Mustafa Kemal Paşa’nın Veliaht Vahdettin ile Almanya Seyahati – IV

Bu bölüme dek Veliaht Vahdettin ve Mustafa Kemal Paşa’nın bir heyetle birlikte 15 Aralık 1917 – 4 Ocak 1918 tarihleri arasında gerçekleşen Almanya seyahatinde Berlin’e dek gelmiştik. Başkent Berlin, heyetin son durağıydı ve heyet Adler Otel’deydi…

İlk üç yazının bağlantısının ardından Almanya Seyahati’ne kaldığımız yerden devam edelim…

sonsoz.com.tr/makale/18438612/necati-yalcin/mustafa-kemal-pasanin-veliaht-vahdettin- ile-almanya-seyahati-i

sonsoz.com.tr/makale/18508314/necati-yalcin/mustafa-kemal-pasanin-veliaht-vahdettin-ile-almanya-seyahati-ii

sonsoz.com.tr/makale/18550386/necati-yalcin/mustafa-kemal-pasanin-veliaht-vahdettin-ile-almanya-seyahati-iii

Berlin, 31 Aralık


Bir basın toplantısı sonrası Vahdettin ve Mustafa Kemal Paşa baş başa kaldılar. Vahdettin padişah olacaktı ve bir öneride bulunmaya karar verdi. Atatürk’ün sözleriyle, 31 Mart 1926 tarihli Hakimiyet-i Milliye gazetesinden aktaralım…

- Henüz padişah değilsiniz, fakat Almanya’da gördünüz ki, İmparator, veliaht ve prensler hepsi bir iş üzerindedir. Neden siz bütün işlerden uzak kalasınız?

- Ne yapabilirim?

- İstanbul’a gider gitmez bir ordu komutanlığı isteyiniz, ben sizin kurmay başkanınız olurum.

- Hangi ordu komutanlığını?

- Beşinci Ordu Komutanlığı’nı.

Bu ordu, Liman von Sanders’ın emrinde bulunan veya bulunması lazım gelen ve Boğaz’ı müdafaa edecek orduydu.

- Bana bu komutanlığı vermezler.

- Siz isteyiniz.

- İstanbul’a gittiğim zaman düşünürüz.

Bu, beni umutsuzluğa düşürücü bir cevaptı.

Dönüş, 1918 yılı, 1 Ocak Salı günü


Heyeti karşılayan ve ilgilenen dışişleri yetkililerine, otel çalışanlarına çeşitli hediyeler verildi. Yol için yiyecek satın alındı. Karneyle dağıtılan ekmekteki sıkıntı, dışişleri ve otel yetkililerince çözüldü.

Akşam saat 20’de özel vagon gelindiği gibi Balkan Treni’ne bağlandı. Baron von Süssing, dışişleri yetkilileri, Berlin büyükelçisi, ateşe ve elçilik mensupları uğurlama ekibindeydiler. Vahdettin Kayzer’e bi teşekkür mektubu bıraktı, herkesin tek tek elini sıktı ve gösterilen konukseverlik için teşekkür etti.

Dönüş yolu


Yol boyunca Vahdettin, Mustafa Kemal Paşa ve Albay Naci Bey gezinin değerlendirmesi yaptılar. Mustafa Kemal’in tespitleri ve yorumları sonucunda artık Vahdettin de Almanya’nın sanıldığı kadar güçlü olmadığı kabul etmiş görünüyor, savaşı kaybetme olasılığının yüksek olduğunu kabul ediyordu.

Sofya’da giderken olduğu gibi yine Büyükelçi Fethi Bey ile buluşuldu.

Mustafa Kemal Paşa,

- Şuna kesin olarak inandım ve yerinde gördüm ki, Almanya savaşı kesin olarak kaybetmiştir. Biz ne yapıp edip ayrı bir barış imzalamalı, savaştan en az zararla ayrılmalıyız, dedi.

4 Ocak, Sirkeci Garı


21 gün süren Almanya seyahati saat 16.10’da trenin gara girişiyle son ermişti. Sadrazam Talat Paşa ve Başkomutan Vekili Enver Paşa, şehzadeler ve hükümet yetkilileri garda karşılamak için hazır bekliyorlardı. Garda bir saat kadar dinlenmenin ardından Vahdettin saraya, Mustafa Kemal Pera Palas’a geçti…

Almanya seyahatinin etkileri


Seyahat bitmişti belki ama izleri yıllarca sürecekti. Mustafa Kemal Paşa genç yaşta olması nedeniyle başta Almanların çoğu tarafından tam ciddiye alınmamıştı belki ama daha seyahat sonlanmadan durum tam tersi bir hal alacak ve bu uzun yıllar sürecekti.

Gezi günlerine dönelim ve yazı dizisi boyunca rastlanılabilecek örneklere bir tane daha ekleyelim…

Mustafa Kemal Paşa, her kademeden anlatımları karargâhta harita üzerinde ve ardından yerinde gördükten sonra sorularını sormuştu.

