Vazifen Bellidir.
İstiklali koru,
Cumhuriyeti yaşat,
Asil kanını unutma!”
19 Mayıs’ın meşalesi, Atatürk’ün armağanı ve gençliğin sonsuz sorumluluğudur. Bugün görev, senin omuzlarında Türk genci…
Cumhuriyet, yalnızca bir yönetim biçimi değildir. O, bir milletin yeniden var oluş mücadelesinin zafer tacıdır. İstiklal ise, bu tacı alnımızda onurla taşıyabilmek için dökülen alın terinin, çekilen çilenin ve gösterilen direnişin adıdır. Bu toprakların çocuklarına bırakılmış en büyük miras, en ağır sorumluluktur.
“Türk istiklalini ve Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmek.”
19 Mayıs 1919, yalnızca bir tarih değil, bir milletin yeniden ayağa kalktığı, küllerinden doğduğu gündür. Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkarak başlattığı kurtuluş mücadelesi, işgal altındaki bir vatanı özgür, esir bir milleti bağımsız yapacak kıvılcımı yakmıştır. Ve o kıvılcım, “Türk gençliği”ne emanet edilmiştir.
Atatürk, Gençliğe Hitabesi’nde bu emaneti teslim ederken, yalnızca geçmişin değil, geleceğin de pusulasını çizmiştir. Çünkü biliyordu ki:
Zaferle taçlanan her Cumhuriyet , zamanla unutulabilir…
Gafletle çökebilir, ihanetle sarsılabilir…
Ama milletin umudu hep gençlikte kalacaktır.
Bugün 19 Mayıs, sadece bir bayram değil, aynı zamanda bir hatırlatmadır:
🇹🇷 Vazifemiz bellidir.
🇹🇷 İstiklali korumak,
🇹🇷 Cumhuriyeti yaşatmak,
🇹🇷 Ve damarlarınızdaki asil kanı asla unutmamaktır.
İstiklal, yalnızca savaşlarda değil, her gün savunulması gereken bir değerdir. Cumhuriyet, yalnızca bayramlarda kutlanan bir miras değil, her sabah gururla yaşanan bir yaşam biçimidir.
Ve gençlik, yalnızca yaş değil, bir duruşun, bir cesaretin, bir geleceğin adıdır.
Sen, Türk genci…
Bugün belki savaş meydanlarında değilsin,
ama kalem senin silahın, fikrin senin siperin, yüreğin senin sancağındır. İmkanların yoksa bile, iraden var. Destek bulamazsan bile, inancın var. Yalnız kaldığını sansan bile, damarlarındaki asil kan seninledir! Bu millet; düşmanla da savaştı, ihanete de direndi. Çünkü onun gençliği vardı. Bugün o gençlik sensin!
O halde unutma:
Vazifemiz bellidir.
19 Mayıs’ı yaşat,
Cumhuriyeti yaşat,
İstiklal’i yaşat…
Çünkü bu topraklarda hala Atatürk’ün sesi duyuluyor:
“Ey Türk Gençliği!”
Bugün genç olmak, sadece bir yaş aralığına sahip olmak değil, bu emaneti omuzlamak demektir. Bugün gençlik, sadece geleceğin değil, bugünün de taşıyıcısıdır. Çünkü cumhuriyet, sadece geçmişle değil, gençliğin farkındalığıyla yaşatılır. İstiklal, sadece kazanılan bir zafer değil, her gün korunması gereken bir haktır.
Ve evet, vazifemiz bellidir:
🇹🇷 İstiklali koruyacağız.
🇹🇷 Cumhuriyeti yaşatacağız.
🇹🇷 Damarlarınızdaki asil kanı asla unutmayacağız.
Heyyy Türk Genci Unutma…
Bugün sahip olduğunuz her özgürlük, bir zamanlar bir milletin hayaliydi. Bugün yürüdüğünüz her yol, bir zamanlar cepheydi.
Bugün taşıdığınız her sorumluluk, bir zamanlar Atatürk’ün sesiydi: “Ey Türk Gençliği!”
19 Mayıs, size sadece armağan edilmiş bir gün değildir. O gün, size duyulan sonsuz güvendir.
Ve siz, bu güvene layık oldukça,
Cumhuriyet dimdik kalacak,
İstiklal daima var olacak,
Ve bu topraklar asla baş eğmeyecektir.
SONSÖZ
19 Mayıs, bir milletin küllerinden doğduğu, bağımsızlığa yürüdüğü gündür.
Ve bugün, o yürüyüşün adımlarını gençlik sürdürmektedir.
Bu bayrak, bu Cumhuriyet, bu İstiklal; artık senin elindedir, Türk genci.
Unutma, kıvılcım Samsun’da yandı…
Ama meşale senin elinde!