Ülkemiz nüfusu 85 milyonun biraz üzerinde. Bunun yüzde 51’e yakın bir kısmını erkekler kalan kısmını ise kadınlar oluşturuyor. Nüfusun yüzde 25’ini 0-18 yaş grubu teşkil ediyor. Yani yetişkin yaş gurubu yüzde 75.
Bu kadar istatistiki verinden sonra gelelim meramımızı anlatmaya.
Bugün sizlerle, Adalet Bakanlığı’nın İcra ve İflas Dairelerinin verilerinden söz edeceğiz. Ülkemizde her geçen gün biraz daha derinleşen ekonomik sıkıntıların ortaya çıkardığı sonuçlar artık ülkemizdeki tüm yetişkinleri saracak boyutlara erişmiş durumda.
Pazartesi günü yayınlanan yazımızda takibe düşen kredi kartı ve bireysel kredilerin ulaştığı boyutları sizlerle paylamıştık. Bugünde kaldığımız yerden işin bir başka boyutuna bakacağız.
Ülkemizde, icra ve iflas dairelerindeki dosya sayısı, geçtiğimiz yılın da eklenmesiyle birlikte toplamı 32 milyon 703 bin 968’e ulaşmış. Yani; ülkemizde ortalama her iki yetişkinden biri icralık durumda. Bu durumu sağlıklı bir ekonominin göstergesi olarak nitelendirmek mümkün değil.
Bakın; 2024 yılında işleme koyulan icra ve iflas dosya sayısı, 9 milyon 798 bin 757 ile 2023 yılından sonra yeni bir rekora imza atmış. Son beş yıl içinde dosya sayıları gerçekten dehşet verici boyutlara ulaşmış. 2020 yılında 6 milyon 739 bin 856, 2021 yılında 8 milyon 386 bin 474, 2022 yılında 9 milyon 46 bin 245, 2023 yılında 14 milyon 43 bin 957 ve geçtiğimiz yıl 9 milyon 798 bin 757 yeni dosya icra ve iflas dairelerinde işleme konulmuş.
İcra ve iflas dairelerindeki dosyaların türleri de adalet istatistiklerine şöyle yansımış. Buna göre, 2024 yılındaki icra ve iflas dosyalarının 3 milyon 813 bini mahkeme kararı bulunan (ilamlı takip) dosyaları oluştururken, 26 milyon 843 bin 509’unu ise mahkeme kararı bulunmayan (ilamsız takip) dosyalar oluşturmuş.
İşin ilginç yanı, takibe düşen dosya sayısı her geçen gün biraz daha artıyor. UYAP sisteminde yer alan verilere göre icra ve iflas dairelerine gelen dosya sayısı yılbaşından bu yana 2 milyon 901 bin 765’e ulaştı. Geçen yıl aynı tarihler aralığında bu sayı 2 milyon 773 bin 826 olarak kayıtlara geçmiş. Yani, bu yılın aynı dönemindeki fark yaklaşık olarak 130 bin civarında.
Nitekim; CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi geçtiğimiz günlerde yaptığı yazılı açıklamada icralık olan sayısındaki artışa dikkat çekiyor. İlgezdi, Şubat ayında 258 bin 641 kişi daha bankalarla icralık olduğu belirterek, 2025’in ilk iki ayında bireysel kredi ya da kredi kartı borcu yüzünden 502 bin 827 kişinin icralık olduğunu ifade ediyor. İlgezdi, gelinen noktayı şu sözlerle değerlendiriyor:
“Geçen yıl aynı döneme göre icralık olan kişi sayısı maalesef yüzde 50 arttı. 2020 sonrasında konut fiyatları yüzde bin 104 arttı, icralık olan kişi sayısı 2025’in ilk iki ayında 500 bini aştı, son bir yılda doğal gaza yüzde 88, yumurtaya yüzde 82 zam yapıldı.”
Bu sözlere, yukarıdaki rakamlara bakıldığında katılmamak mümkün değil. Gerçekten ülkemizde ekonomik sıkıntılara bağlı olarak derin bir yoksulluk çekiliyor. Kıt bütçe kaynaklarının önemli bir kısmını, Kamu-Özel İşbirliği Projelerinin Hazine ödemelerine, borç ve bu borçlardan doğan faiz giderlerine ayıran maliye yönetimi, artık vatandaşların ihtiyaçlarına cevap vermekten bir hayli uzak görünüm sergiliyor. Kaldı ki; son bir ay içinde yaşadığımız siyasi gelişmelerin en basit bir hesapla 50-60 milyar dolarlık ağır faturasının, gelecek günlerde omuzlarımıza ne kadar ağır bir yük getireceğini de henüz bilmiyoruz.
Özetle;
Takibe düşen, tüketici kredilerinde yüzde 212, konut kredilerinde yüzde 47, Taşıt kredilerinde yüzde 95, ihtiyaç kredilerinde yüzde 216, bireysel kredi kartı kullanımında yüzde 801 oranında artış olduğuna göre bu kadar icra ve iflas dosyasının olması kimseyi yadırgatmamalı.
BDDK verilerine göre; tüketicilerin kullandığı tüm krediler yüzde 75 artışla 1.2 trilyon liradan 2.1 trilyon liraya, bireysel kredi kartı hacmi ise yüzde 241 artışla 577 milyar liradan 1.9 trilyon liraya yükselmişse biz daha neyi konuşuyoruz ki.