Gençlik, kimlik arayışının en yoğun yaşandığı dönemdir.
Bu süreçte pek çok genç çevresine uyum sağlamak ve ‘’bizden biri’’ olarak kabul görmek ister.
Ancak bazen bu istek, kişisel düşünceleri bastırarak kalabalığın düşünce ve davranışlarına kapılmaya neden olabilir.
Bir maçta herkes tezahürat yaparken sen de kendini kaptırmış buluyorsan ya da sosyal medyada dolaşan bir akıma katılmak için aslında istemediğin bir şeyi paylaşıyorsan işte bu tam olarak grup etkisinin devrede olduğu anlardandır.
Çünkü bir grubun içinde olduğunuzda birey olarak verilen kararlar değişebilir, bazen fark etmeden bazen de sırf dışlanmamak için.
Grup psikolojisi, bireyin kalabalık içinde kendine ait düşüncelerini arka plana atarak grubun ortak tepkilerine uyum sağlaması durumudur.
Bu da zaman zaman istenilmeyen davranışların sergilenmesine yol açabilir.
Örneğin okulda bir arkadaşına haksızlık yapıldığında sessiz kalmak ya da bir şeyleri onaylamadığın halde destekliyormuş gibi görünmek bu psikolojik etkinin örneklerindendir.
Ama bu kadar değil. Bu döngüden çıkmak mümkün. Peki nasıl?
* Öncelikle kendi davranışlarını ve seçimlerini dürüstçe sorgula. Bir şey yaptığında kendine şu soruyu sor: ‘’Bu gerçekten benim tercihim mi, yoksa sadece çevremdekilere uymaya mı çalışıyorum?’’
* Kendi fikirlerini oluşturmak zaman alabilir ama bu süreç seni güçlü kılacaktır. Her düşünceye hemen katılmak yerine, kısa bir duraksama bile seni farklı bir yola yönlendirebilir.
* Herkesin aynı şeyi yaptığı ortamlarda farklı düşünebilmek cesaret ister. Ama bu cesaret, seni gerçekten sen yapan şeydir.
Kalabalığın bir parçası olmak insanı güvende hissettirebilir.
Ancak kendi benliğini koruyarak bir grubun içinde yer almak hem sağlıklı ilişkileri kurmayı sağlar hem de ileride pişmanlık duyacağın davranışlardan seni korur.
Unutma, önemli olan sesini kaybetmeden o kalabalığın içinde yürüyebilmektir.