KAYPAK ZEMİNDE SİYASET

Türkiye artık “kaypak zeminde siyasete” odaklandı.

Herkes kendisini milletvekili yapacak olan parti başkanın etrafında pervane olduğu bir cicim ayı yaşıyor.

Nasıl olurda parti başkanı ve etrafındakilerin gözüne girip bir dört yıl daha milletvekilliğini kaparım sevdasındalar. 

Bu “milletvekilliğini kap-kaç sevdasında” olanlar “dobra dobra bir siyasetin dışında her yol mubahtır” mantığı ile hareket ediyorlar.

Eylem ve söylemler “kararsız seçmenleri kendi saflarına çekmeye” yönelik olacaktır. Aynen Anayasa referandumu öncesinde de böyle olmuştu.

O zaman AKP’liler ne diyordu?

“Darbeler sorgulanacak, darbeciler yargılanacak” sözleriyle 27 Mayıs 1960 Ulusal Devrimini de kapsayan bir döneme kadar inilmişti.

Şimdi “darbe ve darbeciler” unutuldu.

Bunun yerini ne aldı?

“İçki yasakları, ucube heykel tartışmaları, 19 Mayıs törenlerinin gereksizliği konuşmaları, Osmanlı padişahlarına laf söyletmemeler, askere kelle demeler” ve benzeri konuların üzerine sünger çekiliyor. Onlar hemen dinin,  soyun, aile değerlerinin koruyucusu olma pozisyonuna yatıyorlar. 

Eğer tartışmalarda yanlış zemin üzerinde duruluyorsa gerçekler göz ardı ettirilmek isteniyor demektir.

Bu öyle acıklı bir tablo ki; kaypak zemin siyasetçileri amaçlarına ulaşmak için topluma duymak istediklerini söyledi mi iş tamamdır.

Halkın doğru haber alma özgürlüğünün önüne set çeken yandaş medya varken, TV programlarında halka Wikileaks’i sorarsanız; Tunus’ta hükümeti düşüren “yasemin devrimini” kaç kişi bilebilir. Bizim yurttaşımız Wikileaks belgeleri için bizde “soğuk algınlığında göğse sürülen Wicks” diyen de çıkar. Cumhurbaşkanını kim olduğu sorusuna; “Tayyip Erdoğan” cevabını veren de çıkar.

Bu evrende yaşanan çok önemli olaylara bu kadar duyarsız insanlarımızın çoğunlukta olduğu bir ortamda RTE’nin gibi “çoğalın, çoğalın en az 3 çocuk yapın” çağrısında bulunan siyasetçilere inanmasınlar da kime inansınlar!

Kaypak siyaset zemininde sizi destekleyen 5 TV kanalı ve 3-5 gazete olsun yüreği temiz yurttaşları “istediğiniz her şeye” inandırırsınız.

İşte iktidar partisi AKP, 2011’in Haziran ayı için yapılan seçime, Anayasa referandumunda olduğu gibi böyle sınırsız bir avantajla girmişti. 

Devlet TV’si TRT; parti kanalı gibi yayın yapıyor.

Özel kanalların büyük çoğunluğu AKP’ye sınırsız ve katıksız destek veriyor.

Geriye kalanlar diğer medya ise kesilen ilan ve reklam korkusu içinde kendi sansürünü kendisi uygulamaya koyuyor. Kaypak zemin siyasetinde nelerin üzeri kapatılmadı ki? Türkiye’de imzasız ihbar mektuplarındaki “yıllardır teki kanıtlanamayan” iddialarla ilerici, demokrat aydın insanların yaşamı karartıldı.

Kaypak zemin siyasetinde Türkiye’de, “büyükelçi imzaları da, ABD’nin “büyükelçilerimiz görevini” yaptı diyerek bu belgelerin arkasında durması da” önemsiz sayıldı ve “yalan, iftira” denerek olay kapatıldı.

Demek oluyor ki; “kaypak zemin siyasetçileri” halkın belleğinin unutkan olduğunu biliyor. Bundan da faydalanıyorlar. İşin püf noktası budur.