KOMEDYENLİĞE HEVESLENMEK

Hazine ve maliye Bakanı Nureddin Nebati konuşmasında kendilerinin rahmani, muhalefetin ise şeytani olduğunu iddia ederek bakanlık...

Hazine ve maliye Bakanı Nureddin Nebati konuşmasında kendilerinin rahmani, muhalefetin ise şeytani olduğunu iddia ederek bakanlık yapmaktan ziyade tiyatro sahnelerine çıkıp komedyen olmaya hevesli olduğunu bir kere daha göstermiştir.

Lakin Nureddin beye komedyenliğin aslında çok ama çok ciddi bir iş olduğunu büyük sanatsal yetenek, derin bilgi, yoğun estetik ve toplumsal eleştiri içermediği anda komedyenlik hevesinin soytarılığa dönüşme tehlikesi taşıdığını da naçizane hatırlatmak isterim.

Nureddin Beyin konuşmasından başlıklar şöyle:

Togg’un Türkiye için önemine ve yapılan eleştirilere değinirken, “Devrim diye söze girdiğimizde herkes farklı bir anlam yükler. Ama biz teknoloji odaklı bir aile olarak devrim denildiğinde, Devrim otomobilinin nasıl engellendiğini çok tartıştık. Benzini yok diye üretimi askıya alınan ve hayallerimizi 61 yıl boyunca, yani bizim yaşam süremiz boyunca erteleyenler hep aynı insanlar olmuşlardır. Bunlar hep aynı şeyi yaparlar. Bir kere karamsardırlar. ‘Olmaz, işlemez, yürümez…’ Bunların diğer namı, diğer isimleri ‘istemezükçülerdir’. Hep aynı şekilde hareket ederler. Bir de çok güzel de ötekileştirirler. Her şeye karşılar. Ülkenin menfaatine olan ne varsa engel koymak için ellerinden gelen her şeyi yaparlar. Sorsanız bir taş üzerine bir taş koymayı bilmezler. Koyulmuş olan taşları da kaldırmak için güçlerini sarf ederler. Ama işte gerçekleşmeye başladığı andan sonra da ilk kullanıcıları emin olun hep onlardır.” şeklinde konuştu.

Aynı kesimin daha önce köprülere de karşı çıktığını anımsatan Nebati, sözlerine şöyle devam etmiş:

“Üçüncü köprüye ‘istemeyiz, olmaz…’ Karamsar ya bunlar… Dürtüleri nereden geliyor? Şeytani… Biz iyimserler topluluğuyuz. İyi bakarız, iyi düşünürüz, iyi görürüz. Çünkü Rahmani bakıyoruz. Üçüncü köprüye, ‘olmaz.’ Yeni havalimanı ‘o da olmaz.’

Marmaray’a da karşıydılar. Şimdi gene aynı şeyi yapıyorlar. ‘Yeri otomobil yapamazsınız’ diyenlere sesleniyorum; yerli otomobilimiz olacak, uçağımız da trenimiz de, füzemiz de, bombamız da, her şey yerli olacak.” Demiş…

Öncelikle şunu söylemek zorundayım Nureddin Beyin AKP iktidarı ve yandaşları tarafından devamlı eleştirilen ve hatta aşağılanan Kemalist ideolojiyi okuyup anlaması gerek. Bu ülkeyi kuran temel düşüncenin ve bu düşünce etrafında şekillenen Kemalist ideolojinin temel ilkesi tam bağımsız ve üreten Türkiye’nin inşasıdır!

Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Cumhuriyetimizi kuran kadrolar Osmanlı’nın en büyük sorununun ihtiyaç duyduğu mal ve hizmetleri üretememek, üretemediği mal ve hizmetleri borçlanarak ithal etmek olduğunu çok ama çok iyi biliyorlardı. Cumhuriyet kuruluşundan itibaren bu üretim sorununu çözecek rasyonel akla ve bilimsel yönteme dayalı, kalkınmayı esas alan politikalar oluşturmuş ve uygulamıştır!

Bu gün bu ülkeye tek bir çivi çakan varsa unutmayın ki o sadece kuruluşta inşa edilen duvara küçük bir çivi çakmaktadır!

Bu ülkede Cumhuriyet’in inşa ettiği üretim tesislerini, fabrikaları, limanları haraç mezat satan, kapatıp arazilerine lüks rezidanslar ve AVM’ler diken bir iktidarın mensubunun çıkıp üretimden ve üretmekten bahsetmesi komedi değil de nedir?

SEKA’yı, Şeker Fabrikalarını, Sümerbank’ı ve burada sayabileceğim daha bir çok devasa üretim tesisini satıp, savıp, yok eden bir iktidar mensubunun üretmekten falan bahsetmesi resmen utanmazlık değil midir?

Muhalefet yapılan işlere itiraz ediyormuş! Elbette edecek siz üç kuruşluk işi yandaş müteahhide otuz üç kuruşa yaptırır, buradan yandaşlara, siyasete, bürokrasiye nema sağlarsanız bu iş rahmani değil şeytani değil midir?

Muhalefetin temel itirazı yatırım yapılmasına değil, akılsızca yatırımlar yapılmasına ve yapılan yatırımların yolsuzluk aracı olarak kullanılmasınadır ve asıl rahmani olan bir iş varsa o da toplumun menfaatini savunan, üç beş rantiye yandaşa para aktarılmasına, ülkenin soyulup soğana çevrilmesine direnen bu tavırdır.