NE İŞSİZLİĞİ YA?

Kütahya Toplu Açılış Töreni’nde katılan Recep Bey açılışını gerçekleştireceği bir fabrikada bin 500 kişinin çalıştığını ve sayının daha da artacağını öğrenince konuşmasında “Allah’ın izniyle Kütahya’da istihdam sorunu yok. Bir de utanmadan sıkılmadan diyorlar ki, ‘işsizlik var.’ Ne işsizliği ya? Yeter ki, iş istesin vatandaş, iş. İş çok, ama ne diyor, ‘benim istediğim gibi iş yok’” demiş.

Kütahya Toplu Açılış Töreni’nde katılan Recep Bey açılışını gerçekleştireceği bir fabrikada bin 500 kişinin çalıştığını ve sayının daha da artacağını öğrenince konuşmasında “Allah’ın izniyle Kütahya’da istihdam sorunu yok. Bir de utanmadan sıkılmadan diyorlar ki, ‘işsizlik var.’ Ne işsizliği ya? Yeter ki, iş istesin vatandaş, iş. İş çok, ama ne diyor, ‘benim istediğim gibi iş yok’” demiş.

Tam bir patron ağzı Recep Bey’in iş var ama beğenmiyorlar söylemini çok uzun zamandır dile getirdiğini ve bu şekilde muazzam sayılara ulaşan işsizliği mazur göstermeye çalıştığını hepimiz çok iyi biliyoruz.

Recep Bey’e önce şunu söyleyeyim çalışmak iki yönlü bir sözleşmedir, çalışan işverene emeğini kiralar ve işveren de bunun karşılığında bir ödeme yapar, kimse kimsenin kulu, kölesi, marabası değildir yani.

Elbette ki emeğini piyasaya sunan kişi bunun karşılığını almak ve en azından geçinebileceği bir ücreti elde etmek isteyecektir. Sen emek piyasasının doğru düzgün çalışmasını temin etme sorumluluğunu yüklenmiş bir iktidar olarak asgari ücreti açlık sınırının bu kadar altında belirlersen insanlar elbette ki bu fiyattan çalışmak istemeyecektir. Bu noktada iş var ama iş beğenmiyorlar demek son derecede anlamsızdır.

Türk emekçisine de Avrupa Birliği ya da Amerika’daki kadar asgari ücret ödense, örneğin aylık bin 500 – 2 bin euro maaş verilse kim çalışmak istemez ki?

Türk insanı tembel olsa, çalışmak istemese daha yüksek gelir elde edebileceği ve daha insani koşullarda çalışabileceğini düşündüğü ülkelerin kapısında kuyruğa girip kapağı oralara atmaya çalışır mıydı?

İşin açığı Türk insanı çalışkandır, çalışmayı sever ve çalıştığı her yerde son derecede nitelikli işler çıkarır. Kutup soğuğunun hüküm sürdüğü Sibirya’dan cehennemi sıcakların yaşandığı Arap çöllerine kadar Türk işçisi emekçisi en zor koşullarda çalışmakta ve en zorlu işlerin üstesinden gelmektedir. Ben dünyanın birçok ülkesinde Türk emekçisinin yarattığı harikaları gördüm disiplinli, fedakâr ve son derecede nitelikli bir işgücü. Bu insanlar Türkiye’de çalışmak istemiyorsa bunun tek sebebi patronların emeğe hakkını vermekten kaçınması, aç biilaç ucuza adam çalıştırma hevesidir.

Türkiye’de ücretler çok düşük ve çalışma koşulları ise son derecede ağırdır. Birçok işveren yasal olarak izin verilenden çok daha uzun süreli çalışmalara bir fazla mesai ücreti vermeden emekçinin razı olmasını istemektedir. Birçok işyerinde tek sorun da uzun süreli çalışmalar ve düşük ücret değildir insan onuruna aykırı çalışma koşulları, iş güvencesinin olmaması, işçi güvenliği ve sağlığı ile ilgili gerekli önlemlerin alınmaması da çok büyük sorunlardır.

Sonuçta Türkiye’de patronlar emekçileri zor ve tehlikeli koşullarda aşırı çalışma süreleri ile son derecede ucuza çalıştırmak istemekte emekçiler ise buna yanaşmamaktadır.

Recep Bey bir suçlu arayacaksa öncelikle beleşe adam çalıştırmaya çalışan patronlara bakmalıdır.

Bakın Türk-İş Ağustos ayı açlık sınırını 6 bin 890 TL olarak hesapladı, bu 5 bin 500 liralık asgari ücretin bin 390 lira üzerinde.

Dört kişilik bir ailenin yapması gereken harcama tutarı yani yoksulluk sınırı ise 22 bin 442 Türk Lirasına yükseldi.

Bekâr bir çalışanın yaşama maliyeti ise 9 bin Türk Lirası olarak hesaplandı.

Asgari ücret 5 bin 500 lira bir ailede bir kişi çalışıyorsa o aile aç, bekâr bir çalışanın asgari ücretle geçinebilmesi ise asla mümkün değil. Dört kişilik bir ailede eğer 4 kişi asgari ücretle çalışıyorsa ancak yoksulluk sınırına ulaşılabiliyor.

Bu durumda iş beğenmiyorlar demenin ne anlamı var? Sen geçinebilecek, en azından karnını doyurabilecek bir ücret teklif ediyorsun da insanlar iş mi beğenmiyor?

Sonuç olarak ortada bir suçlu varsa suçlu insanları açlığa ve yoksulluğa mahkûm eden iktidar ve beleşe adam çalıştırmaya uğraşan patronlardır.

Bu yüzden hiç utanmadan sıkılmadan kalkıp uluorta iş beğenmiyorlar demek, emekçileri suçlamak son derecede anlamsızdır.