Kalabalık kitleleri etkileyen böyle afetlerde ilk aşamada bilançoyu çıkarmak, kim öldü kim kaldı belirlemek elbette ki çok zordur.
Büyük bir afette kim öldü, kim yaralandı, kim sağ salim kurtuldu kolay kolay belirlenemez ve işte tam da bu yüzden önce ağırlıklı olarak resmi kayıtlar ile yakınların ve tanıdıkların beyanlara dayalı olarak bir kayıp listesi hazırlanır ve sonra bu listeden sağ, ölü ya da yaralı olarak bulunanlar düşülür.
Yetkililer de açıklamaları daima şu kadar kayıp, şu kadar ölü ve şu kadar yaralı diye yapar.
Oysa son yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerde ölü ve yaralı sayısı açıklandı ve lakin kayıp sayısı açıklanmıyor.
Depremin üzerinden bir ay kadar bir zaman geçti bu zaman zarfında tüm enkazların kaldırılıp, enkaz altında kalan sağ ve ölü tüm insanımıza erişilebildiğine inanmak ise elbette mümkün değildir.
Buradan AFAD’a soruyorum depremden bir ay kadar sonra ölüsü dirisi hala bulunamayan kayıp kaç insanımız var?
Bu kayıp sayısını tutuyorsanız neden açıklamıyorsunuz?
Kayıp sayısını tutmuyorsanız neden tutmuyorsunuz ya da bir kayıt bile tutamayacak kadar beceriksiz misiniz?
AFAD yani T.C. İçişleri Bakanlığı afet ve acil durum yönetimi başkanlığı doğal olarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun idaresinde bu konuya Süleyman Soylu’nun derhal bir açıklama getirmesi gerekmektedir.
Elbette İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklama getirmesi gereken tek husus bu da değil, hepimiz gördük, izledik özellikle kritik ilk 72 saatte arama kurtarma operasyonları çok yetersiz ve tam anlamıyla kaotikti, ortaya korkunç kötü bir yönetim kondu.
Özellikle askerin sahaya inerek arama kurtarma çalışmalarına katılması, güvenliği sağlaması ve yardımları koordine etmesi gerekirdi bu olmadı.
Hatırlayın depremden sonra Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, depremden etkilenen bölgelerde arama kurtarma çalışmalarına komando taburları dâhil toplam 3 bin 500 personelin katıldığını belirtmişti. Açıkça söylemek gerekirse bu sayı devede kulak kabilinden sadece göstermelik sayıda askerin sahaya çıktığını gösterir!
Oysa deprem sonrası arama kurtarma çalışmalarının belkemiği daima asker olmalıdır!
Olmalıdır çünkü bir ülkede böyle bir müdahaleyi yapabilecek en organize yapı ve tek hazır kuvvet askerdir!
Buradan iktidara soruyorum asker sahaya niye erkenden ve tüm gücü ile sahaya inmedi de böyle göstermelik bir kuvvetle arama kurtarma çalışmalarına katıldı?
Tamam, daha sonra özellikle de “asker nerede?” çığlıkları ve yağma olaylarına dair söylentiler zirve yapınca asker bir miktar sahada görüldü ama artık çok geçti, zaten ölen ölmüş kalan kalmış o kritik 72 saat kaybedilmişti.
Arıca buradan soruyorum!
Özellikle de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a, il valilerine, kaymakamlara, belediye başkanlarına soruyorum; arkadaş DEPREM TOPLANMA ALANLARI NEREDE?
Bakın deprem sonrası canını kurtaran insanlar sığınacak bir yer bulamadı, enkaz başlarında ateş yakıp yağmurda ıslanarak, soğuktan titreyerek, aç biilaç bekleşip durdular değil mi?
Oysa eğer deprem toplanma alanları gereğince hazır olsaydı insanlar oralarda toplanır, acil ihtiyaçlarını orada karşılar, en azından başlarını sokacak birer çadır, içecek su, girecek bir tuvalet bulabilirlerdi.
Çünkü deprem toplanma alanı dediğiniz yerler öyle boş bırakılmış, açıklık alanlar değildir! Buralarda bir deprem sonrası insanların acil ihtiyaçlarını karşılayabilecek her şeyin bulunması gerekir.
Ama hepimiz biliyoruz gözünü para bürümüş müteahhitler boş alanları “aman ne lazım yahu” diye betona boğmaya oradan rant devşirmeye bayılır.
Siz deprem toplanma alanlarına AVM’ler ya da lüks rezidanslar dikerseniz depremden sonra insanları yağmur altında bekleştirirsiniz…