Geçmişin bilgisiyle hareket ettiği için parti içi kurumsal yapısını geliştiremeyen ve yazılımı zayıf kaldığı için bugünün dünyasına uygun düşünce üretemeyen, atalet gömleği giyindiği için konfor alanından çıkamayan ve kendini “mış” gibi zorlayarak rutine bağlanmış “mış” gibi siyaset yapan partiler ülkenin bugününü harcarlar ve geleceğinden çalarlar.
Muhalefet partilerine sesleniyorum; “Eğer siz, değişimi ister fakat yazılımınızı değiştirmezseniz almayı istediğiniz sonucu değil, sahip olduğunuz yazılımınızla daha önceki yıllarda üretmiş olduğunuz sonucun en iyi ihtimalle aynısını elde edersiniz daha iyisini değil.”
Altı meraklı geyik avcısı oturmaktan büyük mutluluk duydukları altı ayaklı masadan kalkarak her dört ya da beş yılda bir olmak üzere hemen hemen aynı tarihlerde yaptıkları gibi yine aynı av bölgesine gitmek üzere bir uçak kiralamışlar ve av bölgesine gitmişler.
O yıl av çok iyi geçmiş. Her zamankinden daha çok geyik avlamışlar. Telsizle pilotu arayıp gelip alması için mesaj göndermişler. Uçak geldiğinde pilot hayvanlara şöyle bir bakmış ve avcılara bu kadar ağır bir yükü uçağa alamayacağını söylemiş.
Altı meraklı geyik avcısı, “Ama bütün haftayı bunları avlamak için geçirdik” diye itiraz edip, “Ayrıca beş yıl önce aynı tarihte kiraladığımız pilot geyiklerin ağırlığından korkmamıştı” diyerek de pilotu zorlamışlar. Epeyce tartıştıktan sonra pilot sonunda insafa gelmiş ve geyikleri uçağa yüklemelerine izin vermiş.
Avlanan bütün geyikler uçağa yüklendikten sonra uçak havalanmış, fakat yük o kadar ağırmış ki uçak zorlukla havalanabilmiş. Yükünün ağırlığıyla uçak irtifa kaybetmeye başlamış ve sonunda dağın yamacına çarparak parçalanmış. Adamlar enkazdan çıkmaya çalışırlarken avcılardan biri diğerine sormuş; “Neredeyiz?
Arkadaşı cevap vermiş; “Dört ya da beş yıl önce çarparak düştüğümüz dağın üç kilometre kadar daha uzağındayız.”
Muhalefet partilerine sesleniyorum; partinizin entelektüel gelişimine önem vermez, yatırım yapmaz ve günün koşullarına uygun değişimi sağlamazsanız, o hep sahip olduğunuz ve hiç değiştirmediğiniz eskimiş ve kokuşmuş yazılımınızla, heyecan vermeyen parti kimliğinizle ve insanların bilmediği parti programınızla her zaman ürettiğiniz sonuçların aynısını alırsınız.
Siyasette gerçek olan şudur; “En başarısız partiler yazılımı zayıf, zihin haritaları ve siyaset yapma kültürleri bugünü anlamaktan çok uzakta olan ve gelişimini yıllar önce durdurmuş ve dondurmuş partilerden çıkar.” Bu partiler, yazılımları geçmişteki dünyayı anlamaya programlandığı için bugünü anlamakta zorluk çekerler.
Sonunda ne yaparlar?
Kendi cahillikleri içinde kalarak ve cahilliklerini çoğaltarak siyaset yapmaya çalışırlar ve sonunda yok olurlar. Ya da o an siyasette gücü elinde bulunduranın gücüyle ayakta kalmaya çalışarak güncel siyasetin yalaka piyonu olurlar.
