Mecit Vural, tanıyanların adlandırdığı adıyla Mecit Hoca.
Botanikçi.
Dalında profesör.
Emekli
Emekliyim, evde oturayım!
Başta Ankara olmak üzere Anadolu’nun soyu tükenmekte olan çiçeklerine,
“Ben emekliyim, evde oturayım!” hiç demiyor, aklına bile gelmiyor. Oturmak bir yana, koşup gidiyor. Emekli yazdım ya hani emeklilik durumunun kavranması açısından örnek vereyim.
İlk arazimizde, not olarak ekleyeyim, yaşı benden büyüktür, tepelere çıkıp iniyoruz, aradığımız çiçeği bir türlü bulamıyoruz. Sanırım yorulup hevesimin kırılacağından korkmuştu, tepelere gelince,
“Siz bekleyin, ben bir çıkıp göz atayım’ diyecek kadar enerjik.
Anlaşmamız var!
İlgili bakanlık, üniversite, belediye, TEMA ve ENFOD gibi kurum, kuruluşlarla ve derneklerle de işbirliğinden geri durmuyor. Bir de benimle geziyor! Geziyoruz ama bir anlaşmamız çerçevesinde – birbirimizi, gözümüz gibi bakmamız gereken ve mutlaka sahip çıkmamız gereken değerlerimize götürüyoruz.
‘Değerlerimizi’ açayım. O beni çiçeklere, ben onu sanatçılara götürüyorum. Arada konuşuyoruz da pek yararlı bir işbirliği içinde olduğumuzu düşünüyoruz!
Öğrenci ve Hocaların Hocası
En son Gazi’ye gittiğimizde ‘Hocam’ diyerek koşar adımlarla gelen, sevgiyle, hürmetle ellerinden öpenler de doçent veya profesör olunca, kendisine ‘Hocaların Hocası’ da diyebiliriz sanırım.
On yıl kadar önceydi (belki daha yakın), Ankara’nın değerlerini yazarken Sevgili Timur Özkan, ‘Ankara çiğdemini ihmal etmemem gerektiğini’ hatırlattı. Etmedim elbette, hemen yazdım. Yazarken biraz araştırınca Ankara’nın müthiş bir çiçek, üstelik endemik zenginliğinin de farkına varmış oldum. Sevgili Tuğrul Körüklü’den Prof.Dr. Tuna Ekim’in Kızılcahamam çan çiçeğine (Campanula ekimiana/Ekim çanı) adının verildiğini öğrendim. Hemen kendisini aradım, çiçeğe birlikte gitmeyi teklif ettim.
Prof.Dr. Tuna Ekim ve Ekim çanı (Campanula ekimiana/ Kızılcahamam çan çiçeği)
Ekim Hoca ile görüşmemizde altı aya yakın Ankara dışında olacağını öğrendim. Hayallerim suya düşmüştü!
“Durun!” dedi.
“Bir öğrencim var, Mecit. O size yardımcı olur.”
Hemen ‘öğrencisini’ aradım. ‘Dersleri uygun olsa da şu çiçeğe birlikte gidebilsek’ diye düşüncelere dalmıştım bile. Umutlarım yeniden canlanmıştı.
‘Tuna Hoca’nın öğrencisi Mecit’ ile ‘Öğrenci Mecit’ kavramlarını karıştırdığımı, telefonla konuşmamızın ilk başlarında anlamıştım!
O gün, bugündür
O gün, bugündür Mecit Hoca ile çiçeklere gideriz. Anlaşmamıza uygun olarak ben de boş durmuyorum elbette!
Bu gidişlerle birlikte konferanslar vermeye başladık. Ankara endemikler açısında öyle zengin ki, anlatamam. Üstelik çoğu dar yayılışlı ve tehlike altında kategorisindeler. Anlatmakla da bitiremiyoruz zaten. Bazen hüzünlü bazen ümit veren gelişmeler yaşıyoruz, ne kadar anlatırsak o kadar iyi diyoruz.
Bu birliktelik Ankara kitaplarına ‘Çiçekleriyle Ankara’ kitabını da ekledi. Kitap için:
https://kalelimedya.com/product/cicekleriyle-ankara-dr-necati-yalcin/
Anlatmakla bitiremediğimiz çiçekleri, sanırım yazmakla da bitiremeyeceğiz.
Prof.Dr. Mecit Vural, adıyla anılan çiçekler ve birlikte verdiğimiz konferansların bazılarının görselleri
İsimlendirme
Mecit Hoca adına isimlendirmeler de var. Hatta bu konuda oldukça zengin. Üstteki görselde görüldüğü gibi tek çiçek isimlerinin yanında bir de cins (Vuralia turcica) adına sahip.
İşte! Adıyla anılan çiçekler…
Allium vuralii (Tuzgölü soğanı)
Astragalus vuralii
Bellevalia vuralii
Dichoropetalum vuralii
Erysimum vuralii
Genista vuralii
Linum vuralianum
Muscari vuralii
Phlomis x vuralii
Sideritis vuralii
Stachys vuralii
Verbascum mecit-vuralii Karavel. sp. nov.
Sağlık diliyorum
Memleketin değerlerinden biri o. Daha uzun yıllar yorulmadan çiçeklerin peşinde koşturacağına ve yılmadan onları korumak için mücadele vereceğine inancım tam.
Sağlık diliyorum.