Üç beş kişi bir araya geldiği zaman “Ne olacak bu memleketin hali” derdik. Şimdi de “Ne olacak bu emeklinin hali” diye sorup duruyoruz.
Televizyonlarda ekonomistleri dinliyoruz, anlatılardan bir şey anlamıyoruz.
Anladığımız tek şey, ülke kaynakları şaşalı yaşamlara ayrılmış. Devlette ve belediyelerde her kademede hastalık haline gelen lüks araba (çeşitleri/sayıları), cep telefonu, lüks mobilya, tutkusu kaynakları bitirmiş.
Türkiye’de 31 Mart Yerel Seçimleri’nin ardından çok sayıda belediye el değiştirdi. Belediye yönetimlerine yeni seçilen belediye başkanları, önceki başkanlar döneminde belediyenin borçlarını binaların boyu kadar duyurular asıyorlar.
Belediyeler borç duyurusunda yarışa girdiler. İki ilçenin belediye başkanı “Senin borcun ne ki, ben Türkiye’nin en borçlu belediye başkanlığını devraldım” gibi sohbetler yapıyorlar.
Hatta, afiş atışması bile yapılıyor. Antalya'nın Alanya ilçe belediyesinin 31 Mart'ta MHP'den CHP'ye geçmesi sonrası Belediye Başkanı CHP'li Osman Tarık Özçelik'in 'seçim taahhüdüm' diyerek belediye binasına astırdığı mali tabloyu gösteren afişe, MHP İlçe Başkanlığı da parti binasına astırdığı afişle yanıt veriyor “Benim borcum 1 milyar 122 milyon lira değil, sadece 448 milyon lira” diyor.
İyi de emekli ise borcunu nereye asacak ?
Çalışanlar ve emekliler gözünü kulağını temmuz ayında yapılacak zamma dikmiş bekliyor.
Ancak tünelin ucunda bir ışık görünmüyor.
Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstriyel İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aziz Çelik, işçi ve Bağ-Kur emeklilerinin kök aylık tehlikelerine dikkat çekerek zam alamayabileceklerini; memur emeklilerinin enflasyonun altında zam alabileceklerine söylüyor.
“Kök aylık” tehlikesi nedir ?
Prof. Aziz Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, kök aylık nedeniyle, temmuz ayında emeklilerin bir bölümünün maaşlarında artış olmayacağını belirtip, şöyle diyor :
“Dört aylık resmi enflasyon yüzde 18,7 olarak açıklandı. 6 aylık resmi enflasyon en az yüzde 25 olacak. Temmuz ayı, emeklinin zam ayı ancak emeklileri bekleyen iki önemli tehlike var. İşçi ve Bağ-Kur emeklileri için kök aylık tehlikesi... İşçi ve Bağ-Kur emeklileri yasa gereği temmuz ayında geçmiş 6 aylık resmi enflasyonu (TÜFE) oranında zam alacaklar ancak zam emeklilerin kök aylıklarına yapılacak. Halen kök aylıkları 10 bin TL’nin altında olan emeklilerin (dosya bazında) aylıkları 10 bin TL’ye tamamlanıyor. Aradaki farkı Hazine ödüyor.
Eğer yeni bir yasal düzenleme yapılıp tamamlanan en düşük aylık enflasyon kadar artmazsa emeklilerin önemli bir bölümü ya sıfır zam veya resmi enflasyondan bile düşük zam alacak. Örneğin kök aylığı 8 bin TL olan bir emekli yüzde 25 zam alırsa 10 bin TL alacak. Zaten aylığı 10 bin TL olduğu için sıfır zam alacak. Bu işin kazananı Hazine olacak. Hazine, bu emekli için SGK’ye ödeme yapmayacak ancak emekli sıfır zam alabilecek. İşçi ve Bağ-Kur emeklilerinin önemli bir bölümünün sıfır zam tehlikesi var. Bunu önlemek için temmuz ayından önce yasal düzenleme yapılması ve tamamlanan en düşük aylığın en az enflasyon kadar artması gerekir. Olması gereken en düşük aylığın asgari ücret düzeyine çekilmesi. Bırakın asgari ücreti düzeyini, en düşük aylık enflasyon kadar artar mı? En düşük aylık 12 bin 500 veya 13 bin olur mu? Zor görünüyor. Emekliler yine 10 bin liralık utanç aylığına mahkum edilebilir. Ekonomi yönetimi ve kemer sıkma programı bunun için umut vermiyor ama emeklilerin tepkisi hükümete geri attırabilir."
Aziz Çelik Hoca, memur emeklilerini bekleyen tehlikeye de işaret ediyor ve memur ve memur emeklilerinin temmuz ayında enflasyonun altında zam alacaklarını söylüyor. Çünkü Memurlar ve memur emeklileri resmi enflasyona göre değil, toplu sözleşmeye göre zam alıyorlar.
Mevla görelim neyler neylerse güzel eyler