ÖCALAN BIRAKILACAK MI?

Malum Öcalan yakalanıp yargılandıktan sonra onu ipten alan kişi Devlet Bahçeliydi ve aynı Bahçeli şimdi de onu kodesten kurtarmaya çalışıyor...

Peki, bunu neden yapıyor?

Bahçeli’nin Öcalan’ı ipten alması da dışarı çıkarmaya çalışması da başta Amerika olmak üzere uluslararası egemen güçlerin isteği olabilir mi?

Peki, Amerika’nın ve uluslararası egemen güçlerin böyle bir istekten beklentisi ne olabilir?

Görünen o ki israil ve Amerika İran’ı hedefe aldılar, vuracaklar. Nasıl İŞİD’e karşı Kürtleri silahlandırıp kullandılar ise şimdi de İran’a karşı aynı stratejiyi uygulayacak ve İran’daki dinci cuntayı yıkmak için silahlandırılmış Kürt grupları kullanacaklar.

Malum bu gün Kuzey Suriye’de YPG / SDG denilen yapının askeri gücü çok büyük ölçüde PKK’lılardan oluşuyor. 

Uluslararası güçler Kürtler’e eğer siz  Suriye’de uluslararası camiada meşruiyeti olan bir devlet kuracaksanız bu güçlerin PKK gibi bir terör örgütü ile ilişkisi olmaması gerekiyor diyor yani artık Kürt siyasi hareketi için PKK işlevsiz bir ayak bağına dönüşmüş bulunmaktadır.

Bugünkü durumda Kürt siyasi hareketi en azından ilk hedeflerine ulaştı; hem Irak’ta ve hem de Suriye’de devletleşiyor, neticede bunu hem Türkiye’ye ve hem de dünya kamuoyuna kabul ettirebilmek için PKK denilen ve artık pek bir işlevi kalmayan ayak bağından kurtulmaya çalışıyorlar.

Bu noktada PKK kendini fesh ederse Türkiye’nin Suriye ve Irak’ta oluşacak Kürt devletlerine itiraz edecek herhangi bir gerekçesi de kalmayacak.

Hiç şüphesiz ki ortada öncelikle İran’a yönelik bir askeri operasyon için gerekli olan silahlı güç ihtiyacını Kürtler ile karşılama gerekçesi var!

Eh doğal olarak Kürtler de bu rolü üstlenmek için bazı isteklerde bulunuyorlar ve bunların başında da Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’de birer Kürt devleti kurulması ile Öcalan’ın serbest bırakılması PKK’lılara af gibi şeyler bulunuyor.

Diğer yandan Kürt siyasi hareketi Irak ve Suriye’de istediğini aldı. İran’da alabilmek için de önünde çok büyük bir fırsat var bu noktada şöyle bir strateji uygulamayı planlıyorlar; bölgede Türk, Fars ve Arap olmak üzere üç hakim güç var. Kürtler aynı anda hem Türklerle, hem Farslar ile ve hem de Araplar ile kötü olur, savaşırlarsa bölgede kurulacak devlet ya da devletlerin yaşama şansı çok düşük olacaktır. Bu yüzden bölmenin ve toprak koparmanın çok zor olduğu, NATO müttefiki bir Türkiye ile savaşmanın anlamsız olduğu kanaatine varmış bulunuyorlar. Kürt Türk barışı söyleminin arka planı da böyle görünüyor.

Peki iç politikada durum ne?

AKP MHP ittifakı Kürtlere istediklerini vererek sadece Amerika, İsrail ve sair uluslararası egemen güçlerin isteklerini gerçekleştirmeyi amaçlamıyorlar bir başka hedefleri ise mecliste istedikleri anayasal değişiklikleri yapabilmek için DEM Partinin oylarını alabilmek.

Peki istedikleri anayasal değişiklikler ne?

Burada ilk hedef Recep Bey’in bir kere ve hatta istediği kadar daha aday olup seçilebilmesinin önünü açmak olmalı.

İkinci hedef ise iki turda 50 + 1 şartını kaldırıp tek turda en çok oy alanı cumhurbaşkanı olarak seçebilecek bir anayasal düzenleme olabilir.

Recep Bey artık 50 +1  almasının neredeyse imkansız olduğunu görüyor ama hala ilk turda en çok oyu alabileceğini düşünüyor olmalı ki böyle bir işe kalkışıyor.

Recep Bey özellikle muhalefetin birden çok aday ile gireceği bir seçimde muhalif oyların bölüneceğini ve kendisinin % 50 + 1 alamasa da en çok oyu alarak seçilebileceğine inanıyor.

Bu gerekçeler ile Öcalan’ın serbest bırakılmasına ve Cumhur İttifakına DEM Partininde dahil olmasına çalışıyorlar.

İşte bu noktada şunu da söylemem gerekiyor: Bu iktidar meşruiyetini yitirmiş bulunmaktadır, göreve devam etmek istiyorsa derhal bir erken seçime gitmeli ve 2023 yılında söylediklerine yüzde yüz aykırı olan bu günkü politikalarını uygulayabilmek için yeni bir görev onayı almalıdırlar.