Âşık Ali Gürbüz; Ozan evet sade, yalın, duru, doğru ne derseniz yakışan bir ozan. Altmışlı, yetmişli yıllarda Şah diyenin dilinin kesildiği, Mahzunilerin, İhsanilerin, Zamanilerin, Şah Turnaların ve daha pek çok şairin, ozanın, yazarın düşünürün düşüncelerinden dolayı bedel ödediği, ödettirildiği dönemin ozanıdır. Eğrisiyle doğrusuyla, “Eğriye Eğri Doğruya Doğru” kalemiyle, dizeleriyle cevap vermenin dil ustasıydı.
Uzun boylu sohbetlerimiz olmasa da ayaküstü konuştuklarımız olmuştu. Dilinden insanlık için iyi öğüt, yüzünden insanı içine çeken gülüşü eksik olmayan bir ozandı.
Yaşarken geriye bırakacağınız tek varlık eserlerinizdir. Maddi varlıklar gün gelir el değiştirir tükenir, yok olur.
Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan, Nesimi, Kazak Abdal, Kul Himmet gibi manevi varlıklarınız yani itibarınız ve eserleriniz kuşaktan kuşağa dilden dile nice yüz yıllara ulaşır. Elbette sizin ardınızdan eserlerinize değer verip, derleyip toparlayıp topluma ulaştıracak bir mirasçınız varsa. Bu bazen halk olur, bazen de birinci derece yakınlarınız. Her kim olursa olsun değerleriniz bir şekilde yarınlara ulaşır.
Âşık Ali Gürbüz, öyle bir evlat yetiştirmiş ki mirasına sonuna kadar sahip çıkan, topluma ulaşması için var gücüyle çaba harcayan Ahmet Hüseyin Gürbüz…
Hüseyin dostumla tanışmamız kırk yıldan çok daha fazladır. Bu kadar uzun dostluğumuzun nedeni biraz da aynı düşüncede olmamız, olaylara aynı pencereden bakmamızdır sanırım.
Her dönem gerek sınıf mücadelesini gerekse yaşama tutunma mücadelesini onur duyarak izledim, olabildiğince de yanında olmaya çalıştım.
Herkese Âşık Ali Gürbüz gibi bir baba, Ahmet Hüseyin Gürbüz gibi bir evlat olma dileğimle yazımı Âşık Ali Gürbüz’ün dizeleriyle bitirmek istiyorum.
KARA YÜZLÜLERE AK MI DİYEYİM
Ey koltuk hastası muhterem beyler
Yurdumuzda fakir yok mu diyeyim
Ayran ekmek bulamazken çok köyler
Kırk milyonun karnı tok mu diyeyim
Soğukkuyu lastik giyemeyen var
Derdini kimseye diyemeyen var
Yılda bir kilo et yiyemeyen var
Kasapta pirzola çok mu diyeyim
Gelip bize çatıyorlar dururken
Selam sabah vermiyorlar yürürken
Kötü düzen yavrumuzu vururken
Bize yapılanlar hak mı diyeyim
Bir olmaz insanın iki yakası
Çalışalım deriz yok iş sahası
Neye el uzatsan ateş pahası
Zengin yerken yoksul bak mı diyeyim
Gürbüz der ki kölesiyim vatanın
Her taşında hakkı vardır Ata’mın
Haktan korkmazsanız kuldan utanın
Kara yüzlülere ak mı diyeyim