Gün geçmiyor ki, ülke gündemi bir anda değişmesin, yaşanan acılar unutulup, kişisel kaygı ve kavgalar bir anda ortalığa dökülmesin.
Depremi ve verdiği acıyı iliklerine kadar hisseden ülkemizde şimdiki gündem elbette ki; yitirilen canlar, yıkılan umutlar, tabiri caizse hayalet şehre dönen şehirler değil! Çünkü, ülkemizin en önemli konusu siyaset. Öyle ki, siyaset olmasa insanımız konuşacak bir şey bulamayacak memlekette. Şimdi yine döndük dolaştık, geldik siyasete.
Düne kadar kurulan masayı konuşurken, bugün de dağılan masayı konuşuyoruz. İYİ Parti lideri Sayın Meral Akşener; kimine göre haklı, kimine göre haksız, kimine göre ise üslupsuz bir şekilde aylardır emek verdikleri, çalışma yürüttükleri, ülkeye umut aşıladığı söylenen, ülkenin geleceğini inşa edecek iradeyi göstereceğini beyan eden 6’lı masadan kalktı.
Ben bu duruma hiç şaşırmadım. Çünkü, İYİ Parti bu masanın seçim ittifakı için değil, parlamenter sisteme geçiş için kurulduğunu defalarca söyledi. Özellikle, İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz katıldığı programlarda bunu çok net ifade etmiş; “Altılı masa olarak tanımladığınız masanın bir tane kuruluş amaç ve tanımı var. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem. Seçim kararı alındıktan sonra, altılı masadaki altı parti seçimden sonra, seçim kararı ile birlikte, altı parti ittifak olabilir. İçlerinde birkaç tanesinde ittifak olabilir seçim kararı verildiğinde” demişti.
Bugüne baktığımızda ise, masayı devirdiği söylenen bir İYİ Parti var. Akşener’in açıklamalarına bakacak olursak; Cumhurbaşkanı adayı olarak Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığının dayatıldığı bir durum söz konusu. Kaldı ki, Akşener’in Gazeteci Candaş Tolga Işık’a verdiği bilgiler de oldukça dikkat çekici. Masada yaşananları Candaş Tolga Işık’a anlatan Meral Akşener, kendisi haricinde masadaki diğer parti liderlerinin Kemal Bey’in Cumhurbaşkanı adayı gösterileceğini ve bununla ilgili de görüşmeler gerçekleştirildiğini, ancak kendisiyle bir fikir alışverişinde bulunulmadığını söylüyor.
Akşener’in şu açıklamalarına bakılırsa zaten masa çoktan dağılmış ya da dağıtılmış ama kimse bunu üstüne almak istememiş, Akşener’e bırakmış gibi görünüyor. En azından Akşener’in açıklamalarından ben böyle okuyorum durumu.
Gelelim CHP kanadına. İYİ Parti’nin masadan o veya bu şekilde kalmasından sonra Kemal Bey bir açıklama yaptı ve bu açıklama kucaklayıcı, sakinleştirici bir açıklama olması itibariyle çoğu kesim tarafından çok beğenildi ve takdirle karşılandı. Ancak Kemal Bey hiç vakit kaybetmeden masa dışındaki partilerle de görüştü. E ne var bunda diyebilirsiniz? Şöyle ki, madem bu partilerle görüşülmesi gayet normaldi neden İYİ Parti’nin kalması beklendi? Madem herkese kucak açılıyordu Bağımsız Türkiye Partisi neden masa dışında kaldı? BTP’nin masa dışı kalmasının nedeni, önerenin Akşener olması mıydı?
Bu gibi sorular çoğaltılabilir. Hatta buna ek olarak bir de HDP konusunu iliştirebilirim. HDP ile görüşülebilir mi, görüşülmeli mi, kesinlikle masada olmalı mı, hatta masada ama söylenmiyor gibi birçok spekülatif söylemler oldu. HDP’de bu söylemlere hep sıcak baktı ve açıkça söylesinler, çekinmesinler diyerek masayı işaret etti. Şimdi geldiğimiz noktada masadan kalkan, ülkücü-milliyetçi camiayı temsil eden bir İYİ Parti sonrası görüşülen sol partiler ve CHP kanadından HDP ile görüşülmeli diye çıkan sesler var.