Bu sebeple; muhalefet partileri geçmişte sahip olduğu bilgi birikimi, zihin haritası ve artık bugünü anlamaktan uzak kokuşmuş yazılımı ile bugüne bakar ve bugünü yorumlamaya kalkarsa hiç kuşku yok ki hata ederler. Aynen dört ya da beşer yıl arayla aynı av bölgesine gidip bir önceki gidişlerinden daha fazla geyik avladıkları halde önceki sefer uçaklarının düştüğü bölgeye çok yakın bir yere uçakları düşen avcılar gibi…
Muhalefet partileri yazılımlarını güncellemez ve bakış açılarını değiştirmezlerse, çağın gerektirdiği şekilde düşünmez ve değişimleri anlamazlarsa hikayedeki geyik avcıları gibi davranırlar ve her dört ya da beş yılda bir aynı sonucu alırlar.
Bilgisayar, yazılım programı olmadan bir işe yaramaz. Çünkü; bilgisayardan aldığınız sonuçlar bilgisayarda yüklü yazılım programlarının yapabileceği ile sınırlıdır. Aynı şekilde partilerinde düşünce üreten yazılım programları vardır ve her parti ancak sahip olduğu yazılımının üretebildiği sonuçları alabilir. Bu sebeple de; muhalefet partileri eğer değişim istiyorlarsa ve farklı sonuçlar almayı bekliyorlarsa, sonuçları üreten yazılım programlarını değiştirmedikleri sürece bunun mümkün olamayacağını da bilmelidirler.
Siyasette değişim ve gelişim isteniyorsa ve dün üretilen sonuçlardan farklı bir sonucun bugün üretilmesi düşünülüyorsa, ilk yapılması gereken şey yazılımların değiştirilmesidir.
Muhalefet partilerine sesleniyorum; eğer değişimi ister fakat yazılımızı değiştirmezseniz almak istediğiniz sonucu değil, sahip olduğunuz yazılımla dün ve daha önceki günlerde üretmiş olduğunuz sonucun en iyi ihtimalle aynısını elde edersiniz daha iyisini değil.
Parti olarak düşünce kapasiteniz, yaratıcılığınız ve yapabilirliğiniz sahip olduğunuz yazılım tarafından belirlenir ve sınırınızı da yine o tayin eder. Yazılım programınızı değiştirmediğiniz sürece hikayedeki altı arkadaşın hikayenin sonunda kendi aralarında yaptıkları diyaloğa benzer mantık dışı fakat gerçek, gerçek fakat geçmiş sonuçlara benzer durumları yaşarsınız; “Neredeyiz? “
“Dört ya da beş yıl önce çarparak düştüğümüz dağın üç kilometre kadar daha uzağındayız.”
Şimdi lütfen her muhalefet partisi aynı soruyu sorsun; “Biz neredeyiz?”
Eğer cevabınız dört ya da beş yıl önce aynı soruya verdiğiniz cevabın bir benzeriyse size tek bir önerim olacak; içine düştüğünüz ataletten uyanın ve bir an önce cahilliğinizle vedalaşın. Düşüncenizin kalitesini arttıran ve davranışlarınıza olgunluk katan yazılımınızı güncelleyin, önce kendinizi sonra da sizlere kulağını vermiş sizden gelecek umut veren haberleri bekleyen insanları ödüllendirin.
En başarısız partiler yazılımı zayıf, zihin haritaları ve siyaset yapma kültürleri bugünü anlamaktan çok uzakta olan ve gelişimini yıllar önce durdurmuş ve dondurmuş partilerden çıkar. Lütfen bu gerçeği şimdiye kadar öğrenmiş olduğunuz bilgilerin son kullanma tarihi gelmeden önce anlayın. Bildiklerinizin son kullanma tarihi geldiğinde “Neredeyiz?“ sorusuna “Dört ya da beş yıl önce çarparak düştüğümüz dağın üç kilometre kadar daha uzağındayız.” cevabı verecek fırsatı dahi bulamayacağınızın farkında olun.Bu basit cümlenin içindeki o yüce doğruya uygun davranın. Önce anlayın. Anlamakla kalmayın, anlatın. Anlattıklarınızı anlamış olduklarını anladığınızdan emin olmaya çalışarak insanların anlamalarını sağlayın.
