KEMAL BEY YANLIŞ YAPIYOR

“Kemal Bey kazanmayı bilmiyordu ama anlaşılan o ki kaybetmeyi de bilmiyormuş…”

***

Aslında ben bu hükmü seçim sonuçları açıklanır açıklanmaz Kemal Bey çıkıp: “Birçok uyarıya rağmen anketlerde kazanması kesin olan Ekrem Bey ya da Mansur Bey’i aday göstermedim, kendim aday oldum ama kazanamadık, halkımız beni seçmedi başaramadım. Yerimi başaracak bir arkadaşıma bırakmak için istifa ediyor, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığından ayrılıyorum. Benden sonra bu göreve gelecek ve seçim yarışına girecek arkadaşlarıma tüm gücümle destek olacağım” demesi gerekirdi.

Neticede her başarısızlığın bir bedeli olması gerekir, bunca kayba rağmen hala ben olacağım demek politik akla ve ahlaka uymaz, uymadığı gibi bir netice de vermez.

Fakat Kemal Bey böyle yapmadı, dahası böyle yapmadığı gibi koltuktan kalkmamak için ısrarcı oldu ve sonuçta kurultayda kaybederek Genel Başkanlık koltuğundan kalkmak zorunda kaldı. 

Aslında kurultayda aday olması bile çok büyük bir hataydı ama aday oldu, dahası ilk turda yenildiği halde devam etti ve ikinci turda kesin bir mağlubiyet aldı.

Bu noktada bile doğru olan davranış biçimi; ilk tur sonucundan sonra yarıştan çekilmesi ve Özgür Özel’in elini kaldırarak yeni Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanını kutlamasıydı. 

Bunu yapmadığı gibi ikinci turu kaybedince salonu terk etti gitti, kazananı kutlamadı bile ki sadece bu bile başlı başına yakışıksız bir davranıştı.

Sonra bütün seçim kampanyasını orta halli bir mutfaktan götüren Kemal Kılıçdaroğlu gitti lüks bir villa tuttu dayadı döşedi ve adeta eş başkan gibi davranmaya, her konuda ahkâm kesmeye ve fikir beyan etmeye başladı.

Eş zamanlı olarak sosyal medyada da Kemal Kılıçdaroğlu’nu parlatan ve yeni Cumhuriyet Halk Partisi yönetimini yerden yere vuran bir operasyon başladı.

Görünen o ki bir güç Özgür Özel ve yeni yönetimi yıpratmak, Cumhuriyet Halk Partisi içinde fitne ateşi yakmak ve mümkünse Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş arasına nifak sokmak için uğraşıyor.

Bu uğraşının arkasında ne kadar saray ve saray rejimi var ne kadar Kemal Kılıçdaroğlu elbette bilemeyiz ama bu operasyonun bir tek saraya fayda sağlayacağı aşikârdır. Doğrusunu isterseniz Kemal Bey’in bu durumun farkına vararak kullanılabilecek söylem ve eylemlerden kaçınmasını beklerdim ki bu noktada da ciddi bir hayal kırıklığına uğradığımı söyleyeyim.

Sonuçta yeni bir Muharrem İnce vakası ile karşı karşıyayız gibime geliyor, muhalefete muhalefet eden, kazanamayacağı belli olduğu halde kaybettirmeye oynayan bir siyasi figür.

Kemal Kılıçdaroğlu’nu buradan uyarmak isterim: Bakın Kemal Bey çok yanlış bir yoldasınız! Size sadık kaç milletvekili, kaç delege ya da kaç teşkilat üyesi var bilemem ama şunu iyi biliyorum: Seçmen nezdinde herhangi bir karşılığınız yok, bu defalarca ispatlandı.

Kaybettiniz ve artık kaybettiğinizi hazmedip, sindirmeniz gerekiyor…

Bu saatten sonra yarışa girip kazanmanız hiçbir şekilde mümkün değildir. 

Olmaz ama olurda bir şekilde Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığını tekrar kazansanız bile sonuç değişmeyecek gireceğiniz her yeni seçimi de kaybedeceksiniz. Üç beş kişinin aklına uyup Eski Genel Başkan olduğunuzu unutarak sanki bir eş başkanmış gibi politika yapmaya devam etmek ne size ve ne de Cumhuriyet Halk Partisine bir yarar sağlayacaktır.

Demedi demeyin: Böyle devam ederseniz sadece Cumhurbaşkanlığı seçimi ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığını kaybetmekle kalmaz, üstüne birde tüm saygınlık ve itibarınızı da kaybedersiniz. 

Bunu size çok uzun süre destek vermiş bir dostun uyarısı olarak kabul edin ve sakın alınıp, kişiselleştirmeyin.

Netice de benim için önemli olan Türk Milleti’nin geleceği ve gönencidir kişiler, ya da kurumlar bu noktada amaç değil sadece bir araçtır.

Bu arada unutmadan şunu da söyleyeyim benim gördüğüm Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş saray desiselerine kanmayacak kadar akıllı çekirdekten yetişmiş siyasetçilerdir, egolarına yenilip birbirlerine düşmez ve kazanmaları son derecede muhtemel olan bir seçimi kaybedecek bir işe de girişmezler.