OHAL İLANI EKONOMİK KRİZİ ÇÖZER Mİ?

AK Parti’ye ceza kanunlarının hazırlanmasında öncülük eden ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da sık sık görüşlerine başvurduğu bilinen...

AK Parti’ye ceza kanunlarının hazırlanmasında öncülük eden ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da sık sık görüşlerine başvurduğu bilinen Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Asli Üyesi Prof. Dr. İzzet Özgenç Twitter hesabından yaptığı paylaşımda: “Türk Lirasının yabancı paralar karşısındaki süregelen değer kaybı, “AĞIR EKONOMİK BUNALIM” sonucunun ortaya çıkacağı süreci başlatmıştır. Bu nedenle kaçınılmaz görünen ağır ekonomik bunalım sebebiyle OLAĞANÜSTÜ HÂL ilânına (Any., m. 119), toplum olarak hazırlıklı olmamız gerekir” ifadelerini kullandı.

OLAĞANÜSTÜ HÂL KANUNUNUN ikinci bölümünde Ağır Ekonomik Bunalım Hallerinde Yükümlülükler ve Alınacak Tedbirler şöyle sıralanıyor:

Madde 10 – Ağır ekonomik bunalım sebebiyle olağanüstü hal ilanı durumunda, ekonominin düzenlenmesi ve iyileştirilmesi amacı ile mal, sermaye ve hizmet piyasalarını yönlendirici; vergi, para, kredi, kira, ücret ve fiyat politikalarını belirleyici ve çalışmaya ilişkin her türlü tedbir ve yükümlülüklerin tespiti, tanzimi ve takibi konularında Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılabilir.

Cumhurbaşkanı, kendisine verilen yetkiler doğrultusunda alınacak kararların yürütülmesini aşağıdaki fıkra uyarınca oluşturulacak Ekonomik İşler Olağanüstü Hal Koordinasyon Kuruluna veya ilgili bakanlıklara bırakabilir.

Kurul belirli kararların yerine getirilmesi için bölge veya il valilerini görevlendirebileceği gibi, gerektiğinde diğer kamu kurum ve kuruluşlarına da görev verebilir. Cumhurbaşkanının aldığı kararlar ile Ekonomik İşler Olağanüstü Hal Koordinasyon Kurulunun kararlarının uygulanmasına ilişkin belirlemeleri Resmi Gazete ile ilan edilir ve ilgilere tebliğ olunur. Denmektedir.

İşin açığı Erdoğan’ın ve AKP’nin böyle dostları varken düşmana ne hacet? Bu tip bir dedikodunun dillendirilmesi bile zaten diken üstünde olan piyasaları kaosa sokar, alt üst eder, zaten sıkıntılı olan güven ortamını yerle yeksan eder.

Japon bankası Nomura’nın yayımladığı Türkiye raporunun ardından çıkan bu OHAL iddiaları Türk ekonomisi için herhangi bir fayda sağlamayacağı gibi, zaten var olan krizi de ağırlaştırır ve derinleştirir.

Bu gün Türk ekonomisinin en büyük sorunu demokrasiyi deneyimlemiş serbest piyasa ekonomisinin uygulandığı bir ülkede BAAS tipi bir tek adam rejimini uygulamaya kalkmak ve bu uygulamanın yarattığı güven bunalımıdır.

Bir OHAL ilanı, bırakın OHAL ilanını böyle bir olasılığın dedikodusu bile piyasaları çökertmeye yeter ve hiçbir fayda da getirmez! OHAL ilanı ekonomik krizi falan da ortadan kaldırmaz.

Herkes zaten yabancı para mevduat hesapları ve altın hesapları ile ilgili olarak tereddütler yaşarken, kişiler arasında fısıltı halinde “acaba el koyarlar mı?” diye konuşulurken kalkıp böyle iddiaları dillendirmek resmen sorumsuzluktur.

Sermaye hareketlerine kısıtlama getirmek, varlık vergisi salmak ve sair piyasa kontrolleri zaten herkesin korktuğu şeyler. Demedi demeyin vatandaş bankalara koşar da “ne olur ne olmaz ben dövizimi, altınımı bankadan çekip kasaya kaldırayım” diye düşünürse sistem sadece birkaç saat içinde çöker!

Ekonomik kriz altında ezilen vatandaş hali hazırda banka sistemine güvenini kaybetmemişken piyasada bu endişeleri gündeme getirecek açıklamalar yapmak çok ama çok tehlikelidir.

Polisiye tedbirler ile ekonomiyi çevirmek, krizleri, karaborsacılığı engellemek mümkün olsaydı bunu ekonomik olarak çöküp yıkılan SSCB başarırdı değil mi?

Ben buradan iktidarı, ekonomi bürokrasisini ve ekonomi yorumcularını akl-ı selîme davet ederek ve bu tip kaos yaratacak söylemlerden kaçınmalarını tavsiye etmek isterim.

Sonuç olarak bu ülke bizim, iktidar ülkeyi ve ekonomiyi çok kötü yönetiyor olsa da bunu dillendirip halka anlatmaya çalışmak başka, kaos çıkaracak söylemler ile daha derin bir krizi tetiklemek başka bir iş.

Ben bütün yazı ve söyleşilerimde iktidarın hatalarını anlatıp onları rasyonel akla ve bilimsel yönteme uygun politikalar uygulamaya davet ediyorum. Bu yüzden de aman ha böyle bir irrasyonel bir işe sakın kalkışmayın, hatta kalkışmayı aklınızdan bile geçirmeyin diye uyarma hakkım da bulunmaktadır.