijensiz bırakmasıdır. Bunu yapanlar halkın gözünü boyamak için üretim yapan kamu kurum ve kuruluşlarının zarar ettiğini, satıp kurtulmak gerektiğini ileri sürerler.
Halkın ekonomik ve mali kıskaca alınmasında yüksek oranda tahsil edilen vergilere, fiyat artışlarına ve işsizliğe karşı mücadelede basın mensuplarına büyük görevler düşüyordu.
RTE, devrimcileri ve burjuva demokratlarını susturmak için halkın yüzde 70’nin anlamını bilmediği bir tertip yasası çıkarıldı. Bu yasanın adı “dezerformasyon”du. AKP iktidarı bu yasa ile RTE’yi korumaya alacağını düşünüyordu. Yandaş olmayan AKP’yi ve RTE’yi eleştirenlerin ve basının oksijenini kesiyordu. Birçok gazeteci Barış Pehlivan gibi ceza evine girmesi sağlandı.
Dezerformasyonun anlamı “yanlış veya doğruluğu bulunmayan ve kısıtlı olarak yayılan bilgi ve bilgi çarpıtma” anlamına geliyordu.
Halkın oksijen almasını sağlayan “ifade özgürlüğü” bu Dezerformasyon Yasası ile ortadan kaldırmıştı.
AKP ve MHP’nin oyları ile kabul edilen bu yasanın iptali için konuyu Anayasa Mahkemesi’ne gören CHP’nin iptal teklifini Anayasa Mahkemesi 7’ye karşı 8 oy ile 8.11. 2023 tarihinde yapılan oylama ile ret etti.
Halkın sosyal, siyasal, ekonomik ve mali alanlarda nefes alma hakkını ve ifade özgürlüğünü kullanılmasını Dezerformasyon Yasası oksijeni kesip susmalarını sağlayacaktı.
Türkiye’de yargı, yürütme, yasama ve basın tek adama bağlandı.
Teokratik devlet düzeni devlet düzenine dönüştü.
15 milyon emekli kısıtlanmış bir oksijenle can çekişiyor.
Varlığını Türk ulusuna armağan etmiş olan ATATÜRK’ün ilke ve devrimlerini ayaklar altına almış olan “Cumhur İttifakı” yerel seçimlerde bunun bedelini ödeyebilir.
AKP iktidarı Türkiye’yi ulusal ve uluslar arası hukuk normları konusunda tam iflasa uğramıştır. Adı yargı olan mahkemeler yapmış olduğu yargılamalarla hukuk tanımaz kararlara anayasaya aykırı kararları uygulamaya koymuştur.
27 Mayıs 1960 Ulusal Devrimi’ni yapan Cemal Gürsel ve arkadaşlarının Türkiye’ye armağanı olan 1961 Anayasası’nı Kenan Evren yürürlükte kaldırmış siyaset sahnesinde halkın oksijenini kesmiştir.
1961 Anayasası’nın kıymetini bilmeyenler yeni anayasa çığlıkları atıyor. RTE; Can Atalay konusunda Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımayan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin yaptığı darbeye sesini neden çıkarmıyor? Bu ses çıkarmama, AKP’nin gündem değiştirmesi ve anayasa tartışmasını gündemde tutmaktı.