Örneğin,
· Kentin düzlüğü ve merkezi alanları ile sırtlarında yaşayanların,
· Eski kentlilerle kente sonradan gelenlerin,
· Engelli hemşerilerimizle bedensel engeli bulunmayan kentlilerin,
· Yaşlılarla gençlerin,
· Kadınlarla erkeklerin,
· İşçilerle işverenlerin,
· Yoksullarla varlıklıların,
· Kiracılarla taşınmaz sahiplerinin,
· Yayalarla sürücülerin,
· Belediye meclislerindeki iktidar grubuyla muhalefet gruplarının,
kente yönelik önemsedikleri konular ve değerlendirmeleri çoğu zaman birbirlerinden farklıdır. Herkes, dünyaya olduğu gibi kente de bulunduğu yerden bakar ve oradan gördüğü kadarıyla kente yönelik değerlendirmelerde bulunur.
Bu denli farklı kesimlerde konumlanmış ve zaman içinde konumları değişebilen kentlilerin arasında hiç değişmeyen ortak bir yan vardır. Bütün kentliler yaptıkları değerlendirmelerde, daha iyi bir yaşam için kentin kendilerine sunduğu ya da sunmadığı kolaylıklar üzerinde dururlar ve bu kolaylıklara verdikleri önem düzeyine göre çeşitli görüşler oluştururlar.
· Can ve mal güvenliğinin sağlanması,
· İlgiyle ve saygıyla sunulan bedelsiz sağlık hizmetleri,
· Herkesin yararlanmasına açık, yaygın ve örgün bedelsiz eğitim hizmetleri,
· Parklar, çocuk bahçeleri, spor alanları,
· Evdeki ve işyerindeki musluktan içilebilir nitelikte, kesintisiz akan temiz su,
· Patlamayan kanallar,
· Çöplerin zamanında ve hijyenik koşullarda toplanması, bertaraf edilmesi,
· Yağmurda göl olmayan, temiz, bakımlı, kaplamalı yollar ve işgal edilmeyen kaldırımlar,
· Temiz bir çevre,
· Güvenli, konforlu ve ucuz ulaşım olanakları,
· Düzenli bir trafik,
her kesimden kentlinin çeşitli düzeylerde önemsediği ve kentte bulmayı umduğu kolaylıkların başlıcalarıdır.
Bütün bunlar çağdaş bir kent yaşamı için zorunlu olan ve kentlilik bilinci gelişmiş her kentlinin kent yönetimlerinden ısrarla talep ettiği kolaylıklardır. Çağdaş kentlerde, bu kolaylıkların kentliye sunulmasıyla da yetinilmez; her birinin, kentin her bölgesinde, her kentli için erişilebilir, elde edilebilir ve sürdürülebilir olması sağlanır.
İnsana yaraşır nitelikteki kent yaşamı doğası gereği, ancak belirli bir düzen içinde sürdürülebilir. Bu düzenin sağlanması için kentlilerin toplumsal yaşam içindeki konumları, rolleri, davranış biçimleri yazılı olan ya da olmayan bir dizi kurala bağlıdır.
Kentteki her türlü (teknik / sosyal) altyapıyı gerçekleştirmek ve hemşerilerin hizmetine sunmak kadar herkes için aynı ölçüde bağlayıcı olan bu kuralların adil biçimde uygulanmasını sağlamak, kent yaşamındaki düzeni koruyup kollamak ve kimsenin hakkını kimseye çiğnetmemek de kamu otoritelerinin başta gelen görevidir.
***
Kent yaşamının kolaylaştırılması kent yönetimlerinin temel çalışma ilkelerinin en başında gelir ve bu nedenle “kentsel yaşamı kolaylaştırmak” için alınan her kararda, yapılan her yatırımda kentin geleceği göz önünde bulundurulur. Yapılan her uygulamada öncelik YALNIZCA toplumun genel yararıdır.
Karar vericilerin bu anlayıştan ödün vermeden çalışmalarını sağlayacak tek etmen kentlinin tutumudur. Onun elinde bunu sağlamak için kullanabileceği SEÇME HAKKI gibi çok güçlü bir araç vardır.
