Piyasada bir anda yayınlan bu söylentinin kaynağı bildiğim kadarı ile Erol Mütercimler.
Erol Mütercimler YouTube kanalında, Bakan Şimşek'in yaklaşık 2 hafta önce istifa ettiğini iddia etmiş, bu bilgi de sosyal medyada bir anda yayılmıştı.
Erol Mütercimler, Şimşek’i istifadan döndürenin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz olduğunu ve istifa nedeninin ise vergi tasarısını istedikleri şekilde yürürlüğe koyamamaları olduğuna da iddia etmişti.
Bu haberlerin yayılmasının ardından İletişim Başkanlığı bünyesinde faaliyet yürüten Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, “ Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, görevinden istifa etmek istedi” iddiasının doğru olmadığını duyurdu.
Dezenformasyonla Mücadele Merkezinin X hesabından yapılan açıklamada "Bakan Şimşek’in görevinden istifa etme kararı aldığı ve ikna edilerek görevde kaldığına yönelik iddialar gerçeği yansıtmamaktadır. Piyasalarda tedirginlik ve güvensizlik oluşturmaya yönelik kasıtlı bir şekilde dolaşıma sokulan dezenformatif haberlere itibar etmeyiniz" ifadeleri kullanıldı.
Kim haklı, kim doğruyu söylüyor, kim palavra sıkıyor benim bunu bilmem elbette ki imkânsız ve lakin bunu bilebilecek bir kesim var o da “insider trading” imkânlarına sahip olarak “carry trade” yapanlar, bunların tepkileri izlenerek ne olup bittiğini kestirmemiz mümkün olabilir.
Mümkün olabilir çünkü biliyoruz ki Türkiye gibi ülkelerde çok sağlam bir istihbarat ya da taahhüt olmadan carry trade yapmak Rus ruleti oynamak gibidir tabancanın kimin kafasına, ne zaman patlayacağı hiç belli olmaz…
İşin açığı ben taaa Mehmet Şimşek göreve geldiğinden bu yana ben önce Recep Bey’in mi yoksa Mehmet Şimşek’in mi sabrı taşacak diye merakla bekliyorum.
Önce Recep Bey’in sabrı taşarsa Mehmet Şimşek bir gece yarısı kararnamesi ile kapının önüne konur, yok eğer önce Mehmet Şimşek’in sabrı taşarsa alır ceketini Londra’ya döner keyfine bakar.
Bu ne zaman olur?
Bunun zamanını kestirmek kolay değil ama Recep Bey hep arkasında görmeye alıştığı kamuoyu desteği ve seçmen kitlesini kaybetmeye başladıkça sinirlerinin aşırı miktarda gerildiği kesin.
Tamam, biliyorum seçimlere daha üç buçuk yıl var bunun son bir yılını mavi boncuk dağıtma, halkı rahatlatma dönemi olarak kabul etsek iki buçuk yıl dikensiz bir gül bahçesinde dolaşacaklarını zannediyor olabilirler. Amma ve lakin kazın ayağı öyle değil demedi demeyin emekçi ve emeklide bıçak kemiğe dayanmış vaziyette, zombi şirketler patladı patlayacak, çiftçi ayakta ve siyasette halk tepkisini sandığa saklayacak diye bir kaide de yoktur.
Yarın ülke çapına yayılan genel grevler, mitingler ve hatta sokak eylemleri paylayabilir, ülkenin yönetimi elden kaçabilir. Böyle bir durumda sosyal denge ve hatta asayiş bozulabilir bu noktada iktidar istese de istemese de bir erken seçim gelir gündeme oturuverir.
Dahası kimsenin yarını göreceğine dair bir garantisi yok, Allah esirgesin ama Recep Bey’e bir emri hak vaki olursa ülke 45 gün içinde seçime gidiverir.
Tamam, bu o noktada Recep Bey’in sorunu olmaz ama AKP ve kaderini AKP’ye bağlamış siyasetçiler ile bürokratlar ciddi sıkıntı yaşarlar değil mi?
Siyasi kurumların geleceği kişiler ile kaim değildir, bir siyasi hareket kişilerden bağımsız olarak da varlığını sürdürebiliyorsa anca o zaman gerçekten de kökleşmiş demektir AKP’nin elinde Recep Bey’in yerine aday gösterebilecek seçimleri kazanma olasılığı olan bir alternatif var mı?
Bu yüzden ben Recep Bey’in kısa bir süre içinde Mehmet Şimşek’e yol vereceğini stagflasyon ya da daha da kötüsü slumpflasyon yerine yüksek enflasyonu ve büyümeyi tercih edeceğini düşünüyorum