Korsan diye nitelendirilen bir alan vardı hatırlar mısınız? Benim hatırımda aslında geçmişten kalmış bir terim gibi. Artık bunu konuşmuyoruz. Neden?
Böyle bir alan kalmadığı için ya da bu tür olaylar bir şekilde yasalar ve yeni yaptırımlarla engellendiği için mi? Hiç sanmam.
Özellikle internetin hayatımıza isim olarak girip evlerimize daha henüz damlamadığı zamanlarda korsan denen şeyin alasını yaşıyorduk aslında. Her yerde her şeyin korsanı vardı. Öyle ki korsanın dahi daha kötü olanı; daha korsanı mevcuttu. Kalite kalite ayrılmış durumdaydı.
Orjinaline ulaşılamayan korsanlar ve ulaşılsa da ucuz diye daha iyi sayılan korsanlar mevcuttu. Aslında dijital platformlar müzik ve film açısından bu durumun önüne geçti diyebiliriz. Fakat basılı olan ürünler için ne diyeceğiz?
Evet klasik sayılabilecek kitaplara ulaşmak eskisinden ücret açısından daha uygun. Ama bazı yeni kitaplar ve özellikle yaygın olmayan alanlarla alakalı kitaplar var ki insanlar yanından geçemiyor. Örneğin bir sinema kuramının olduğu kitap; ya da reklamcılık, grafik ile ilgili kitaplar. Sayfa sayısı aynı olmasına rağmen bir klasik 20 TL iken bu kitaplar kimi zamanlar 200-300 TL etiket fiyatıyla karşımızda. Bunların kimi zaman korsanı, kimi zaman denk gelebilirse indirim günleri bekleniyor. Yani kısacası bu soruna aslında bir çözüm bulamamış yetkili mekanizma. Sadece durum biraz buraya doğru evrilmiş. Temin açısından sıkıntı çekiğimiz bu durumların hemen çözülmesi gerekmez mi?
Oraya gelene kadar neler neler var diye bir iç ses bana doğru haykırıyor şu an…
Sağlıcakla kalın!