Deneme türünün babası kabul edilen Fransız düşünür Michel de Montaigne’yi her sene bir kere okurum ve her okuduğumda yeni yeni tatlarla birlikte daha önce gözümden kaçmış güzel şeylerle karşılaşırım. Bu senede okurken yine güzel bir şeyle karşılaştım ve sizinle paylaşmak istedim.
İş Bankası Hasan Âli Yücel Klasikleri arasında bulunan Sabahattin Eyüboğlu derlemesi ve çevirisi kitabını okurken, 181.sayfada bulunan “Üç Büyük Adam” yazısı dikkatimi çekti. Montaigne bu yazısında Homeros, Büyük İskender ve Epaminondas adlarından bahseder. Üçüncü büyük adam olarak belirlediği Epaminondas hakkında kısa bir araştırma yaptım ve aşağıda vereceğim bilgilere ulaştım.
“Epaminondos Thebai’li general. “Çarpık Düzen” savaş stilini geliştirdi. Başarısı sayesinde Thebai ve Hellas yönetiminde birinci adam oldu. Sparta ile yapılan bir savaşta hayatını kaybetti. Thebai daha sonra onun dönemindeki başarıları tekrar yakalayamadı.
Antik Yunanistan devrinde savaşlar iki ordunun tek sıra halinde karşılaşıp sayısal veya becerisel üstünlüğü olanın kazandığı bir sistemle çarpışılıyordu. Peloponez Savaşı’ndan sonra Sparta devleti, Yunanistan’ın lideri konumuna geçti. Sparta, Tebai ile bir süre sonra ters düştü ve üzerine bir ordu gönderdi. Spartalılar karşısında telaşa kapılan Tebai meclisi Spartalıların istekleri kabul etmek üzereyken, Epaminondos Sparta ordusunu yenebileceğini iddia etti. Meclisi ikna eden general Tebai başkomutanlığına getirildi ve iki ordu Tebai dışında karşılaştı. Epaminondos bu savaşta kendi uygulaması olan “Çarpık Düzen” savaş stilini geliştirdi. Bu stil Yunanların alışılagelmiş “Falanks formasyondan farklıydı. Ordusunun sağ kanadındaki adam sayısını düşmanın sol kanadından fazla tuttu. Böylece savaş esnasında Sparta sol kanadı çöktü ve sağ kanattan saldıran Tebai ordusu Sparta sağ kanadını da sardı. Böylece Sparta ordusu tamamen yok edildi. Bu savaştan sonra Spartalılar bir daha eski güçlerine kavuşamadı ve Yunanistan’da liderlik Tebai’ye geçti.
Epaminondos’un bulduğu “Çarpık düzen” daha sonra Büyük İskender’in babası II. Filip tarafından geliştirildi. Büyük İskender girdiği savaşlardaki başarıları Epaminondos’un Çarpık düzeni’nin geliştirilmiş şeklini kullanarak kazandı. Türk ve Osmanlı ordularının kullandığı “sarma” ve “hilal” taktiklerinin kökeninin eski orta asya geleneklerine dayandığı bilinse de çarpık düzenle benzerlik gösterir. Mustafa Kemal Paşa komutasındaki Türk Kurtuluş Savaşı’nda da, Türk ordusunun kazandığı Sakarya Meydan Muharebesi ve Büyük Taarruz savaşlarının taktiği çarpık düzenin gelişmiş örnekleridir. “ (Bu bilgiyi google’dan aldım.)
Montaigne, Epaminondas’ı anlattığı yazısına şu girişle başlar: “Üçüncü ve bence en değerlisi Epaminondas’tır. Ünü ötekilerden çok daha azdır; ama ün, değerin öz unsurlarından değildir. Epaminondas’ta dayatış ve yürek istediğiniz kadar. Hem de tutkunun doğurduğu cinsten değil, bilginin ve aklın olgun bir ruha aşıladığı cinsten. Bundan yana, İskender’den Caesar’dan aşağı kalmaz; çünkü kazandığı zaferler ne öyle çok, ne de öyle parlak olmamakla beraber ne şartlar altında kazanıldıkları düşünülecek olursa, hem çetinlik ve büyüklük, hem de yiğitlik ve askerlik bakımından onların zaferleri kadar değerlidir. Yunanlılar onu, hiç duraksamadan en büyük adamları saymışlardır. Yunanistan’ın en büyük adamı olunca da dünyanın en büyük adamı sayılmak zor değildir. Bilgisine ve olgunluğuna gelince, Yunanlılardan kalan bir söze göre onun kadar çok bilen ve onun kadar az konuşan adam yokmuş. Epaminondas Pythagoras okulundandı. Az şey söylemiş, fakat söylediğini herkesten daha iyi söylemiş. Hatiplikte eşsiz ve çok inandırıcı imiş.”
Montaigne, Epaminondas’ın ahlakını ve vicdanını da göklere çıkararak anlatır yazısında: “Ahlakına, vicdanına gelince, işbaşına gelmiş insanların hiçbiri bundan yana onunla boy ölçüşemez. Bu tarafıyla, ki insan da asıl bu tarafıyla insandır, hiçbir filozoftan, hatta Sokrates’ten bile aşağı kalmaz.”
Epaminondas’a çok büyük değer veren Montaigne, onun hakkında yazısını şöyle bitirir: “…(Yunanlılar) anladılar ki şan ve şerefleri, kurtuluşları ona bağlıydı. Zafer her gittiği yerde gölgesi gibi ardından geliyordu. Memleketinin onunla parlayan yıldızı onun ölümüyle söndü.”
Tarihe ilgi duyan biri olarak, bu yazıyı okuyana kadar Epaminondas adına hiçbir yerde rastlamamıştım. Yazımın başında da belirttiğim gibi Montaigne’yi her okuduğumda yeni şeyler keşfetmekten müthiş zevk alıyorum. Umarım sizler de başucu kitaplarınızı tekrar tekrar okuduğunuzda benim aldığım zevki alıyorsunuzdur.