İŞ CİNAYETLERİ

Türkiye işçi sınıfının sırtında milyarder olanlar, işçi sağlığı ve iş güvenliğini sağlamak yerine, “paralarımız gitmesin” diye gerekli önlemleri almıyorlar. İş cinayetlerinin adını da bulmuşlar. Diyorlar ki; “iş kazası” oldu. Bu iş kazası değil, aslında tam bir iş cinayetidir.  Patronlar gerekli yasal önlemleri alsalar, üretici güç olan işçiler hayatta kalacaklardı. Bakın size bir anımsatmada bulunayım. Bükköy Madencilik Sanayi ve Ticaret AŞ’nin Bursa Mustafakemalpaşa’daki kömür Ocağında 10 Aralık 2009’da meydana gelen ve 19 işçinin ölümüne neden grizu patlamasından sonra yapılan faaliyet durdurma işleminde, devletin önemli bir ihmale imza attığı ortaya çıktı. Maden ocağının faaliyetini, Enerji Bakanlığı Maden Genel Müdürlüğü değil de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı durdursaydı, işçiler işsiz kalmayacak, maaşları işveren tarafından ödenmeye devam edecek veya madenciler aynı maaşla bir başka işte istihdam edilecekti. Faaliyeti durdurma işlemi Maden Yasası’nın ilgili maddesine göre yapıldığı için, hayatta kalan yaklaşık 110 işçi işsiz kaldığı gibi, bunları yükü de devlete bindi.

Bursa Mustafakemalpaşa’daki maden ocağında, uyarılara rağmen gerekli yasal önlemleri almayan Bükköy Madencilik Sanayi ve Ticaret AŞ’nin sahibi Nurullah Ercan, Kısa Çalışma Ödeneği’nden yararlanmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvurdu. Ercan, devlete 19 işçinin hayatını kaybettiği maden ocağından “işçi atmamak için bana destek verin” dedi.  Kısa Çalışma Ödeneği, küresel ekonomik krizin Türkiye’ye yansımaları sonucunda zor durumda kalan firmalara, işletmenin faaliyetlerini sürdürerek mevcut çalışanlarını işten atmasınlar diye devletin sağladığı bir imkandır. Bu olanaktan, geçen yıllarda birçok firma yararlandı. Ekonomik kriz, yangın, patlama, su baskını gibi mücbir sebepleri olan firmalar başvurma hakkına sahiptir. Başvuruyu Çalışma Bakanlığı inceliyor, uygun görürse talep karşılanıyor. Maden kazası örneğinde olduğu gibi, işverenin patlamada kusurlu olduğu müfettiş raporu ile sabitse talep geri çevrilebiliyor.
Kısa Çalışma Ödeneği’nde işçilerin maaşını, üç ay süreyle, asgari ücretin en az yüzde 40’ı, en fazla da yüzde 80’i oranında devlet ödüyor. Bu süre emekliliğe sayılmıyor. İşçi sağlık yardımlarından yararlanabiliyor.

Bu koşullar ışığında, hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik hem de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın resmi-süreli bildirim ve uyarılarına karşın maden ocağında gerekli önlemleri almadığı, tespit edilen eksiklikleri gidermediği belirlenen, Bükköy Madencilik patronu Nurullah Ercan’ın devletten yardım talebinin nasıl sonuçlanacağı o tarihte bile belli olmamıştı. Madeni kapatmada hangi madde uygulandı?
Maden Yasası’nın 29. maddesinin, “İşletme açısından tehlikeli durumların tespiti halinde, bu halleri gidermek için ruhsat sahibine altı aya kadar süre verilir, mücbir sebepler dışında bu süre uzatılmaz. Bu süre sonunda projeye uygun faaliyette bulunulmaması veya tehlikeyi durumun ortadan kaldırılmaması halinde teminat irad kaydedilerek işletme faaliyeti durdurulur” fıkrası uygulandı.

İş Yasası’na göre kapatmanın yararı nedir? İş Yasası’nın 79. maddesi ise “Bir işyerinin tesis ve tertiplerinde, çalışma yöntem ve şekillerinde, makine ve cihazlarında işçilerin yaşamı için tehlikeli olan bir husus tespit edilirse, bu tehlike giderilinceye kadar, tehlikenin niteliğine göre iş tamamen veya kısman durdurulur veya işyeri kapatılır. İşveren bu nedenle işsiz kalan işçilere, ücretlerini ödemeye veya ücretlerinde bir düşüklük olmamak üzere meslek veya durumlarına göre başka iş vermeye zorunludur” diyor. Sermaye sınıfı ve siyasi iktidarlar iş kazalarına karşı gerekli ve zorunlu önlemleri almadıkları için her yıl yüzlerce işçi yaşamını yitiriyor. İşçilerin eş ve çocukları aç ve sefil kalıyor. Sorumlular formülü bulmuşlar. Ne diyorlar? İş kazası diyorlar. Kazanın bir tanımı var. Kaza, nerede ne zaman meydana geleceği belli olmayan olaydır. Oysa Türkiye’de işlerlerinde olan iş kazalarının adı “iş kazası” değil, tam bir cinayettir.