“KANDAN KINA YAKAN VAR MI”

2 Temmuz 1993’ten bu yana tam 29 yıl geçti ve hala Sivas katliamı davası sonuçlanmadı, sonuçlandırılmadı!...

2 Temmuz 1993’ten bu yana tam 29 yıl geçti ve hala Sivas katliamı davası sonuçlanmadı, sonuçlandırılmadı! Buna benzer birçok dava da sonuçlandırılmadı yıllardır. Gezi, Metin Lokumcu davası gibi pek çok dava…

Benim burada sözünü edeceğim elbette davalar, sonuçlanmama nedenleri, sonuçlananların içerikleri değil. Herkesin bildiği gibi en yüce mahkeme insanın kendi vicdanının verdiği karardır. Sivas katliamıyla ilgili bazı insanların hala ağızlarının salyalarını silmediklerini ve aynı coşkuyla! Katliamı onayladıklarını görüyor ve okuyoruz. İnsan olmak, akıl vicdan ve ahlak gerektirir maalesef bu tür iki ayaklı iki elli ve görünen uzuvları insana benzeyenlerin insanlıklarından şüphe etmek gerek.

İnsanlar yaptıklarıyla yüzleşmedikçe, hatalarını kabul etmedikçe ve korkularını yenmedikçe ne insan olabilirler ne de insan toplumlarını oluşturabilirler, “sürü” psikolojisi ile davranan birey olmaktan öte geçemezler.

Sözüm elbette sadece katliamı yapanlarla sınırlı değil. İnsan, doğa, hayvan katliamlar karşısında insan kimliğinden sıyrılıp, dilini bir yerlerine saklayarak, aş, iş vb. gerekçelerle “arazi olan” “bana değmeyen yılan bin yaşasın” davranışı içinde olanlara da. Bizler yirmi dokuz yıl geçmesine rağmen hala kabuk bağlamayan yaralarımıza tuz basarak iyileştirmeye çalışırken, karşımızda sırtlanlar gibi salyalarını akıtarak sırıtanlara, onlarla herhangi bir nedenle omuz omuza olanlara, sessiz kalanlara, toplumsal tepkilerde sıcak odalarına çekilenlere de bir çift sözüm var. Şu iyi bilinmelidir ki, düşmanın karşısında durmuyorsan düşmandan yanasın ve onun ekmeğine yağ sürüyorsun demektir. Dünyanın her yerinde yüz yıllardır süren güçlünün zayıfı ezdiği, zalimin zulmü bir gün mutlaka son bulacak.

Hasan Hüseyin Korkmazgil’in dediği gibi “Vurma dedim vurulursun/Kandan kına yakan var mı/Kandan kına bre yezit/Yakınıp da onan var mı/Sen yarını ne sanırsın/Yarın vuran bre yezit/Bu dünyada barınır mı/Nasıl kıydın şu sabaha/Ürkmedi mi ellerin/Ellerin bre yezit/Ekmekten korkmadı mı/Nasıl kıydın şu insana/Kolların bre yezit/Kırılıp sarkmadı mı”

(ŞENLİK KATILIMCILARI : Muhlis Akarsu – 45 yaşında, sanatçı/Muhibe Akarsu – 44 yaşında, Muhlis Akarsu’nun eşi/Gülender Akça – 25 yaşında/Metin Altıok – 53 yaşında, şair, yazar, felsefeci/Mehmet Atay – 25 yaşında, gazeteci, fotoğraf sanatçısı/Sehergül Ateş – 29 yaşında/Behçet Sefa Aysan – 44 yaşında, şair/Erdal Ayrancı – 35 yaşında/Asım Bezirci – 66 yaşında, araştırmacı, yazar/Belkıs Çakır – 18 yaşında/Serpil Canik – 19 yaşında/Muammer Çiçek – 26 yaşında, aktör/Nesimi Çimen – 62 yaşında, şair, sanatçı/Carina Cuanna Thuijs – 23 yaşında, Hollandalı akademisyen/Serkan Doğan – 19 yaşında/Hasret Gültekin – 22 yaşında şair, sanatçı/Murat Gündüz – 22 yaşında/Gülsüm Karababa – 22 yaşında/Uğur Kaynar – 37 yaşında, şair/Asaf Koçak – 35 yaşında, karikatürist/Koray Kaya – 12 yaşında/Menekşe Kaya – 15 yaşında/Handan/Metin – 20 yaşında/Sait Metin – 23 yaşında/Huriye Özkan – 22 yaşında/Yeşim Özkan – 20 yaşında/Ahmet Özyurt – 21 yaşında/Nurcan Şahin – 18 yaşında/Özlem Şahin – 17 yaşında/Asuman/Sivri – 16 yaşında/Yasemin Sivri – 19 yaşında/Edibe Sulari – 40 yaşında, sanatçı/İnci Türk – 22 yaşında, Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi öğrencisi OTEL ÇALIŞANLARI : Ahmet Öztürk – 21 yaşında/Kenan Yılmaz – 21 yaşında

SALDIRGANLAR : Ahmet Alan/Hakan Türkgil) “Yaşamını yitirenler alıntı”. Şenlik katılımcılarının anıları yolumuza ışık olacak. Otel çalışanlarını rahmetle anıyor, organize edenleri ve saldırganları bir kez daha lanetliyorum. Hiçbir canlıya kıyılmadığı bir dünya umudum ve dileğimle… Sivas katliamına dair bir şiirimle yazıma son vermek istiyorum.

SİVAS/OTUZ ÜÇ CAN

Gün gelir ki Sivas sen de yanarsın

Ilgıt ılgıt can evinden kanarsın

Yobaz masumlarda gücün sınarsın

Kerbela’dan beri yandık yanarız

Aynı yerden otuz üç kez kanarız

Otuz üç kurşunuz Özalp’te Van’da

Nesimi yüzüldü acısı canda

Kandil deryasıyız sonsuz ummanda

Yol’umuzda asırlardır yanarız

Aynı yerden otuz üç kez kanarız

Suç sizde değildir bozuk soyunuz

Sanmayın ki sizin gibi koyunuz

Perde de türküyüz hem de oyunuz

Kırklar meydanında semah döneriz

Aynı yerden otuz üç kez kanarız

Bin kez küfrederim yakışır sana

Yüzün kara yürü ulu divana

Kadındır seni de doğuran ana

Hikmet olur aşkla sevgi sunarız

Aynı yerden otuz üç kez kanarız