Gazze’yi yerle bir eden İsrail, bölgedeki saldırılarını yoğunlaştırıp çevre ülkelerde de tespit ettiği noktalara bomba yağdırmaya başlayınca, Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail’in hedefi, vatan topraklarımızdır. İsrail gözünü, Türkiye’ye dikecek!” şeklinde ürkütücü bir açıklama yaptı, bunun üzerine geçtiğimiz Salı günü TBMM’de gizli oturum düzenlendi.
Tam bir yıldan beri “Müdahale edelim!” diye meydan okuyup durduğumuz sekiz milyon nüfuslu İsrail, nasıl oldu da birden gözünü Türkiye’ye çevirdi, vatan topraklarımızı hedefine koydu?.. Bu kıyamet senaryosunun temelinde neler yatıyor?..
İsrail, geçtiğimiz yıl 7 Ekim’de kendisine füzelerle saldıran Hamas’ın kolunu kanadını kırdı, Gazze’yi harabeye çevirdi, Lübnan’a saldırılar başlattı, Hizbullah örgütü’nün de tüm önde gelenlerini katletti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TBMM’deki açış konuşmasında, “İsrail’in hedefi, vatan topraklarımızdır” şeklindeki endişe verici açıklamaları üzerine ana muhalefet partisi CHP’nin Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM’nin acilen konuyu gündemine almasını istedi. Özgür Özel, “Devletimizin Cumhurbaşkanı ve Büyük Ortadoğu Projesi Eş Başkanı olan Sayın Erdoğan, bizim bilmediğimiz bazı bilgilere sahip olabilir. TBMM’de gizli (kapalı) oturum yapalım ve bilmediğimiz bir şeyler varsa öğrenelim” dedi. 8 Ekim 2024 Salı günü TBMM’nin olağanüstü toplanmasına ve gizli görüşme yapılmasına karar verildi. MHP Lideri Devlet Bahçeli de “Kararı çok yerinde ve doğru bulduğunu” söyledi.
İsrail’in Gazze’deki yıkım ve katliamlarının ilk günlerinden beri başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere siyasal kesimlerden sürekli tepkiler yükseliyordu, Gazze’ye destek mitingleri ve gösteriler birbirini izliyordu. MHP lideri Devlet Bahçeli, 2023’ün Ekim ayında partisinin TBMM’deki bir grup toplantısında, “Eyy Amerikan uşakları, neredesiniz?.. Filistin’e sahip çıkmayacak mısınız?.. Harekete geçelim, en önde ben yola revan olmazsam namerdim” şeklinde sert çıkışlar yapıyordu.
Aynı günlerde Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan da, “TBMM Başkanlığına dilekçe verdik, Gazze’ye Türk askeri gönderelim” diyordu...
Savaşın ilerleyen günlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan gelen şu açıklamalar unutulabilir mi?
“Hamas, terör örgütü değil, kurtuluş mücadelesi veren mücahitler grubudur...”
“Kurtuluş savaşımızda Kuvayi Milliye ne ise Gazze’deki Hamas da odur...”
“Ey İsrail, Batı’nın sana borcu çok, ama Türkiye’nin sana borcu yok...”
“Ben bunu Davos’ta söylemiştim ‘siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz’ demiştim, o günden beri Davos’a gitmedim...”
Çok detaya girecek değilim, ancak 85 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti’nin sade bir vatandaşı olarak, oylarımızla başımızda tuttuğumuz siyasilere bazı sorular yöneltmeye, hakkımız vardır diye düşünüyorum. Cumhuriyeti’mizin yüzüncü yılını kutlama heyecanını yaşadığımız şu günlerde devletimizin, siyasal hesaplar uğruna yıpratılmaması gerektiğine inanıyorum...
İki yüz milyonluk Müslüman Arap topluluğunun, tüm dünya ile birlikte ilgisizce uzaktan izlediği Filistin’deki savaş, neden Türkiye’nin üzerine çekilmeye çalışılıyor?
Geçtiğimiz Salı günü TBMM’deki toplantıda kamuoyunun duyması, bilmesi istenmeyen hangi gerçekler vardı ki, gizli görüşme yaparak, kamuoyundaki endişe, daha da büyütüldü?!..
Nitekim, Cumhurbaşkanı Erdoğan bu oturuma katılmadı, iki bakan gelerek, TBMM’ni bilgilendirdi. Oturum sonrası basına bir açıklama yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Gizli oturumda, bugüne kadar bildiklerimizin dışında hiç bir şey duymadık” dedi.
Şimdi, “Eyy Amerikan uşakları, neredesiniz?” diye o günlerde en ağır suçlamaları yapan Sayın Bahçeli’ye ve o çizgide siyaset yapanlara sorularım var:
Türkiye’de kaç tane ABD üssü var, Müslüman Arap ülkeleri’nin, ABD ve İsrail ile bağlantıları nelerdir, nerelerde ABD üsleri var?.. ABD’nin Adana’daki İncirlik üssünden kalkan savaş uçakları, Suriye’de İHA’mızı düşürdüğünde neredeydiniz? ABD, Afganistan’a, Irak’a, Suriye’ye, körfez ülkelerine müdahalelerde bulunurken, sizler neler yapıyordunuz?
Bir çok yazımda yinelediğim gibi, Filistin’deki Arap- İsrail savaşı, etnik ve dinsel olarak aynı kökten gelen iki toplum arasında binlerce yıldan beri devam eden bir kardeş kavgasıdır, Türkiye’nin bir sorunu olması için zerre kadar bir neden yoktur.
Daha yüz yıl kadar önce İngilizle, Fransızla bir olup Osmanlı’ya baş kaldıran, irili ufaklı bir çok devlet kuran Müslüman Araplar, zaten bizi kendilerinden saymıyorlar; “Türkler Mevali’dir (Sonradan Müslüman olan), İslam’ı temsil edemezler” diyorlar.
Üstelik tüm Müslüman Araplar, hatta tüm dünya, Filistin’deki savaşı uzaktan, ilgisizce izliyorsa, bize ne oluyor?!
Bizim yapabileceğimiz tek şey, savaşın bir an önce souçlanması için tarafsız bir şekilde girişimlerde bulunmak, bu yönde çağrılarımızı sürdürmektir, diye düşünüyorum.