Asrın lideri…
Reyiz…
Höpürdü, köpürdü…
Türkiye’de esti, gürledi…
Finlandiya ve İsveç PKK’yı destekliyor onlar NATO’ya üye olamazlar dedi durdu…
Sonra Madrit’e gitti, hepi topu iki üç saatlik bir toplantı yaptı, ikna edildi ve kuzu kuzu imzayı attı…
Finlandiya ve İsveç’in NATO üyesi olması ile ilgili itirazını geri çekti, sustu oturdu…
AKP Genel Başkanının konu hakkında dediklerini hepimizin hafızalarında daha taze, bu yüzden de o cümleleri tekrara lüzum yok. Ben bu konuda Erdoğan’ın içinde bulunduğu çelişkili bir duruma dikkat çekmek istiyorum.
Erdoğan’ın büyük çelişkisi şöyle:
Erdoğan bu iki ülkeyi PKK terör örgütüne destek vermekle suçluyor ve bu yüzden NATO üyeliklerini veto edeceğini söylüyordu.
Türkiye Cumhuriyetine açısından hiç kuşku yok ki PKK ve PKK’ya destek veren örgütler birer terör örgütüdür. PKK’yı resmen terör örgütü olarak gören elbette sadece Türkiye değil.
PKK; Avrupa Birliği, NATO gibi uluslararası kuruluşlar ve bazı devletler tarafından terör örgütü olarak kabul edilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Dış işleri bakanlığının web sitesinde: PKK bir terör örgütüdür. Avrupa ülkelerinin çoğu, ABD, Kanada ve Avustralya gibi birçok ülkenin terör örgütleri listesinde yer almaktadır. Avrupa Birliği de PKK’yı 2004 yılında terör örgütü olarak tanımıştır. Ayrıca, NATO’nun çeşitli belge ve açıklamalarında, PKK’ya terör örgütü olarak atıfta bulunulmaktadır. Denmektedir.
PKK, 10 Ağustos 1997 yılından beri ABD Hükûmeti’nin “Yabancı Terörist Organizasyonlar” listesinde yer almaktadır. ABD Dışişleri Bakanlığı 2003’te yaptığı açıklamada PKK’nın her ne isim altında olursa olsun terör örgütü olarak kabul edildiğini açıklamıştır.
PKK 2002 yılından beri Avrupa Birliği’nin terör örgütleri listesinde de yer almaktadır. Birlik, Birleşmiş Milletler terörizm ile mücadele kararları doğrultusunda PKK’nın AB ülkelerindeki bütün hesap ve mal varlıklarını dondurmuştur. Avrupa Birliği PKK’yı silahlı saldırılar düzenleyerek bir Kürt devleti kurmak ya da Türkiye’nin güneydoğusunda özerk bir bölge oluşturmaya çalışmakla suçlamaktadır.
Konu bağlamında İsveç ve Finlandiya özeline gelirsek:
İsveç’in Dışişleri Bakanı Ann Linde, ülkesi hakkında “dezenformasyon” yapıldığını söyleyerek yaptığı açıklamada “İsveç ve PKK hakkında yaygın bir biçimde yapılan dezenformasyon nedeniyle Olof Palme hükümetinin, daha 1984’te Türkiye’nin ardından PKK’yı terör örgütü olarak kabul eden ilk hükümet olduğunu hatırlatmak isteriz” dedi. Avrupa Birliği’nin de PKK’yı Mayıs 2002’de terör örgütleri listesine aldığına dikkat çeken Linde “Bu pozisyon değişmeden sürüyor” ifadelerini kullandı.
Finlandiya da bir AB üyesidir ve doğal olarak AB’nin PKK hakkındaki görüş ve yaptırımlarına katılmaktadır.
Fakat Erdoğan’ın yakın dostluk ve işbirliği gösterdiği ülkelerden bazıları PKK’yı resmen terörist ülke olarak kabul etmiyor ve herhangi bir yaptırım da uygulamıyor.
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Rusya, Çin, Hindistan, İsviçre, Mısır, İsrail, Tunus, , Ukrayna, PKK’yi terör örgütü olarak kabul etmeyen ülkelerden bazılarıdır.
Bu durumda Erdoğan’a:
- PKK’yı resmen terör örgütü ilan etmemeleri bir yana daha düne kadar katil olmakla itham ettiğiniz Suudi Arabistan veliaht prensini büyük bir tantana ile ağırlamak…
- PKK’yı resmen terör örgütü ilan etmemeleri bir yana daha düne kadar FETÖ terör örgütünün destekçisi olmakla suçladığınız BAE ile barışmak…
- PKK’yı resmen bir terör örgütü olarak görmeyen Rusya ile sıkı fıkı ilişkiler kurmak, dostum Putin tablosu çizmek…
- Bütün bunlar ortadayken PKK destekçiliği ithamı ile İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine karşı çıkmak…
Çok büyük bir çifte standart ve çelişki değil midir diye sormak gerekmez mi?