Sokağa, çarşı pazara çıkan herkes hemfikir memlekette hayat artık çok pahalı, emeklinin ücretlinin geçim derdi çok büyük;
Ekmek pahalı, aş pahalı.
Et, balık, tavuk hepten pahalı.
Benzin, mazot, gaz çok ama çok pahalı.
Elektrik, doğal gaz pahalı mı pahalı.
Odun, kömür ateş pahası.
Gübre pahalı, ilaç pahalı, tohum pahalı; çiftçi ekemiyor.
Aşı pahalı, yem pahalı, dam pahalı; besici besleyemiyor.
Kiralara güç yetmiyor, çok pahalı.
Defter pahalı, kitap pahalı, okul çok pahalı.
Yol pahalı, otobüs pahalı, tren uçak çok pahalı, binmek mümkün değil.
Otomobil almak hayal oldu mümkün değil, çok pahalı.
Hayat pahalılığını anlatmak için kalem kalem nelerin pahalı olduğunu saymak gereksiz, sizler zaten içinde yaşıyorsunuz neyin ne kadar pahalı olduğunu, maaşların nasıl yetmediğini hepiniz biliyorsunuz.
Geçim sıkıntısı ücretlinin, emeklinin, dar gelirlinin, çiftçinin köylünün belini büküyor, omuzlarını çökertiyor çünkü her şey çok ama çok pahalı.
Peki, memlekette ucuz hiçbir şey yok mu?
Var elbette insan yaşamı ucuz bu memlekette…
Kadınlar kuytu bir köşe başında bıçaklanıp öldürülüyor, devlet tedbir almıyor çünkü yaşam ucuz bu memlekette.
Taciz, tecavüzün bini bir para, ceza yok, önlem yok çünkü yaşam ucuz bu memlekette.
Gasp, cinayet, hırsızlık almış başını gidiyor, onlarca sabıkası olan suçlular sokakta dolanıyor aldıran yok çünkü yaşam ucuz bu memlekette.
Rüşvet, kayırmacılık, yolsuzluk zirvede, liyakate dürüstlüğe saygı yok çünkü yaşam ucuz bu memlekette.
Yeni yetmeler uyuşturucu batağında, umutsuz biçare köşelere kıvrılıp kıvrılıp ölüyorlar çünkü yaşam ucuz bu memlekette.
Gençler tarikat, cemaat, mahalle baskısından bunalıp intihar ediyor “bir velet öldü diye cemaatlerimi yasaklayalım” denilip geçiliyor, çünkü yaşam ucuz bu memlekette.
Tarikat yurdunda yangın çıkıyor, çocuklar diri diri yanıyor, hiç bir tedbir alınmamış çünkü yaşam ucuz bu memlekette.
Daha oyun, okul çağındaki bebe belik gelin ediliyor, kart heriflerin koynuna sokuluyor, hayatları kayıyor, “çocuk gelin olmasın” denince “geleneğimiz bu” diye insanlar susturuluyor çünkü yaşam ucuz bu memlekette.
Deprem oluyor, gelişmiş başka ülkelerde sıva çatlatmayacak depremlerde binlerce kişi ölüyor tedbir alınmamış çünkü yaşam ucuz bu memlekette,
Sel geliyor, canları alıyor dere yatağına ev yapılmış, okul dikilmiş tedbirsizlik ayyuka çıkmış kimse ceza almıyor çünkü yaşam ucuz bu memlekette.
Orman yanıyor, canlar gidiyor, insan, börtü böcek, kurt kuş kül oluyor, uçak helikopter alınmamış utanıp sıkılan yok çünkü yaşam ucuz bu memlekette.
Kaçak kuran kurslarında çocuklara tecavüz ediliyor, onlarca çocuğun hayatı kararıyor ama kimse sorumluluk üstlenmiyor çünkü hayat ucuz bu ülkede.
Terör vuruyor, sağdan vuruyor soldan vuruyor, bir PKK, bir İŞİD, bir FETÖ saldırıyor yüzlerce can bombalarda yitip gidiyor, ortalık enkaz, kan revan sorumlu yok çünkü yaşam ucuz bu ülkede.
Hayatın pahalı insan yaşamının ucuz olduğu garip bir ülkede, neyin değerli neyin değersiz olduğunda habersiz yaşayıp gidiyoruz.
Oysa evrendeki en değerli şey insandır, insan yaşamıdır. İnsan olan yaşamın kıymetini bilmeli, yaşamı korumalıdır.
Yaşamın değerini bilmeyip yaşamı ucuzlatıp hayatı pahalandırdıktan sonra yönetmenin ne manası var?