KIRMIZI PAZARTESİ !

İşleneceğini bildiğiniz bir cinayete göz göre göre sessiz kalır mıydınız?

Cevabınız muhtemelen ‘hayır’ olacaktır.

Ünlü Kolombiyalı yazar Gabriel Garcia Marquez’in 1981’de yayımlanan “Kırmızı Pazartesi” işte tam olarak bunu anlatıyor. Bu, işleneceğini herkesin bildiği ancak kimsenin konuşmadığını ve durdurmak için kılını kıpırdatmadığı bir namus cinayetinin öyküsü.

Yayınlandığı andan itibaren hem Kolombiya’da hem de dünyanın dört bir yanında sarsıcı etkileri olan roman, Gabriel Garcia Marquez’in çocukluğunu geçirdiği kasabada yıllar önce yaşanmış bir cinayeti anlatıyor. Romanın kahramanı Santiago Nasar’ın başına gelecekler, nasıl öleceği daha ilk satırlardan belli. “Kırmızı Pazartesi” yalnızca bir cinayet hikayesi değil, aynı zamanda bir halkın ortak davranış biçimini de anlatan psikolojik bir roman.

********

Romanda işlenecek cinayeti herkes biliyor ama kimse konuşmuyor. Pazartesi günü CHP Kurultayı’nın kararının ne olacağı konusunda herkes konuşuyor ama, bir kişi (!) hiç konuşmuyor.

O kişi bir konuşsa her şey çözüme kavuşacak, ama ağızına kilit vurmuş.

Ankara’da kulisler, davanın olası sonuçlarıyla çalkalanıyor. En çok konuşulan ihtimal, CHP’nin 38. Kurultayı’nın iptal edilmesi. Bu görüşe gerekçe olarak, daha önce MHP’de yaşanan benzer süreç gösteriliyor. Eğer mahkeme “mutlak butlan” kararı verirse, Özgür Özel’in genel başkanlığı düşecek ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden göreve dönmesi gündeme gelecek.

15 Eylül Pazartesi günü görülecek olan şaibeli kurultay davası öncesi CHP Genel Merkezi tam anlamıyla alarma geçti. Dava sonucunda “mutlak butlan” kararı çıkma ihtimaline karşı parti yönetimi teyakkuz halinde.

CHP’li gençler günler öncesinden genel merkezde nöbet tutmaya başladı. Olası polis müdahalesine karşı 3 binden fazla N95 tipi gaz maskesi temin edildi. Ayrıca uzun süreli bekleyişe karşı makarna, bisküvi gibi gıda stokları yapılırken, polis gazına karşı limonlar da hazır bulunduruluyor.

Parti kulislerinde “ihtiyati tedbir, kurultayın geçersiz sayılması ve kayyum atanması” gibi kritik senaryolar da tartışılıyor. Tansiyon giderek yükselirken, dava günü parti içi dengelerin altüst olabileceği ifade ediliyor.

Olağanüstü kurultay hamlesi

CHP, dava öncesi dikkat çekici bir hamle yaptı. 900’ün üzerinde delegenin imzasıyla olağanüstü kurultay çağrısında bulunuldu. Özgür Özel’in imzasıyla yapılan başvuru sonucunda, Çankaya İlçe Seçim Kurulu 21 Eylül Pazar günü olağanüstü kurultayın toplanmasına onay verdi.

Özel, “Mutlak butlan kararı çıksa bile kayyum en fazla 6 gün görevde kalır” diyerek bu hamleyi güvence olarak yorumladı.

Kılıçdaroğlu hazır mı?

Öte yandan Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, Kılıçdaroğlu’nun yakın çevresiyle yaptığı görüşmeleri aktardı. Barış Terkoğlu, şunları söyledi:

"Kemal Kılıçdaroğlu, çevresine şunu söylemiş: Ben bu konular hakkında konuşmayacağım, siz de konuşmayın. Zaten bu konuda bir sessizlik var. Bu yüzden hiç konuşmuyorlar. Kılıçdaroğlu'nun çevresine sordum, '15 Eylül'de mutlak butlan kararı çıkarsa Kılıçdaroğlu bu kararı kabul eder mi?' diye sordum. Onun çevresindeki insanların genel kabulü, mahkemenin verdiği kararı kabul edeceği yönünde.

Kılıçdaroğlu'nun çevresindeki isimlerin çoğu ve bence Kılıçdaroğlu da, Kasım 2023'teki kurultayda kendilerine karşı hile yapıldığını düşünüyor. Şaibe olduğu düşünüyor, çevresindekiler de böyle düşünüyor. Kendisine karşı hile yapıldığı, maddi imkanlarla delegeliğin fesata uğratıldığı ve genel başkanlığın böyle kaybedildiğini düşünüyorlar. Hem böyle düşündüğü için hem de mahkeme böyle bir karar vereceği için çevresindekiler Kılıçdaroğlu'nun bunu kabul edeceğini söylüyor.”

İkinci Saraçhane vakası mı?

Parti kulislerinden yansıyan son iddialara göre CHP yönetimi, olası bir mutlak butlan kararında genel merkez binasını Kılıçdaroğlu’na teslim etmeyecek. Bazı CHP’liler bu ihtimali “Ankara’da ikinci Saraçhane olayı yaşanır” sözleriyle yorumluyor.

Olası erteleme senaryosu

Dava için iyimser senaryolardan biri ise erteleme. Daha önce 30 Eylül’deki davanın “ekonomi yönetiminin zamanlamayı sakıncalı bulması” gerekçesiyle ertelendiği hatırlatılıyor. Benzer bir ara kararın çıkabileceği, böylece belirsizliğin bir süreliğine ortadan kalkabileceği konuşuluyor.

Gözler pazartesiye çevrildi

Tüm bu senaryolar ışığında, CHP için kritik gün olan 15 Eylül “Kara Pazartesi” bekleniyor. Mahkemenin kararı, yalnızca Özgür Özel’in ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasi geleceğini değil, partinin bütün dengelerini de yeniden belirleyecek.

Bakalım CHP “ Kara Pazartesiyi” nasıl atlatacak ?