Hem kent yaşamındaki sorunları çözmek hem de geleceğe daha az sorunlu bir kent bırakmak için çalışmak yerine, kent halkından ödünç aldığı “yönetim erkini ve karar verme hakkını” yandaş ve yakınlarına çıkar sağlamakta kullanan; bu anlayışla projeler üreten ve uygulayan yöneticilere bilinçli kentli, örgütlü birliktelikle tepki verir. Bu tepkiyle, ilk seçimde mevcut yöneticinin arkasından el sallayacağını gösterir.
Kentlileşmiş insanlar, günlük yaşamlarında kendilerine sunulmayan kentsel kolaylıkların yarattığı sorunlara ve yanlış yönetim anlayışına karşı tepkisizliğin, mevcut sorunların kalıcılaşmasının, onlara yenilerinin eklenmesinin asıl nedeni olduğunu bilirler.
Kent yönetimi seçimlerindeki her yanlış tercih ya da kararsızlık; abartılı, gerçek dışı, kişisel heves ve gayretkeşlik gösterisi uydurma projelerle, kulağa hoş gelen boş laflarla, kamu kaynaklarını yandaş ve yakınlara dağıtma anlayışıyla kenti yönetecek olanlara bu olanağı sağlamak demektir.
Bunun bilincinde olan kentli, seçimlerde yapacağı yanlış tercihlerin sonucunda, kent yaşamındaki pek çok kolaylıktan mahrum kalacağının ve bunun günlük yaşamını doğrudan etkileyeceğinin farkındadır. Seçimlerdeki tutumunu bu farkındalık belirler.
O nedenle bilinçli seçmen, henüz seçim süreci başlamadan, adı olası adaylar arasında geçen insanları, kentin yerlisi midir, kökeni nedir, partisi içinde kime yakındır, tanıdığı birisi midir diye değerlendirmez. Aday olabilme çabası içindekileri, seçilirse, nasıl çalışacağını; neleri önemsediğini, vaatlerinin hangi anlayışın ürünü olduğunu; kısacası, nasıl bir kent hayal ettiğini ve onun hayallerinin kendisininkilerle ne ölçüde çakıştığını sorgular.
Kentlilik bilinciyle donanmış seçmen, doğru tercih yapabilmek için belediyede,
• bilimden, uzmanlıktan, hukuktan, adaletten yana konum belirleyecek;
• bu konuma uygun kadrolarla çalışacak;
• tüm kentlilere eşit uzaklıkta duracak;
• tüm iş ve işlemlerini saydamlık içinde yürütecek;
• eleştirilere açık;
• “halkın belediyesini” oluşturacak
başkan adaylarının arayışı içindedir.
Bu bağlamda, adaylığı kesinleşenlerin, “projelerim” diye açıkladıkları şeyleri bilinçli seçmenler hemen hiç umursamazlar. Kentin nereye götürülmek istediğine ve bugünün sorunlarının nasıl görüldüğüne bağlı olarak, konunun uzmanlarınca her zaman projeler üretilebileceğini bilirler, propagandalar kapsamında reklamı yapılan “mega / süper / büyük / dev / harika projeleri” değil, onların arkasında yatan anlayışı önemserler.
Ve adayların,
· Bilgi birikimine,
· Dünya görüşüne, kente, kentliye ve kent yaşamına bakışına,
· Olumlu/olumsuz yanlarıyla ve sorunlarıyla mevcut kenti algılayışına,
· Kentin yakın / orta / uzak geleceği için düşüncelerine,
· Kendi yaşamında o zamana değin yaptıklarına,
· Kent yaşamı için vadettiklerine,
· Önceliklerine,
· Bir kurum olarak belediye yönetimini nasıl gördüğüne,
· Belediyede nasıl bir kadro oluşturacağına
bakarak aralarında ayrım yaparlar.
Böylece, kentteki toplumsal ve fiziki konumu ne olursa olsun, kentlileşmiş seçmenler kentin kendilerine sunduğu ya da sunmadığı kolaylıkları farklı düzeylerde önemsiyor olsalar da daha iyi bir kentsel yaşam için ortaklaşıp çoğunluk olduklarında amaçlarına kısa sürede ulaşırlar.