MECLİS’TE “ZILGIT” SESLERİ

TBMM’nin yeni yasama yılının açılışı sonrası partilerin grup toplantıları sürerken, Meclis koridorlarında alışılmadık ve tartışmalı görüntülere sahne oldu.

Meclis çatısı altında ilk kez “Biji serok Apo (Yaşasın önder Apo)” sloganı atıldı.

Terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan'a özgürlük talebiyle Diyarbakır'dan Ankara'ya yürüyen Özgür Kadın Hareketi (TJA) üyeleri oldu anlaşılan DEM’li kadınlar, Grup toplantısına girerken, Meclis koridorlarında “Biji serok Apo (Yaşasın önder Apo)” sloganı attılar.

Koridorda bulunan 4 genç, sloganlara tepki göstererek grupların üzerine doğru yürümeye çalıştı. Ancak Meclis’in Koruma Görevlileri, gençleri uzaklaştırdı. Bu arada Meclis Koruma Görevlileri olayla ilgili tutanak düzenledi.

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit'in Meclis Grup Toplantısı'nda "Umudu kuşanan, özgürlüğe yürüyen Diyarbakır'dan kadim şehirden Kürdistan'ın dört bir yanından özgürlük için eşitlik için demokrasi için Öcalan'ın özgürlüğü için yürüyen kadınlar hoş geldiniz" açıklaması salonu dolduran kadınları yine coşturdu ve "Biji Serok Apo" sloganları atıldı, zılgıt sesleri yükseldi.

DEM Partililerin büyük bir zafer elde etmiş edalarıyla Meclis çatısı altında “Apo” sloganları atması sosyal medyada en ılımlısından en sert taraftarlar arasında öfke yarattı.

Bu olay, yalnızca bir slogan meselesinin ötesinde; parlamentonun simgesel alanı, temsil meşruiyeti ve kamusal hassasiyetler bakımından sınırları zorladı.

Yasama organı, demokratik tartışmanın en geniş biçimlerine ev sahipliği yapmak durumunda olsa da bir meclis çatısının, özellikle şehit yakınlarının, gazilerin ve geniş toplumsal kesimlerin hassasiyetleri düşünüldüğünde, bu tür eylemlerin nasıl sonuçlanacağını herkes iyi bilmelidir.

Tepkiler sert ve hızlı oldu.

Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği Genel Başkanı Erdem Çerçioğlu gibi toplumsal aktörler, Meclis atmosferinde atılan “Apo” sloganlarını “ihanet” ve “ahlaksızlık” olarak nitelendirdi; savcıların göreve çağrılmasını ve TBMM Başkanlığı’nın eylem hakkında resmen soruşturması açmasını talep etti.

Vatan toprağına canını vermiş şehitlerin emanetleri ve vücudunun bir parçasını bayrak için feda etmiş gaziler olduklarını ifade eden Çerçioğlu, "Evladını, eşini, kardeşini bu topraklar uğruna şehit vermiş bir camia olarak, Meclis’te terörist başı için slogan atanları şiddetle, lanetle ve nefretle kınıyoruz! Bu milletin meclisinde terör örgütüne sempati duyan, onun liderine slogan atan kim varsa, o kürsüye çıkmaya da, o koltukta oturmaya da zerre kadar hakkı yoktur! O meclis, şehitlerin kanıyla kazanılmıştır; terör yandaşı sloganlarla kirletilemez!" diye konuştu.

Meclis içinde ifade özgürlüğü ile terör örgütü propagandası arasındaki sınır nerede çizilecek?

Meclis gibi kamusal alanlar geniş demokratik ifade hakkını korur; fakat Türkiye mevzuatı terör örgütü propagandasını ve örgüt lehine ifadeleri suç sayılır.

Böyle görüntüler sosyal medyada ve siyasette derin kutuplaşma yaratır; tepki veren dernekler, muhalefet partileri ve yorumcular arasında daha sert söylemlere zemin hazırlanır.

Bu da Meclis’in itibarını zedeler; “parlamento” algısı bir tartışma arenasından öte, kamusal vicdanla çatışan bir alan haline gelebilir.

DEM Parti’nin bu olaya ilişkin net ve ayrıntılı bir açıklama yapması, gerekir.

Meclis çatısı altında bölücü terör örgütü lehine eylem yapılması “Terörsüz Türkiye” sloganıyla Meclis’te toplantılarını sürdüren “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi” hareketine gölge düşürmeyecek mi?

Bir demokrasi, zorluklarla yüzleşebildiği, hassas dengeleri koruyabildiği ve kamusal kuralları net bir şekilde uygulayabildiği sürece sağlıklıdır.

Türk milletinin kalbinde “Apo” yoktur!

Türk milletinin kalbinde vatan vardır, bayrak vardır, şehitlerin emaneti vardır.

Meclis zılgıtlarla değil, milletin sesiyle yankılanmalıdır!