NARSİST OLDUK BE YA

Son yıllarda öyle bir değişim ve dönüşüm yaşadık ki, neredeyse “mütevazı” kelimesi sözlüklerden çıkartılacak ya da mütevazı insanlar müzeye kaldırılacak. Aslına bakılırsa fena da olmaz çünkü fazla tevazunun sonu gerçekten de vasat adamdan nasihat dinlemek.

Narsistlik konusuna gelince; Sosyal medyada alınan beğeniler, hanımefendiler başta olmak üzere hepimizi narsist yaptı. Dolayısıyla kendimizi daha çok beğendirmeye, içimizden çok dışımızı şekillendirmeye başladık. Öyle ki bugünlerin genel beğeni biçimi hemen herkeste zuhur eder oldu. Fındık burun, sivri çene, dolgun dudak, lensli badem göz, yuvarlak kalça. Bunlarla bitmiyor ama köşe yazısında bu kadar bahsedeceğim. Birileri youtube röportajı yaparsa iş değişir tabii.

Herkes popüler deyimle “takipçi kasma” derdinde, herkes güneşi selamlıyor, olumlama yapıyor, evrene mesaj falan yolluyor. Bilinçaltı temizliği yaptıran mı ararsın, kolpa olduğu her yerinden belli olan spritüal uygulamalara binlerce lira yatıran mı?  Şamanizm diye yalan yanlış öğretileri hayatına uygulayan da var, yoga yaparak Nirvana’ya ulaşacağını sanan da. Kimse de sormuyor ki; “ah evladım o öğretiler milyonlarca yılda şekillendi, millet öğrenmek için ömür boyu tapınaklarda yatıp kalkıyor, sen nasıl olur da Beylikdüzü`ndeki çiğ köfteciden bozma dükkânda bunları yemiş yutmuş olabilirsin” diye. Neyse aldık kabul ettik 7 7 7…

Siyasetçiler de narsist oldu. Sayın Cumhurbaşkanı, partisinden daha popüler olduğu için kendisini tenzih ediyorum ancak diğer siyasetçilere bakın, kim narsist değil? Oyların tamamının şahsiyetlerine verildiğinden ve bu ülkeyi kendilerinin kurtaracağından eminler. Yoksa adı üç televizyon programda duyulan adam, nasıl bir cesaretle parti kurmaya, yetmedi Cumhurbaşkanı adayı olmaya kalkar ki? Örnek mi? E) Hepsi. 

Siyasetçiler böyle olur da bürokratlar durur mu? Hatta ne bürokratı, devletin emrinde çalışan sıradan tapu memuru bile ortalarda “ben devletim” diye dolaşmaya başladı. İddialara göre birileri kendince hükümeti devirmek için, zanlı ifadelerine bir şeyler sokuşturmaya çalışıyor, başka birileri muhalif siyasetçilere ve habercilere bilgi aktararak hayattaki rolünü büyütmeye oradan da yolunu bulmaya çalışıyor…

Tarikat ve cemaatlerde, kendilerine şeyh diyenler en fenası. Allah’ın kitabını kendine göre yorumluyor, çıkarımlar yapıp, emirler vererek insanların hayatını istedikleri gibi değiştirip, dönüştürüyor, kendilerini Allah yerine koyuyor. Daha büyük narsistlik yoktur herhalde. 

100 Liralık kitapla hayatın sırrını, sosyal medya gönderileriyle devletin bilinmeyenlerini, çakma filozoflarla evrenin işleyişini, kıçındaki taytla Uzak Doğu Felsefelerini anlayabileceğini sananlar arasında sıkıştık. Haydi, kalın sağlıcakla.