İSTANBUL DUKALIĞI… (3)

Açık konuşmak gerekirse, AKP iktidarı döneminde iktidara geldiği günden bu güne değin Türkiye’yi fiilen olmasa bile 3 başkente böldüler. Siz arpalıkla dukalığı sakın birbirine karıştırmayın!

Oy için… Sözde böldüler. Bu bölünmenin adı dukalıktı.

Bu dukalık artık Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetin Başkenti Ankara’yı başkent olmaktan çıkardı. 

Neydi onların öteki başkentleri?

“Kürdistan’ın ilan edildiği yer”…

Diyarbakır…

Adını “Amed” koydular.

O kafa sanıyordu ki Doğu ve Güneydoğu’da illerin, ilçelerin köy ve mezraların adı “Kürtçeye” dönüştürülürse, ülkeye “ileri demokrasi” gelecek…

Kürt yurttaşlarımızı kandırıp, RTE oylarını alacağını sanıyordu.

“Roman açılımı” yapılırsa Çingene yurttaşların oyu çantada keklik olacaktı.

“İmam-Hatip açılımı” uygulamaya konulursa, “Dindar gençlik yetiştirilir, AKP’nin arka bahçesi olur!” diye düşünüyorlardı.

RTE; Nasrettin Hoca gibi mayayı göle çaldı.

Türkiye’yi göl sanıyorlardı.

Maya tutmadı.

Gençlik ülke çapında o tarihte “Gezi direnişine” başladı.

RTE iktidarına karşı “Kurtuluş Mücadelesi” başladı.

Hukuku ve hakkı savunan 38 yıllık Yargıç Köksal Şengün’de 3 yıl boyunca CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Silivri Toplama Kampı” dediği Ergenekon Mahkemesi’nin başkanlığını yaptı. Görev süresi boyunca tutukluluklara itiraz etti.

Siyasallaşarak RTE ve ekibinin sözlerini hukuk sanan 2 yargıca söz dinletemedi. Hukuk adamı olarak tek kaldı. Silivri’de hukuk “guguk” oldu.

Sonunda 2011 'de Köksal Şengün’de intikam alındı.

Bu görevden alındı. Ne demişti Şengün? "Bunun yarını da var"…

O tarihte Gazeteci Can Dündar; 4 Ocak 2014 akşamı Artı TV’de “Canlı Gaste” programında Şengün ile konuşuyordu.

RTE iktidarının yaptıklarının 12 Eylül 1980 darbesinde bile olmadığına işaret eden yargıç Köksal Şengün: 

-Bana göre yapılan yargılamalarda bir yığın eksiklik var. Bazı şeyler şimdi gündeme getiriliyor. Bu kumpaslar, yanlış deliller, ilave notlar; o zaman yargılananlarca dile getirildi, ama onların sözleri hiç kale alınmadı, incelenmedi. 

Aleyhte deliller kadar lehte delillerin de toplanması gerekiyordu. Belli araştırmalar yapılmadan bir karar verildi. O gün ses çıkarmayanlar şimdi feveran ediyor. O zaman neredelerdi? Diyordu.

Özel Yetkili Mahkemeleri RTE ve ekibi kurarken; “Yargı bağımsızlığının öleceğini” söylemeyen Meclis Başkanı Cemil Çiçek, kurulmuş olan “Kumpas dukalığının” üstünü açmak, ya da RTE’nin sununun geldiği işaretini vermek için “yargı bağımsızlığının mezara girdiğini” söylüyordu.

“Yargı bağımsızlığı öldü mü, katılıyor musunuz?” sorusuna Şengün:

 -Yargı bağımsızlığı ölmedi mi? Görmüyor musunuz olanları? 

Savcı savcıyla kavga ediyor; polis, savcının kararını uygulamıyor. 38 yıl hâkimlik yaptım, darbe döneminde sıkıyönetim mahkemesinde de çalıştım. Böyle şey görmedim, diyordu.

Yargıç despotizm dukalığının geldiği noktayı gösteriyordu. (Sürecek) &&&