Soruyorum; beş yüz milyon dolarlık ultralüks bir makam uçağı yerine kaç yangın söndürme uçağı satın alınabilirdi?
Her yıl ormanlarımızda yangınlar çıkar siyasiler “ciğerlerimiz yandı” diye nutuk atar, gazeteler “ormanlarımız alev alev” manşeti ile çıkar, televizyonlar derhal naklen yayına bağlanır araya birkaç yanan ağaç ve hayvan görüntüsü de serpiştirilir sonrasında yangın sönünce haberlerde sönümlenir, kış gelip yangın mevsimi bitince konu unutulur gider.
Ertesi sene yeni yangınlarda aynı terane tekrarlanır durur…
Memlekette böyle bir yangın gerçeği varken işi gücü ormanlarımızı korumak olan kurumlar far görmüş tavşan misali donup kalmış, icraat yapamaz haldedirler.
İşin açığı bir anket yapılsa herhalde en başarısız bakan olarak Tarım ve Orman Bakanı Ekrem Pakdemirli’nin adı ön plana çıkacaktır. Çiftçinin, besicini hali ortada hiç tekrar etmeye gerek yok. Ormanlarımız ise ya yanıyor, ya madenlere kurban ediliyor ve yahut da ranta açılıyor…
Bu bakanlığın görev alanına giren ve başarılı bir iş ortaya konabilen tek bir kalem var mı?
Oysa yapılması gerekenler ortada, Türkiye ormanlarının yangın tehdidine çok açık olduğu bir ülke. Burada yapısal sorunları var mesela ağaçlandırmada yangına hassas, bol reçineli, kolay yanan, zor söndürülen ve yangını da yayan çam ağacı gibi türlerin seçilmesi yapısal bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Enerji nakil hatlarının ormanlardan geçmesi ve bu hatlardan özellikle rüzgarlı havalarda çıkan kıvılcımların yangına sebep olduğu da bir gerçek.
Anız yakma denilen geleneğin tarımsal yangınlara sebep olduğu ve bu yangınların sık sık ormanlara da sirayet ettiğini biliyoruz.
Milli eğlencemiz olan mangal partilerinin, buralarda yakılıp söndürülmeden terk edilen ateşlerin de zaman zaman orman yangınları çıkardığı ortada.
Ormanlara atılan cam kırıkları, izmarit ve benzeri nesnelerin yangınları tetiklediği de herkesin bildiği bir husus
Terörizmin hedefi olan bir ülkeyiz ve bu ülkede sık sık teröristlerin kundaklama faaliyetleri yaptığı da malum.
Tarım alanı kazanmak yahut da bina yapımı için çıkarılan kasıtlı yangınları duymayan kaldı mı bilmem.
Orman yangınlarına yıldırım düşmesi gibi doğal fenomenlerin yol açabileceği gerçeği de aklımızda elbette.
Bu saydığım nedenler verilere de yansımış durumda zaten, Orman Genel Müdürlüğünün verilerine göre yangınların başlıca sebebi insan olarak görülmektedir
Orman yangını istatistiklerine bakıldığında yangınların sadece yüzde 11’inin doğal sebeplerden çıktığı anlaşılıyor. Geriye kalan yüzde 89’u ise insan kaynaklı. Bunların da yüzde 31’i ihmal ve tedbirsizlik yüzünden meydana gelen yangınlar. Yangınların yüzde 5’i elektrik hatları vb. şekilde gelişen kazalar sonucu başlarken yüzde 6’sı ise kasıtlı olarak çıkarılmış bulunuyor. Sebebi kesin olarak belirlenemeyen yangınlar ise yüzde 47 olarak tespit edilmiş.
Bunları ben biliyorum da ormanlarımızı korumak ve yangınla mücadele etmeleri için maaş ödediğimiz görevli kişiler bilmiyor mu elbette onlarda biliyordur…
Peki bu yangınları önleyecek yapısal tedbirler neden alınmıyor?
Yangın çıktığı zaman en az zayiatla yangını söndürecek önlemler neden ihmal ediliyor?
Her sene yurt dışından kiralanacak yangın söndürme uçağı ihaleleri açılır, duyarız. Bu ihalelerden kimi sonuçlanır kimi sonuçlanmaz iş ortada kalır. Peki kimse neden bu uçakları kiralıyoruz da satın almıyoruz diye sormaz?
Niye bu ülkede yeterli miktarda yangın söndürme uçağı ve helikopteri bulunmaz?
Orman yangınları ile en etkili mücadelenin hava araçları ile yapıldığı ortadayken, biz hangi akılla bu işi taşere etmek, taşeronlara vermek, yabancılardan kiralamak yöntemlerini uyguluyoruz?
Dert tasarruf etmekse kaç para tasarruf edeceğiz? Yanan ormanlarımızın, ormanlarımızda yanan canların değerini kaç para olarak belirliyorsunuz?
Orman yangınları ile mücadelenin en önemli itibar kalemlerinden biri olduğunu ne zaman anlayacaksınız?
Var mı bu sorulara yanıt verebilecek bir babayiğit?