KAZANACAK ADAY TARTIŞMASI BİTTİ

Son yaşanan gelişmeler de dikkate alındığında kazanacak aday tartışması artık bitmiştir! Bu saatten sonra asıl ihtiyacımız...

Son yaşanan gelişmeler de dikkate alındığında kazanacak aday tartışması artık bitmiştir!

Bu saatten sonra asıl ihtiyacımız kazanacak bir aday aramak değil, kazandıktan sonra ülkeyi yeniden ayağa kaldırmayı başaracak bir aday bulmaktır.

Bütün bu yaşananlardan sonra Türkiye’nin üzerindeki bu ağır yükü kaldıracak, yaralarımızı saracak, acılarımızı dindirmeyi başarabilecek birini arıyoruz.

***

Bu önemli misyonu Millet İttifakının adayının yükleneceği de artık muhakkaktır!

İşte tam da bu yüzden asıl ihtiyaç Millet İttifakını bir arada tutmayı başarabilecek, eşgüdümü sağlayabilecek, adil, ahlaklı, devleti bilen, sağduyulu ve egosuna hükmedebilen birinin bu misyona liderlik etmesi gerekmektedir.

Çatışmacı ve kamplaşmayı körükleyerek iktidarda kalmayı beceren bir politikacının ancak inanç ve siyasi parti ayrımı gözetilmeksizin bütün Türkiye’nin birlik halinde mücadele etmesiyle kazanılabilecek böyle bir mücadeleye liderlik etmesi ise mutlak bir başarısızlık doğuracaktır.

Bu tip politikacıların iktidarında şu anda dizlerinin üzerine çökmüş bulunan Türkiye’yi ayağa kaldırmak istiyorsak kutuplaştırıcı, kamplaştırıcı, ötekileştirici siyaset güden, halkı azarlamaktan ve hatta halka hakaret etmekten bile çekinmeyen hadsiz politikacılara artık sandıkta kırmızı kart göstermemiz gerekmektedir.

Sırrı Süreyya Önder’in kazanacak aday konusunda “O kendi iç tartışmaları, çirkin olur özensiz olur ama olgusal düzeyde bir laf edebilirim. Kazanacak aday bir siyasi liderin edeceği en son laf olmalı. İddianız ‘Biz şu adayda mutabık kalırız bu ilkeler ışığında ve onu kazandırırız’ olmalı. Kazanacak aday dediniz mi seçmenin eşiğine gidecek yüz olmaz. Üniversiteyi bitiremedim ama Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde 2 yıl okudum. Siyaseten en son sarf edilecek laftır.” Sözleri de bu gerçeği ortaya koymaktadır.

Gelelim ülkedeki siyasi duruma ve seçim öngörülerine:

Bakınız işin açığı Recep Bey’in saçma sapan, akla ve bilime uymayan “faiz sebep enflasyon sonuçtur” iddiasıyla giriştiği deney ve ekonomiyi içine düşürdüğü büyük kriz zaten Cumhur İttifakının 2023 seçimlerini kazanma şansını çok ama çok azaltmıştı.

Birde Sinan Ateş cinayetinde Bahçeli, MHP ve Ülkü Ocaklarının takındığı tutum ittifakın bu kanadını da tarumar etmiş, ülkücüler öfke ve utançtan bir alamet-i farika haline gelmiş olan bıyıklarını bile keser hale gelmişti. Bu durumun sandığa yansıyacağı ve MHP’nin çok ciddi bir baraj problemi yaşayacağı açıktır.

Memlekette ahval bu vaziyetteyken üstüne birde çok büyük bir deprem faciası geldi.

İktidarın depreme hazırlık mahiyetinde hiçbir şey yapmadığı gerçeği kabak gibi ortaya çıktı. Dahası deprem sonrası müdahale de son derecede yetersiz ve başarısız oldu ve birçok skandal patladı.

Bakınız Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde bulunan 11 ilimizi etkileyen depremler sadece insanların değil devletin ve Cumhur İttifakının da enkaz altında kalmasına yol açmıştır.

Deprem bir doğa olayıdır, gerekli hazırlık yapılmazsa bu doğa olayı bir afete dönüşür. AKP’nin liyakatsiz kadrolarının bu depreme hazırlık yapmada ve deprem sonrası müdahalede gösterdiği beceriksizlik ve partizan tutum ise bu faciaya birde rezalet boyutu eklemiştir.

Bu noktada 2023 seçimlerinde Cumhur İttifakı devam ederse kimi aday çıkarırsa çıkarsın Millet İttifakı adayının karşısında kazanma şansı kalmamıştır.

Halkımızın bunca ihmal, beceriksizlik ve rezaleti sandıkta ödüllendirerek iktidarda kalmalarına ruhsat verme olasılığı yok denecek mertebededir.

Ayrıca Cumhur İttifakının lideri olan Recep Bey’in bu seçimde aday olması anayasamızın amir hükmü uyarınca asla mümkün değildir. Cumhur İttifakının kendisine acilen başka bir aday bulması gerekmektedir.

Eğer Yüksek Seçim Kurulu Recep Bey’in adaylığını kabul ederse anayasal suç işlemiş olur. Bu durumda Recep Bey ısrar eder ve aday olursa adaylığı gayrimeşru olur, kendisini gayrimeşru aday durumuna düşürür!

Çok zayıf bir olasılık ama seçilse bile o koltukta anayasaya aykırı olarak seçilmiş biri muamelesi görür, meşruiyeti kimse tarafından kabul edilmez…

Bütün bu koşullar dikkate alınırsa “kazanacak aday” söyleminin içi tamamen boşalmıştır…