KÜÇÜREK ÖYKÜ ve AKIN ERSÖZ’ün SON ÖYKÜ KİTABI: ALLI GÜLLÜ PERDELER

24 Ocak 2022 günü Sonsöz Gazetesi’nde “Kitaplar Arasında” köşemde “Küçürek Öykü” ile ilgili bir yazı yazmıştım...

24 Ocak 2022 günü Sonsöz Gazetesi’nde “Kitaplar Arasında” köşemde “Küçürek Öykü” ile ilgili bir yazı yazmıştım ve yazım çok güzel tepkiler almıştı. Küçürek öyküleri okumayı çocukluğumdan beri çok seviyorum. Adı geçen yazımın başlangıç bölümünü buraya alıyorum :

“Bugün sizlerle Küçürek Öykü üzerine söyleşmek ve birkaç örnek vermek istiyorum. Severek okuduğum bir yazın türüdür küçürek öykü. Çoğu arkadaşıma küçürek öyküyü sorduğumda garip garip yüzüme bakıyorlar. Bu yüzden bugünkü yazımda küçürek öyküyü tanıtıp, birkaç örnekle size sunacağım.

Nedir küçürek öykü? Öykünün bir alt türü olarak tanımlanır genelde. Çok kısa anlatımlardır ama etkilidir. Vereceğim örnek öykülerde de bunu göreceksiniz. Şiirde olduğu gibi yoğun ve imgesel anlatımdan yararlanılarak öykü oluşturulur. Özellikle öyküde verilmeyen şeyleri okuyucunun tamamlaması beklenir.

Cemal Süreya, “Küçürek öykü, şiirin kısa saçlı kız kardeşidir.” der.

Küçürek öyküler, kişinin yaşamından ele alınmış kısa anlardır. Buna yaşanmış küçük olayları, kurulan düşleri, monoloğu ve anekdotları ekleyebiliriz. Bu tür öykülerde diğer öykülerde anlatıldığı gibi kişiye özgü gerçekler tematik yapıları oluşturur. Küçürek öykülerde kişiler, zaman ve mekan benzeri yapılar oldukça sınırlıdır.

Küçürek öykülerin kendine has özellikleri vardır. Bunları şöyle sıralayabiliriz. Kısa ve öz metinlerdir. Daha çok anlam yüklüdür. Toplumsal sorunları ele alır. Sembollerden sık sık yararlanılır. Genellikle 100-750 kelime ile yazılır. En kolay okunabilen öykülerdir.”

Uzun süredir –dergiler hariç- küçürek öykü okumamıştım. 22 Şubatta kargodan, Edebiyat Nöbeti dergimle birlikte adıma imzalı bir küçürek öykü kitabı geldi. Akın Ersöz’ün “Allı Güllü Perdeler.” Okumakta olduğum kitabı bitirdikten hemen sonra, Ersöz’ün kitabını okumaya başladım. 173 sayfa olan kitabı bir günde okuyup bitirdim. Çünkü öyküler su gibi aktı. Kullanılan Türkçe’nin güzelliği zaten beni kendine çekmişti. (Allı Güllü Perdeler yazarın üçüncü kitabı)

“Allı Güllü Perdeler” 31 öyküden oluşuyor. Kitaba adını veren öyküyle başlıyor ve Esmeray’ın unutulmaz, “Unutma beni unutama beni” şarkısıyla bitiyor. Öykülerin arasına yerleştirilen şiirler ve öykü başlarına alınan Türk ve dünya edebiyatından seçilmiş alıntı şiirler, sizi içine çekiyor adeta. Kimler yok ki bu alıntı şiirlerde. Oktay Rıfat’tan Behçet Necatigil’e, Edip Cansever’den Ahmet Erhan’a, Türk şairleri; J.L.Borges ve Tolstoy ise alıntı yaptığı dünya edebiyatı yazarları. Öykülerin arasına yerleştirilen şiirler Coşkun Ersöz’e ait. Coşkun beyin, Akın Ersöz’ün babası olduğunu öğrendim. Şiir seçimi oldukça güzel.

“Yağlı Açma” adlı öykü G.G.Marquez’den bir alıntı ile başlıyor: “Hayat, insanın yaşadığı değildir; gerçek olan, hatırladığı ve anlatmak için nasıl hatırladığıdır.” Buradan da anlıyoruz ki, Ersöz öykülerini yaşanmışlıklardan seçiyor. Öyküleri okudukça bunu daha berrak görüyorsunuz.

Kitabın ilk öyküsü aynı zamanda kitaba da isim olmuş. Kitabın arka kapağına da alınan bölüm ilk öyküden: “O zamanlar pencereyi açtığında karşı evin allı güllü perdelerini görürdü. Uzaklarda çok uzaklarda kalan denizin kokusunu çekerdi içine. ‘Denizsiz bir kentte yaşayamam herhalde’ derdi her soluk alışında. Ya şimdi?” o allı güllü perdelerin arkasında menekşe gözlü bir kız vardır. Öykü allı güllü perdelerin ve menekşe gözlü kızın özlemiyle bitiyor. “Şimdi, nerede allı güllü perdeler görse, menekşe gözler takılıyor aklına. Yüreğinin bir yerinde bir şeyle cız ediyor. Gözünde yaş, boğazında düğüm oluyor menekşe gözler. Özlüyor allı güllü perdeleri. Özlüyor allı güllü perdeler ardındaki menekşe gözleri.”

Kitabın son öyküsü, “Unutma beni unutama beni” bir yolculuk sırasında oturduğun koltuğun kulaklığında dinlediği 70’lerin 80’lerin sevilen şarkıları ile bitiyor. Esmeray’ın şarkısını dinlerken bir çağrışımla birlikte öykü bitiyor: “Neleri unutuyoruz ya da ‘unutmaya çalışıyoruz.’ Yaşam serüveninde. ‘Unutulmaz denilen dertler’ güzelim anlar, yaşanası günler unutuluyor hiç istemezsek de. Ben, bu şarkıyı her dinlediğimde bana bu satırları yazdıran otobüs yolculuğunu anımsayacağım. Varsın boğazım düğümlensin, varsın gözümde yaş biriksin.”

Akın Ersöz’ün öykülerini okuyunca, bu öykülerde kendinizden bir yaşanmışlık bulacaksınız. Her öyküsü ojunmaya değer. (Öyküleri uzun uzun anlatmayı isterdim ama yer sınırlı olunca ancak bu kadar yazabildim.) Bol okumalı günler dileğiyle sağlıklı günler diliyorum tüm okurlarımıza.