Son günlerde akaryakıta gelen ÖTV zamları ve elektrik, doğal gaz, gıda maddelerine gelen zamlar nedeniyle halk büyük bir geçim sıkıntısı yaşıyor.
Peş peşe gelen zamlar alım gücünü günden güne düşürüyor. İnsanların çoğu artık mutfaklarında tencere kaynatmakta zorlanırken, çöpten yiyecek artığı, pazarlardan da pazar artığı toplamak zorunda kalıyor. Pazara markete gitmekte zorlanıyor.
Evlerde tencere kaynamamasının en büyük nedenlerinin başında işsizlik geliyor. Halkımız işsizlikten adeta kırılıyor. Coronavirüs salgınıyla birlikte geçim sıkıntısı, işsizlik, ekonomik kriz ülkemizin gündemine oturmuş durumda. Bu durumdan etkilenmeyen neredeyse hiçbir kesim yok.
Bu krizden en fazla etkilenenlerin başında esnaf, çiftçi, işçi ve emekliler geliyor.2020 yılında 99 bin 588 esnaf dükkanını, işyerini kapatmış durumda. İktidardan tatmin edici, ciddi destek bekleyen esnafa sadece kredi verilerek borçlarına borç eklendi. Borçlarını ödemekte zorlanan, ya da ödeyemeyen esnaf işyerini kapatmanın eşiğine geldi.
Çiftçinin durumu da esnaftan pek farklı değil. Çiftçi kuraklıkla uğraşmak bir yana, mazota, tohuma ve gübreye son bir yılda gelen yüzde 100’e yakın zamla maliyet artışıyla boğuşurken, borçları nedeniyle tarlası traktörü icraya düşmüş durumda. Girdilerin yüksekliği nedeniyle çiftçi ürettiği malını maliyetinin altında satmak zorunda kalıyor. Zaten üretmekte zorlanan çiftçi tüm bu olumsuzluklar karşısında üretimden soğumakta çareyi tarımı terk etmekte buluyor.
Çiftçi ve esnafımız bu zorluklarla uğraş verirken hayat pahalılığı yüzünden yaşam savaşı veren halkın durumu da bunlardan pek farklı değil. Kısıtlı imkanlarla çarşıya pazara çıkan halk pazar çantasını doldurmakta zorlanıyor. Bazı ürünlerde yüzde 100’ü aşan fiyat artışları vatandaşı canından bezdirmiş durumda. Zamlara tepki gösteren halk “Marketlerde fiyatları sürekli artan ürünlerin yanına yaklaşmak mümkün değil. Eskiden 50-100 liraya doldurduğumuz çantaları şimdi 300-400 liraya zor dolduruyoruz Paramızın hiç değeri kalmadı. Kilo ile değil gramla almak zorunda kalıyoruz. Artık pazara, marketlere gitmeye korkar olduk. Evlerimizde tencerelerimizi nasıl kaynatacağız diye kara kara düşünüyoruz” diye tepkilerini ortaya koyuyor.
Tüm bunlarla birlikte ülkemizde işsizlik oranları da her geçen gün artıyor. İşsizlik son yılların zirvesine çıkmış durumda. Resmi verilere göre işsiz sayısı bir yıl içinde bir milyona yakın bir artışla 4 milyon 650 bin kişiye ulaşmış durumda. İşsizliğe bağlı olarak sanayide de bir daralma söz konusu. Buna bağlı olarak üretim düşerken, yoksullukta da büyük artış yaşanıyor.
İktidar zaman geçirmeden enerjisini çılgın projeler yerine ülkemizin asıl gündemi olan pandemi, geçim sıkıntısı, işsizlik ve ekonomik krize çözüm bulmaya yöneltmelidir.