İYİ PARTİ DEM EL ELE

Memlekette gerçekten de anlaşılması son derecede zor ve kafa karıştırıcı tuhaf işler oluyor, en son olay da İsveç’in NATO’ya üyeliği ile ilgili İYİ Parti ve DEM’in aynı safta yer alması ve İsveç’in NATO’ya üyeliğine hayır demesi oldu. 

Şimdi bir düşünelim:

-DEM iddia edildiği gibi PKK terör örgütünün siyasi uzantısı, meclisteki temsilcisiyse…
İ-sveç iddia edildiği gibi PKK terör örgütü ve uzantılarına destek verip himaye ediyorsa…
-Amerika Birleşik Devletleri iddia edildiği gibi PKK terör örgütü ve uzantılarını koruyup kolluyorsa…
-PKK terör örgütü böyle bir durumda hamilerinin ya da destekçilerinin şiddetle istediği bu üyeliğe karşı tavır alır ya da DEM in tavır almasına izin verir mi?
-Hem İsveç’in ve hem de Amerika Birleşik Devletleri’nin İsveç’in NATO üyeliğini şiddetle arzuladığı bilinirken PKK güdümünde olduğu iddia edilen DEM neden ve nasıl hayır oyu kullandı

Şimdi yukarıda saydığım iddialardan hepsinin aynı anda doğru olmasının mümkün olmadığı ortadadır pekâlâ ortaya çıkan bu durumu nasıl yorumlayacağız?

Kim kiminle ne için el ele yürüyor, bu noktada sizin de kafanız karışmadı anlamakta zorlanmadınız mı?

İşin diğer bir tuhaf yanı ise İYİ Parti’nin İsveç’in NATO üyeliğine hayır demesi, bu noktada DEM ile birlikte hareket etmesi oldu. 

Malum bu cenahtan DEM’in CHP adaylarını desteklemesine yönelik son derecede eleştirel itham ve yorumlar gelmekteydi peki şimdi İYİ Parti DEM ile birlikte tavır almasını nasıl izah edecek? 

İYİ Parti hangi gerekçe ile hayır oyu verdi?

Gelelim işin doğruluğuna eğriliğine:

NATO özgür dünyanın diktatörlüklerin yarattığı tehditlere karşı kurduğu bir savunma ittifakıdır. 

Dedemin sıkça kullandığı, II. Mahmut ve I. Abdülmecit devirlerinde hekimbaşı olarak görev yapmış olan Hekîm  ve Şair Abdülhak Molla'nın yaklaşık iki asır önce dile getirmiş olduğu "Bu mesel ile bulur cümle düvel fevz-ü felâh; Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-ü salâh." Sözleri son derecede önemli bir gerçeğin açıkça ifadesidir.

Bu gün ise özgür dünyaya yönelik en büyük tehdit Hitler’e özenen ve emperyalist hayaller kuran faşist diktatör Putin ve onun saldırgan politikalarıdır. Putin’in Ukrayna’ya yönelik yaptığı barbarca saldırı tehlikenin büyüklüğünü ve yakınlığını açıkça gözler önüne sermektedir.

Eskilerin “Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir; tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.” Sözünü hiç akıldan çıkarmamak ve 2. Dünya savaşı öncesinde yaşananlardan ders almak gerekir. Hitler de zamanında durdurulabilseydi çok büyük bir olasılıkla 50 – 60 milyon insanın öldüğü, kentlerin yanıp yıkıldığı 2. Dünya savaşı faciası yaşanmayacaktı. Hitler’in saldırganlığı karşısında tereddütlü davranmak, uzlaşı aramak onun güçlenmesi için fırsat yarattı ve iş geldi koskoca bir kıtanın yanıp yakıldığı çok büyük bir faciaya dönüştü.

Bu gün için ise en önemli sorunumuz benzer karakterde olan, benzer hayaller kuran Putin’in durdurulmasıdır 

Özellikle milliyetçiyim, Türk yurtlarının özgürlüğü ve güvenliği benim için önemlidir diyenler için bu son derecede hayati bir konudur.

Emin olun Putin bu gün durdurulamazsa yakın gelecekte bütün Türk Devletleri topun ağzında olacak, bağımsızlık ve özgürlüklerini kaybetmeleri an meselesi haline gelecektir. 

Kendini milliyetçi olarak takdim eden İYİ Parti’nin bu gerçeği fark etmeden Putin’in saldırganlığını caydırabilmek için çok önemli bir ittifak ve belki de tek seçenek olan NATO ve NATO’nun genişlemesi ile ilgili bu kararda DEM ile birlikte hayır oyu kullanması son derecede tuhaf bir tavır olmamış mıdır?