Muhalefet partilerine sesleniyorum; zahmete değer olan her şey zaman alır. Zahmete girmez, zaman ayırmaz, parti gelişiminize yatırım yapmaz ve yazılımınızı güncellemezseniz geçmişiniz geleceğiniz olur ve geleceğiniz bugünden son bulur. Bu çarpıcı gerçeği siyaset yapma yolculuğunuzun her anında hiç unutmayın.
Seçimden sonra “Biz ne yaptık?” ve “Neredeyiz?“ sorusu sorulduğunda “Dört ya da beş yıl önce çarparak düştüğümüz dağın üç kilometre kadar daha uzağındayız.” cevabını vermeyecek olgunlukta olun. Bu halk sizden profesyonellikten uzak saçma söylemler ve cahillik kokan amatör davranışlar beklemiyor, artık sonuçları istenilen düzeyde değiştirecek söylemler ve davranışlar bekliyor.
Lütfen yeni sorumluluklar üstlenerek önce kendinizi ödüllendirin ve size umut bağlamış insanları da onurlandırın. Uyanın ve ülkenin fabrika ayarlarına sahip çıkın.
Muhalefetin olgunluğu ve gelişmişliği parlamenter sistemin yakıtıdır. Bu sebeple; parlamenter sistemlerde muhalefet denge ve kontrol görevi görür. Ama aynı zamanda muhalefet beklentisi olan insanlara umut verir ve birleştirir, ilham verir ve harekete geçirir, heyecan verir ve değişim yaratır, sonucu değiştirir ve iz bırakır.
Muhalefetin cahilliği ve cahilliğinden kaynaklanan hataları toplumun atalet oranını arttırır. İktidar partisinden çok hata yapan partilere muhalefet partileri denmez, piyon denir. Bu sebeple; muhalefet, iktidarın yanlışlarını onaylayan değil yanlışlarını görendir ve doğruları gösterendir. Muhalefetin oynanan siyaset oyununda piyon olma, atalete düşme, basiretsiz olma, gelişmeyerek ve değişmeyerek cahilliğini çoğaltma lüksü yoktur.
Yazının başında anlattığım avcı hikayesini düşünün. Ben bugüne kadar orada burada şurada güzel pozlar verip, güzel fotoğraflar çektirerek ve içi boş güzel laflar söyleyerek sonuç almış bir avcı görmedim.
Doğanın ve hayatın çok bilinen ortak bir kanunu vardır; her ikisi de atalet hastalığına yakalanmış yerinde hareketsiz duranı cezalandırır, ama hareket edeni ödüllendirir. Harekete geçin ve artık yapmanız gerekeni yapmanız gereken zamanda yapmanız gerektiği gibi yapın.
Dışardan nasıl göründüğünüzü önemseyin. Ne bildiğini bilen ama ne bilmediğini bilmeyen parti görünümünden çıkın. Atalet gömleği giyinmiş konfor alanında yaşayan ve kendini “mış” gibi zorlayarak rutine bağlanmış siyaset yapan parti görüntüsünden artık kurtulun. Odağınızı belirleyin, sorumluluk alın, harekete geçin ve sonucu değiştirin. Geçmişte hatalar yaptınız, deneyimler kazandınız ve bilgeliğinizi arttırdınız. Aynı hataları tekrar ve tekrar yapmamak için artık bilgeliğinizi konuşturun. Türkiye’nin bugün yaşadıkları, yönetim gücünü elinde bulunduran partiden daha çok, sizin yapmamanız gerektiği halde yaptığınız ve yapmanız gerektiği halde yapmadığınız hatalarınızın sonucudur, lütfen anlayınız.
Muhalefet partilerine sesleniyorum; ne olmanız gerekiyorsa olun. Ne yapmanız gerekiyorsa yapın. Sizi izleyenler sizden bunu bekliyor. Lütfen artık “mış” gibi oyun oynamaktan vazgeçin.
“Ne yaptık?” ve “Neredeyiz?” soruları sorulduğunda mazeret üretmeyin.
“Dört ya da beş yıl önce çarparak düştüğümüz dağın üç kilometre kadar daha uzağındayız.”, diyecek lüksünüz artık yok.
Anlayın.