İŞSİZLİK DEĞİL İŞ BEĞENMEMEKMİŞ!

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Mahmut Asmalı, Türkiye’de çalışmak isteyen herkese iş olduğunu söyleyip “Maalesef Türkiye’de iş beğenmeme gibi bir durum var” dedi.

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Mahmut Asmalı, Türkiye’de çalışmak isteyen herkese iş olduğunu söyleyip “Maalesef Türkiye’de iş beğenmeme gibi bir durum var” dedi.

Asmalı konuşmasında geçen günlerde İçişleri Bakanı Süleyman Soylunun iddiasını da doğrulayan mahiyette bir vurgu yaparak, Bizim üyelerimizden gelen duyumlarınız var. Çok eleman arayan ama bulamayan var. Maalesef Türkiye’de iş beğenmeme gibi bir durum var. Emek yoğun işlerde çalışmak istenmiyor. İnsanlar ağır işlerde, emek yoğun işlerde çalışmak istemiyor. Çalışsa da verimli olmuyor. Yabancı uyruklu işçiler bu işlerde daha fazla çalışıyor” ifadelerini kullandı.

Böylelikle bu konuşma sonucunda kaçak yabancı işçi çalıştıranların kimler olduğu da ortaya çıkmış oldu, SGK ve Maliye müfettişlerini buradan acil göreve çağırıyorum…

Gelelim iş beğenmeme meselesine; bu beyefendiye hatırlatmak isterim ki her işçi ve işveren iş ve ücret dengesi içeren bir anlaşma neticesinde bir çalışma düzeni yaratabilir. Sen işe uygun ücret vermezsen elbette işçi bulamazsın!

Ha diyorsan ki benim verdiğim ücrete Türk vatandaşları çalışmazsa ben nasılsa Suriyeli, Afgan, Özbek o bu kaçak yabancı iş gücü bulurum, buradan hatırlatayım kayıt dışı kaçak işçi çalıştırmak suçtur, bunun bedelini bu gün değilse bile yarın ödersin…

Bakın ağır, tehlikeli, kirli işlerde asgari ücrete adam çalıştırmaya kalkanın işçi bulmakta sıkıntı çekeceği aşikârdır, bu işçinin değil doğru ücreti vermeyen işverenin suçudur!

İşveren öncelikle insanlara insan onuruna yakışır yaşam sürebileceği bir ücreti vermekle, emek sömürüsü yapmamakla yükümlüdür.

Türk patronlar Amerikalı, Alman, İngiliz ya da Fransız patronlardan daha az oranda kar etmeye razı oluyorlar mı? Elbette hayır piyasa gerçekleri bize bu konuda eksiklik değil fazlalık bile olduğunu, Türk patronların vergi mergi vermeden istedikleri gibi at koşturduklarını, iktidarın gözdesi olduklarını göstermektedir.

Peki, Türk vatandaşı emekçiler neden Amerikalı, Avrupalı, Japon hatta Çinli emekçilerden daha düşük bir gelire razı olsunlar?

Bakın Nisan ayında Türk-İş hesaplamalarına göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 5.323,64 TL’ye, yoksulluk sınırı 17.340 TL’ye ve bekâr bir çalışanın aylık yaşam maliyeti ise 6.965 TL’ye tırmanmış bulunmaktadır.

Siz işveren olarak nasılsa elimin altında yabancı kaçak iş gücü var Türk vatandaşı çalıştırıp neden yüksek ücret vereyim vergi ve sigorta pirimi ödeyeyim diye düşünürseniz ve bu tehdidi Türk vatandaşı emekçilere sopa olarak kullanırsanız elbette işçi bulamazsınız.

Bugün Türkiye’de emeği ile çalışan bir kişinin bırakın ev ya da araba alabilmesini, kirasını ödeyip karnını doyurabilmesi bile mümkün değildir. Ama aynı şey patronlar için söylenemez onlar en pahalı evleri alabilmekte, en lüks arabaları kullanabilmektedirler, patronların karnını doyurmakta bir sıkıntı çektiği de görülmüş şey değildir. Bir ülkede işverenler her bir ihtiyacını rahatlıkla karşılar, lüks içinde yaşarken işçilerin açlık seviyesinin altında çalışması, çalışmaya zorlanması kabul edilebilir bir şey değildir.

AKP iktidarının kaçak yabancı göçmelere sempatisinin altında da AKP’li yandaş patronlara son derecede bilinçli bir şekilde ucuz işgücü sağlama stratejisinin olduğu artık ortaya çıkmıştır. Bu kaçak çalışan yabancılar hem Türk vatandaşı emekçilere karşı bir sopa ve tehdit olarak kullanılmakta, işverenler “bak sen bu ücrete ve çalışma koşullarına razı olmazsan arkada bir sürü Suriyeli, Pakistanlı, Afgan, Özbek var” tehdidini rahatlıkla savurabilmektedirler.

Tüm çalışanların, muhalefet partilerinin ve sendikaların Türk işçisine AKP – MHP iktidarı tarafından reva görülen bu muameleye ve emek sömürüsüne şiddetle karşı çıkması gerekmektedir.

Başta sendikalar olmak üzere iş barışını ve Türk emekçisinin hakkını hukukunu korumak isteyen herkes yerli, yabancı emek sömürüsü üzerine kurulan bu düzene karşı koymalı, isyan etmeli yasal ve siyasal haklarını sonuna kadar kullanmalıdır.