Alman ordusunun en güvendiği cephede, müttefik Osmanlı’ya güven vermek için götürülen cephe noktasındaydılar. Üstelik Alman taarruzları sürüyordu. Yani şahit olunun tatbikat değil dünya savaşının ta kendisiydi. Bu savaşı planlayan, emirlerini verip komuta eden tüm komutanlarla birlikteydi. Gördüklerinin ve aldığı yanıtların ardından çarpıcı yorumu yapacaktı:

‘O halde tehlikedesiniz!’

Korgeneral Baron von Süsskind


Askerlik bilgisi, öngörüsüyle gerçeği söylemekten çekinmeyen bu paşanın yorumu yapması, özellikle Almanlar için tam bir şok etkisi yaratmıştı. Anlatılanlardan, gördüklerinden etkilenip kendini rahatlatan Vahdettin de artık Alman ordusuna inancını yitirmeye başlayacaktı. Biz bugün tarih kitaplarını okuduğumuzda tarihin Atatürk’ü her zaman olduğu gibi haklı çıkacağını okuyacak ve biraz da gururla hiç şaşırmayacaktık ama bu genç paşa durumu cephede, o gün, cephenin asıl karakterlerinin yanında ve bir sene önce görmüş olacaktı…

Bu etkileyici durumdan etkilenenler arasında, gezide mihmandar olarak bulunan Korgeneral Baron von Süsskind vardı. Korgeneral, Mustafa Kemal’den 27 yaş büyüktü ve kafası gerçekten çok karışmıştı. Bunu yerinde çözmek istedi.

‘Ben sizin babanız yaşındayım’ diyerek söze başladı ve Mustafa Kemal’in komuta ettiği en büyük kuvveti sordu. Yanıt,

‘Ordular’ oldu.

Bu yanıt karşısında kafa karışıklığı bitmişti. Süsskind genç paşaya,

‘Siz ekselanssınız’ dedi. Gezinin sonuna dek bir daha yaş konusunu açmayacak ve Mustafa Kemal’e büyük bir saygıyla yaklaşacaktı.

Mareşal Paul von Hindenburg


Alman orduları komutanı, Mareşal Paul von Hindenburg ise Mustafa Kemal’den tam 34 yaş büyüktü. 15 Aralık 1917’de yazı dizisinin konusu olan Almanya’daki seyahat sırasında tanışan, aralarında bir kuşak fark olan bu iki komutanın ikisi de 10 yıla kalmaz ülkelerinin en büyük yöneticisi, cumhurbaşkanı olacaklardı.

Seyahat sırasında başlayan dostluk iki ülke arasındakilere de yansıyacaktı.

Almanya ve Türkiye…

Kayzer II. Wilhelm tahtı bıraktı, tarafsız bir ülke olan Hollanda’ya sığınırken, Mareşal Hindenburg emekli olup, köşesine çekilecekti.

Hindenburg ile karşılaştırıldığında Mustafa Kemal Paşa’nın yaptıkları tam ters yöndeydi. Birliği bırakmamakta ısrar ediyordu. Dört koldan işgallerde tam önüne denk gelen İngilizlerin Anadolu’ya ayak basmaları durumunda ateşle karşılık vereceğini İstanbul Hükümeti’ne bildiriyordu. O sıralarda işgalcilerin kuklası haline gelen İstanbul Hükümeti, işgale karşı geleceğini düşündüğü tüm yetkili kişiler gibi Mustafa Kelam Paşa’yı İstanbul’a çağırdı.

1919 başlarında Weimer Cumhuriyeti kuruldu. Friedrich Ebert cumhurbaşkanı oldu.

Aynı yılın Mayıs ayında Mustafa Kemal Paşa ise Türk tarihinin en ünlü vapur yolculuğuna çıkacaktı. Ünlü diyorum, hangi Türk’e sorsanız, vapurun ismini de Samsun’a varış tarihi de bilir!

Vapurun Samsun’a vardığın gün, Milli Mücadele de başlamıştır artık. Türk milleti, genç yaşta yaptıklarıyla gezide Almanları kendine hayran bırakan Mustafa Kemal Paşa ile savaşta yapacaklarıyla, dünyayı kendine hayran bırakacaktı. Almanlar kayıtsız şartsız silahlarını teslim ederken, Mustafa Kemal Paşa, Almanya seyahati öncesine denk gelen zamanda bıraktığı birliğin silahlarını teslim etmemesini sağlamış, birliklerini dağıtmamıştı. Hatta bunun en kısa vadede faydası, İngilizlerin Torosları aşamaması olarak tarihe yazılacaktı…

Konun ana fikri gereği destan yazılan zamanları geçip, 1923’e gelelim…

Almanya seyahatinin genç paşası Osmanlı’nın yerine kurulan Türkiye Cumhuriyet’inin cumhurbaşkanı oldu. Çok geçmeden, Atatürk’ten 2 yıl sonra da Hindenburg Almanya’nın cumhurbaşkanı oldu.

Hindenburg, cumhurbaşkanı olduğu gün, Almanya seyahati günlerinden beri tanıdığı Atatürk’e sevgisini hürmetlerini bildiren mektup yazar, Atatürk de aynı şekilde ona yanıt verir.

Devam edecek…