Bunları bir araya getirip baktığımızda İYİ Parti’nin masada olmaması için sanki her şey yapılmış. Peki neden? Neden İYİ Parti bunca emek verdiği halde masadan kalktı ya da kalkmasına zemin hazırlandı? Neden İYİ Parti ya da Akşener, bir anda geri plana alındı? Bunun nedeni, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na sahip çıkması mıydı? Yoksa Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı aday olarak görmek istemesi mi?
Şimdi bu kısma bakalım. İmamoğlu davasında CHP lideri neredeydi? Yurtdışında. Peki, İmamoğlu’nu seçim sürecinde destekleyen Akşener neredeydi? Hemen yanında. Doğruydu ya da yanlıştı diye tartışıldı günlerce ben oraya girmeyeceğim ama Türkiye’yi yönetme idealiyle yola çıkmış bir liderden böyle bir hamle beklenir miydi, bence kesinlikle! Çünkü beyin boşluk kabul etmez, bir şekilde doldurur. O doldurmayı o anda Akşener yaptı, kimseye bırakmadı. Peki Akşener tek miydi? Hayır. Bugün Türkiye’de siyaset yapan en genç isim BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş’ta oradaydı. Hem de masaya alınmadığı halde!
Çektirilen fotoğraflar, gülümsemeler, sarılmalar, verilen yanındayız mesajları günlerce konuşuldu. Arkasından CHP ve İYİ Parti kurmayları arasında yaşananlar hepimizin malumu. O süreçte -en azından ben hatırlamıyorum varsa hatırlayan lütfen eksiğimi gidersin- neden birleştirici, bütünleştirici Kılıçdaroğlu çıkıp, evet masada beraber olduğumuz partilerimiz burada, ancak en erken gelen İYİ Parti Genel Başkanı Akşener bu yüzden teşekkür ediyorum demedi. Neden, böyle böyle ülkemizi aydınlığa çıkaracağız demedi? Neden, İmamoğlu için ısrarla İstanbul vurgusu yaptı? Neden o anda bile CB adaylığını düşündü?
Bu soruların cevapları belli değil mi? Akşener, İmamoğlu’nu aday göstermek istiyordu. Çünkü İYİ Parti’ye göre önemli olan kazanacak adaydı ve bu aday Kemal Bey değildi. İmamoğlu’nun aday gösterilmesi halinde ve siyasi yasak kararının onanmasıyla her şey bitebilirdi bu yüzden İmamoğlu’nun adaylığı rafa kalktı.
Sonra rota diğer en güçlü aday Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a döndü. Yavaş’ın adaylığının vatandaş tarafından da istenildiği biliniyor. Bu istek malumunuz Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ’da da var.
Ancak, bu talep CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu tarafından hep ve ısrarla göz ardı edildi. Kaldı ki, kendi aday gösterdiği, desteklediği bir ismin CB adayı olması ve seçilmesi bir lider için pek kolay olmasa gerek. Neyse.. Devam edelim.
Bütün bunlar oldu ve bitti. Masa çalışmalarına devam etti, aday Kılıçdaroğlu söylemleri her geçen gün arttı. Sonra İYİ Parti masadan kalktı. Bütün bunların yanı sıra, bir de İYİ Parti’nin çetelerden hesap sorulacağından rahatsız olduğu ve bunun için masadan kalktığını da söyleyenler oldu. Hatta bununla ilgili görüşmeler yapıldı diyenler dahi var. Bu iddialar için benim söyleyecek sözüm yok, çünkü bir bilgim yok. Ancak bırakın böyle bir şeyin gerçek olmasını, düşünülmesi bile amasız, fakatsız ihanettir!
Dün Ankara’da yaşanan baş döndüren görüşme trafiğinin ardından Akşener, Altılı Masa’ya tekrar döndü. Bulunan formül ile İmamoğlu ve Yavaş Cumhurbaşkanı yardımcısı olacak. Böylece ne şiş yanmış olacak ne de kebap…
Peki şimdi ne olacak?
İYİ Parti bu saatten sonra masada söyleyeceği söz tesirini yitirmiş oldu.
İYİ Parti bu saatten sonra işte şimdi söylenenleri yapmak durumunda kaldı.
İYİ Parti’nin bu saatten sonra, yaptığı bu çıkışın hiçbir anlamı da kalmadı.
Görüşmek üzere.
E-Mail: u.emrecinar@gmail.com
Twitter: @umutemrecinar